Ah ki ah.
Ne ah ama.
Şu;
"Kaldırım işgali" meselesi!
Kangren bir durum.
Dün, burada konu etmiştim.
Yaşanan,
Yaşatılan ve "ortaya" çıkan hak ihlalini.
***
Mevzuuya ilişkin!
Dün.
İnanılmaz bir tepki aldım.
Tabi ki, bu kadar beklemiyordum.
Sıradandı.
Ama yok.
Tabi ki, tepkiler "negatif" bazda.
Arayan arayana, tepki veren verene.
***
Hani derler ya;
Bir dokun bin ah işit misali.
Sıkıntı büyük!
Aynen de öyle.
Meğer mevzuu hayli, "tahribat" yaratıcıymış!
Her gecen zaman daha bir azmış.
Özellikle bayanlar ve genç kızlar için.
***
Diyorlar ki;
"Bizler için kaldırımlar geçilmez"!
Tuzak!
Kahvehane,
çay ocakları,
Ve "vitrin" yerine, kaldırıma sergi açan Esnaf!
***
Yol vermiyor.
Pek tabi ki.
Kaldırım işgalinden sorumlu Belediyeler.
"Tepkinin" odak merkezi.
Onlar da, duruma hassasiyette yeterli değil.
Caydırıcılık yok!
***
Sento caddesinden bir bayan!
Teşekkür,
Ve duasını ettikten sonra yaşadığı tepkisini şöyle dile getiriyor.
Tabi ki, sorumluları da göreve çağırarak.
***
Diyor ki;
Allah sizden razı olsun.
Duygularımıza tercüman oldunuz.
Şehrin her yerinde kaldırım işgalleri var.
Öyle ki yoldan geçemiyoruz.
Kaldırımlar zaten dar.
Bir de bunlara esnafın sandalye ve vitrin işgalleri, kürsü atıp çay içenler.
Yani çarşı bizim için çekilmez halde!
***
Bakınız.
Özellikle Bağlar ilçesi.
Her yeri.
Hele ki, Sento caddesi.
Daha ötesi havaalanına giden yol tümüyle işgal altında.
Bir bayan olarak bırakın yalnız.
Eşimle, çocuğumla dahi kaldırımda yürüyeme, karşıdan karşıya dahi geçemiyoruz.
***
Bir hafta önceydi.
Kaldırımda "yürünecek" yer yoktu.
çift taraflı, araç parkı vardı.
Zorunlu olarak çocuğumla cadde de yürüdüm.
Birden eli elimde olan oğluma araba çarptı.
Kanlar içerisinde kaldı.
***
Şükürler olsun ki ölümden döndü.
Oğlum ölseydi bunun hesabını kim verecekti?
Belediyenin,
Emniyetin hassasiyet göstermesini istiyoruz.
Esnafın da, saygısını istiyoruz.
Lütfen, kaldırımlar yayalara ait olsun."
***
Evet.
Bayan okuyucunun serzenişi.
Ve uğradığı "hak ihlali" sıradan bir mevzuu değil.
çünkü arayanların anlattıklarıyla;
"Ciddi kavgalara" varabilecek düzeyde, hadiseler vaki olmuş.
Beteri içten bile değil.
Dediğim gibi kaldırım işgalleri günlük çarşı yaşamını kilitlemiş vaziyette.
çekilmez!
***
Dünde ifade ettim.
Bugün de, aynı düşüncemi tekrar ediyorum.
Kaldırım yayalar içindir,
Yollar ta, trafik akışı ve araçlar içindir.
Kimsenin; "işgal" hakkı yoktur.
***
Biliyorum.
Kaldırım işgalini, "dile" getirdiğimiz için bazı kesimler tepkili.
Özellikle; "vitrin yerine, kaldırımda" malını teşhir edenler!
İşyeri olan esnaf mı,
Seyyar satıcılar mı,
Tezgh açıp işportacılık yapanlar mı?
Diyeceğim.
Biz kimsenin, kazancına, ya da işine karşı değiliz.
Bilakis, esnafımızın daha çok kazanmasını isteriz.
***
Ama.
Bunu yaparken, "hak" ihlaline gidilmemeli.
Hele ki,
Şehrin estetiğini bozacak,
Görüntü kirliliğini oluşturacak,
İşgalci konuma gelecek durumdan kaçınılması gerekir.
***
Herkesin.
Ama herkesin,
İnsan haklarına, hukuka riayet etmesi lazım!
Görüntüler nahoş.
Atılan kürsülerde, çay yudumlayıp sigara tüttürenler.
Podyum misali.
Kabulü mümkün değil.
***
Diyoruz ki;
Bunların son bulması gerekir.
Belediyeler,
Emniyet ciddi bir caydırıcılık müessesini işletmeli.
Bu şehir, "yaşam kültürüyle de " tarihinde örnek olmuştur.
Sloganımız; "kaldırımlar, yayaların, işgalcilerin değil".