BU KAPIŞMA, ZARAR VERİCİ!…
Eklenme: 3/17/2022 12:00:00 AM

Ah şu, hafıza odası, ah!.. Ah Ahmet Güneştekin Ah.. Bir sergi ikmale getirdin, tüm gizli ilişkileri deşifre ettin?.. Kavgaları da alevlendirdin.. Gelen de, gelmeyen de, konuşan da, söylenen de, halaya çıkanı da, davulcuyu da, Ekremi de, İhsanı da, Sancarı da; işte görün dedirtircesine ahaliye gösterdin ya!!!

***

Vaziyet, bir anda kadim kent açısından kara kedi hikayesine döndü!.. Sahiplenen, sahiplenmeyen, kaçan, ilgim yok diyen, bir garabet hal oluştu; senin bu serginden dolayı.. Şimdi, ekilen garabet tohumla canlı canlı yaşanıyor, mevzunun kavgası sayende bilesin!!..

***

Aylardır süre gelen tavır ve esen soğuk rüzgarlar önceki gün, Tarım Fuarı açılışında kendini ifşa ederek, tarafları gerdi Ki bu ifşa yüzlerce kişinin gözü önünde; ithalatçı ülke olduk, olmadık ifadesiyle kimlik kazandı!

***

Şöyle ki.. Engin Yeşil.. Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı.. Açılışta kürsüye çıkıp, Tarımla ilgili fikirlerini aktarıyor istatistiki bilgiler veriyor.. Ve şu eleştiriyi yapıyor.. Türkiye gittikçe ithalatçı ülke konumuna düşüyor..

***

Yeşilden sonra kürsüye Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu çıkıyor.. Tabi, Büyükşehir Belediye Başkanvekili.. İki unvanla, kürsüde konuşuyor.. Yeşili, konuşmasında çizdiği karamsar tablodan dolayı, moral bozmakla suçluyor.. Türkiyenin ithalatçı ülke olduğu söylemini, bir efsane olarak, değerlendiriyor

***

Karaloğlu, bunu herkes ezberlesin lütfen deyip, 2021 yılına ait kendi notlarından ihracat ve ithalat rakamlarını veriyor..

-Türkiyenin tarımsal ihracatı 25 milyar dolar. Bunu not alın! İthalatımız ne kadar? O da 17.8 milyar dolar. Türkiyede cari fazla veren ender sektörlerden bir tanesi tarım sektörüdür. Sizsiniz. Bunu bayraklaştırmak varken, her toplantıda, her fuarda Biz ithalatçı ülke olduk demenin manası var mı?

***

Arkadaşlar ne olur ülkenizin de, kendinizin de değerini düşürmeyin diyen Karaloğlu, Kürsüye çıkıp, eksik tarafı, bardağın boş tarafını konuşursak kendimize yazık ederiz, arkadaşlar der!..

***

Kürsüdeki bu gerilim ve esen soğuk rüzgar Yeşil ve Karaloğlu arasında cereyan ettiyse de, bir üçüncü isim de, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya da var.. Bir cephede Yeşil ve Kaya diğer cephede Vali Karaloğlu!.. Gidişat neye evirilir bilmem; ama bir an önce sulhun sağlanması kent açısından gerekir...

***

Kim haklı, kim haksız terazisine girmek istemiyorum! Zaten herkes kendine göre haklıyım diyor.. Benim hassasiyetim, üç büyük kurumun çekişmesiyle oluşan hamurda oluşacak olumsuzluk zarar verici olacak.. Hem kent adına, hem kurumlar adına, hem de kişiler adına çok su alacağı için, kazanandan çok kaybedilen olunur! En önemlisi de; bu işin siyasi ve ideolojik bir çatışmaya dönüşmemesi!!..

***

Denir ya; herkes bir relaks, bir gaza basmanın yerine frene odaklansın!?.. Kimse siyaset devşirme plan ve kurgusu içerisinde olmasın, kendilerini bir yerlere şirin gösterme, ya da adamı olarak lanse etmesin!..

***

çünkü, bu kent, böylesi çekişmelerden, hizipleşmelerden, gerilimlerden çok çekti.. Yeni halkalar eklenmesin! Tez elden o kara kedi vatandaşın deyimiyle kafesine sokulsun!

***

ADINI BİLMEDİĞİNİZ BİRİ!.

Erdoğan karşıtı çarşıda kafalar bildik, takıntıyla tavırlı!!!.. Yine fena bir tokuşturma masasının etrafında, cebelleşip duruyorlar.. Netleşen olmadığı gibi, net olmaya meyil veren de yok! Sürekli bir fikir ve duruş istikrarı zafiyeti var!

***

Haberiniz oldu mu bilmem! İyi Parti Lideri Akşener Erdoğana rakip aday için, yeni bir profil çizdi! Diyor ki; Finlandiya, Almanya Cumhurbaşkanı gibi adını bilmediğiniz, derleyici, toparlayıcı, bu ülkede herkesin cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz!..

***

Denir ya, vay da vay!.. Sigara illetinden 22 yıldır kurtulan biri olarak o vecizeli sözü, kullanmayacağım Diyeceğim şu; ne oldu, İstanbulun Fatihi diyerek, bel çıktığın Ekrem İmamoğluna çizik attınız!?.. Hele ki, adını bilmediğiniz bir kişi demek de neyin nesi!!!..

***

İmamoğlu adı sanı bilinen biri(!)!.. Ki, İngilizi, Almanı, ABDlisi, hatta Finlandiyalısı da, tanıyor.. Malum, ziyaretler, akşam yemekleri, balık-rakı keyfi.. Emiri olduğu şehir kar altında kalsa bile; misafirleri ağırlayıp durdu Yani, kıtalar ötesi bir nam-ı var!

***

Eee; Mansur Yavaş da bu işte harcı olacak, hevesi olan olmadığına göre; onun da adaylığı yattı!

Peki Kemal Bey mi?! Hiç de değil.. Adı sanı, pek Almanyada, Finlandiyada bilinmezse de ahali olarak biz biliyoruz ya, yetmez mi!!!? Vaziyet sihirbaz şapkasına döndü!.. Tavşan mı, kuş mu? çıkacak

***

Eskilerden, 80liklerden söz ediliyor Hal bu ise, ne diyebiliriz ki!.. Ahı gitmiş vahi kalmış!.. Eskiye rağbet olsa, bit pazarına nur yağar der seçmen! Yani bunlardan da; bir cacık olmayacağına kanaat getirir!..

***

Peki, kim olur? Ama şu kesin ve altı çizili bir hakikattir.. İnanmayan, kafasını kuma gömmüş demektir Kemal Bey dahil.. Ki altılı masanın tüm aktörleri dahil; sandıkta dibe çökerler! Halk deyimiyle; istedikleri kadar adları-sanları bilinmezse de; güven tesis etmezler!?.

***

çünkü, geldikleri mahallelerine nanik yaptıkları için!.. Yamanma gayreti bir siyasetin yer küresinde kazanım ve başarı sağladığı, vaki olmazken, nafile bir didişmeden öteye bir netice doğurmaz..

***

Sahi Temel bey ne diyordu!?.. O, mevcut isimlerin bilaistisna alayına karşı duruşuyla!!.? Ki Kemal Beyden de haz almışlığı Ekrem Beye gönül bağı, Mansura ve eskilere de ilişki kuramadığından olsa gerek; adayımızı anketle belirleyelim diye önerilerde bulunuyordu!

***

Bu gidişatın bir kör dövüşüne döneceği aşikar!.. Kavga kısa zaman içerisinde mi, yoksa ileriki zamanda mı, olur, onu zaman gösterir!.. Ama, adı, sanı, yüzü, hayatı, karakteri, rengi, dili, soyu-sopu bilinmeyen birine; bu ahali nasıl oy verecek?.. Ve o adı bilinmeyen nasıl yüzde 50 artı biri alacak!..

***

Neyse!.. Görünen o ki en son başvuracakları merci, kıtalar ötesi olacak!.. Öyle ya, Meral hanım ülke cumhurbaşkanlarından söz ettiyse!.. İster misiniz, 84 milyondan biri değil de ithal biri tercih edilsin!.. Neden olmasın ki; Erdoğan karşıtı koalisyonun üst aklı ithal değil mi?!

***

Halepçe! Varlığı inkar edilen, enva-i asimilasyona uğratılan, demokratik talepleri gözardı edilen, şiddet gücüyle sürekli baskı altında tutulan Kürtlerin, son bir asırlık tarihinde en dramatik, yok ediliş sahnesidir!

***

Emperyalizmin, Siyonizmin silahlandırdığı, kendine piyon olarak kullandığı Saddam Diktatörü, 16 Mart 1988de, elma kokulu kimyasal silahla, Kürtlere saldırdı.. Soykırım girişimi olan bu saldırıda Halepçede, 6 bin insan katledildi

***

çocuk, kadın, yaşlı, genç dinlenilmedi!.. 15 bin insan da yaralandı.. Bir insanlık suçu!.. Saddam vahşi diktatörlük yüzünü saklamadığı gibi, emperyalizm ve Siyonizm de, iştahlı iştahlı besledikleri caninin katliamına, seyirci kaldı.. Ta ki; piyonlarıyla işleri bitene kadar!

***

Ve Saddam yine o kendini besleyen Ortadoğu celladı batılı emperyalistlerin elinden idam edildi, ülke tar-u mar edilerek, Irak şiddetin, kanın, gözyaşının bataklığı hale geldi.. Ve hazin olan da şudur, bu güçler o günden buyana Kürtleri hep kendi çıkarları noktasında, yaklaşım gösterdiler!?.

***

Halepçeyi anarken, Ortadoğuda cirit atan Siyonizmin ve batılı emperyalizmin de; kan ve gözyaşı üzerinde nasıl da dehşetli çıkar organizasyonlarında bulunduğunun da, idrakine varmalıyız!...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Bizim iyi Müslüman olmamız için, başkasının kötü Müslüman olması gerekmiyor.

***

BERAT KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN