BUHRANLI DÜNYA’DA LİDER OLMAK!..
Eklenme: 4/1/2022 12:00:00 AM

Son yüz yıla bakarsak!.. Kıtalar ve ülkeler insani ve vicdani meziyetlerini yitirmiş.. Kısır, ne istediklerini bilmeyen, işgalci, faşizan, despot bir ruh kimliğine sahip liderlerin ürettiği buhranlı dönemler yaşanıyor! İçte ve dışta büyük bir boğuşma ve vekalet savaşının sarmalında, debelenip duruluyor!

***

Ortam öylesine kimliksiz, öylesine tarifsiz bir arenaya dönmüş ki; huzur, güven, istikrar yer küresinin, hiçbir yerinde vücut bulmuyor!.. Devletler devletlere, milletler milletlere kavga ve kargaşa atmosferi içerisinde; meçhul bir kör dövüşün içerisinde, bulunurken!.. Aynı noktada halklar kendi mahallesinde de, haklar çatışmasının körüğünde!

***

Üstünlerin üstünlüğü algısıyla, geliştirilen propagandalar var ki!.. O da; istiklali, istikrarı ve istikbali bozma adına, emperyalist küresel güçler ve siyonizmin biat edici şeytani vazifeleri yerine getiren batı, algı operasyonuyla, kıvılcımları yakıcı yangınlara dönüştürüyor.. Ve bunu da, demokrasi, insan hakları, özgürlük, eşitlik, adalet gibi yaldızlı kavramlları kullanarak yapıyor!

***

Ve bunun ana akım patronu da, dün olduğu gibi bugün de, Amerika!.. Kıtalar ötesi, onbinlerce kilometre ötedeki devletlerin, ülkelerin, ilgili-ilgisiz hemen her coğrafyaya ateş düşürme adına, gizli mahfiller oluşturuyor Kuzu postunu giymiş beyaz kurt misali, yönetenlerle yönetilenlerin arasına, kavram aldatmacasıyla; fitne tohumu ekerek, çatıştırıyor!

***

Hele ki, Avrupa ülkeleri!.. Kendinden olmayana tüm duyu organlarını kapatan bir anlayışla; leş yiyici yaratıcılar gibi; avın çöküşünü, ölmesini bekliyorlar!.. Ellerini sıcak sudan, soğuk suya sokmadan, hedeflerine aldıkları ülkeleri ekilen fitne tohumunun filizlenmesine çağdaş medeniyet törpüsüyle; kucak açarlar!.? Ama hiçbir şekilde; samimi değiller!..

***

Tabi, Rusya, çin ve İranın da mevcut durumun farklı bir versiyonlarını, teşkil ettiğini de, görmek lazım!.. çin, yer küresini ele geçirme, gayretiyle yayılıyor!.. İran, Ortadoğuda Şii mezhebine hakimiyet kazandırmak istiyor.. Rusya ise, Putin odaklı yeniden çarlık dönemini bulunduğu kıtada, geliştirip büyütme gayretinde!.. Ki, Ukraynaya yönelik işgali de bunun göstergesi!

***

Peki, kendi kıtasında Türkiye son yüzyıl içerisinde neleri yaşadı!?.. Ne hazindir ki; tablo hiç de içaçıcı bir resim ortaya koymuyor!.. Özellikle, Osmanlının son dönemi, Cumhuriyetin kuruluşundan, iki binli yıllara kadar; ABD ve ABnin yanısıra Siyonizmin içteki piyonları tarafındançatışmalarla yıkımlı, buhranlı, istikrarı bozan, müdahalerle benlik kaybı yaşadı!

***

Yönetilenle, yönetenler hizipleştikleri gibi!.. Devletin kurumsal kimliği de; milletiyle hasım edildi!.. Özetle, son yüzyıl içerisinde; hep iç çatışma, kavga, kaos, darbeler, müdahaleler, siyasi belirsizlik kifayetsiz liderlerin varlığıyla, yönetile gelindi! Ne kendi devletinde, ne kendi milletinin karşısında, ne de dış devletlerin karşısında Liderlik vasfını ortaya koyabilen; bir lider olmadı, olmasına izin verilmedi!

***

Ama bugün!.. Kim ne derse desin, haset ve kin duygusuyla, neler söylerse söylesin!.. Denir ya; Yiğidi öldür, ama hakkını ver gerçeğiyle, Türkiye son yüzyılın bugün, nihayetinde Liderine kavuşup, sahip olmuştur diyorum!.. O kişi de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğandır.. Doğrularla, yanlışları adil şekilde teraziye alırsak, doğrular ağır basar!

***

İşte, bu liderliği ve yönetimi, amentü ve vicdan sahibi, insana insanca bakabilen, milleti tanıyan, devletlerin refleks ve hassasiyetlerini bilen, Avrupayı, ABDyi tanıyan.. çin, Rusya ve İranın stratejilerini okuyabilen; ata düşmanı, torun dostu olmayacağını, okuyan.. Osmanlının medeniyetiyle, İslamın şiarıyla, dünyaya bakıp, ona göre tavır olabilendir; Erdoğan! Ondandır ki; dünya milletleri ona gıpta ile bakıyor, takdirle karşılıyor?

**

Ki bugün, ABD ve Avrupa artık idrak etmiştir.. Türkiyenin eski Türkiye olmadığını!.. Dün emir alıp, oyunun figüranı olan Türkiyenin bugün, kendilerine rağmen, vesayetçi kalıntılarının çelmelerine takılmadan; emir veren konumdadır.. Artık, oyun kuran, yeri ve zamanı gelince rol biçip, figüranlara rol veren, bir Türkiyenin varlığını onlar da, kabul ettikleri gibi; artık iman etmiş durumdalar!

***

Her ne kadar; iç siyasette verimsiz, kifayetsiz, yamalı bohça misali, haset batağında bulunan muhalefet, gerçekleri görmüyorsa da!.. Kafayı kuma gömen deve kuşu misali politika sergiliyorsa da!.. Akla ziyan bir şekilde; Rusya-Ukrayna arasındaki savaşı sonlandırma adına, Türkiyede kurulan barış masasına bile laf edebilecek kadar, düşebilecek bir akıl icra ediliyorsa da!

***

Daha vahimi, kan dökülmesin, insanlar ölmesin iki komşu ülkedeki ateşin başka ülkelere ve dünyaya sirayet etmesin diye; gösterilen gayret Ortaya koyulan insani ve vicdani politikayı, ülkedeki ekonomik krizi unutturma senaryosu olarak görüp, üzerinden siyaset devşirme gayreti içerisinde olan, muhalefetin varlığına rağmen..

***

Ne diyelim; kalp gözü körelmişse, ne söylerseniz, ne yaparsanız, nafile! Evet, dünya alem, her şeye vakıf ve biliyor!.. Antalyadaki toplantı, İstanbuldaki Dolmabahçe ofisindeki müzakere masası, Rusya ve Ukrayna ile birebir görüşebilen, temasta olan bir Türkiyein varlığıyla, Dünya İnsani Bir Lider Gördü gerçeğini haykırıyor O lider de Erdoğan!

***

İnsani, vicdani, rahmani, kalbi duygu ve düşüncelerinde sapma olmayan Mekir ve hilenin ihanet karışımına malzeme olmayanlar çıplak gözle; Erdoğanın Rusya ve Ukrayna heyetleriyle, İstanbuldaki görüşmesine bakarsa.. Ve burada yaptığı konuşmanın samimiyetine ve niyetine odaklanması, her şey için yeter de artar bile! Böylesine güçlü birlik-bütünlük, ancak inanılan ve güvenilen bir şahsiyetle, mümkündür!.. Bu da tarihseldir, Osmanlının adabının ve gücünün yeniden ihyası demektir...

***

Özü itibariyle; sevsek de, sevmesek de, Erdoğan Türkiye açısından, son yüzyılın Dünya Lideri kimliğini, almıştır.. Ne diyordu kendisi, siyaset amaç değil, araçtır.. Ahiret gününe, mahkeme-i kübraya hesap verecek güne iman edip, inanmış bir insan olma vasfıyla; insanlık için istiklali, istikrarı ve istikbali sağlama gayreti içerisindedir!.. Erdoğana hasım kesilenlere de baktığımızda bilinçaltlarındaki esas tahammülsüzlükleri, Onun inancına, imanına, amentüsüne yöneliktir

***

NOBELİ HAK EDİYOR

Abdulkadir Selvi dün kaleme aldı; Erdoğan barış ödülü olan Nobel Ödülünü hak ediyor diye

Eğer ki, Putin ve Zelenskiye savaşı bitirtecek, barışı getirebilecek imzayı da attırabilirse, elbette ki Dünya Lideri vasfı kadar, yer küresine 3. dünya savaşı çıkmadan barışı sağlayıp, temin ettiği için, Nobel Barış Ödülüne tartışmasız layık görülmeli, hak eder.

***

Gerçi, Nobeli verirler mi vermezler mi orasını bilemeyiz.. Ama Erdoğandan başka barış çabası içinde olan başka bir lider var mı; yok!?.. Biden mı, Macron mu, Johnson mu? Ya da bir başka ülke lideri var mı?! İki tarafı bir araya getiren, müzakere masasına oturtan başka ülke ve lider var mı?! Yok..

***

O zaman Nobel Barış Ödülü Erdoğanındır Türkiyenin barışı sağlama konusunda gösterdiği çaba bu noktada, neden dünya Nobel Barış Ödülüyle taçlandırılmasın...?

***

GÜNÜN SÖZÜ

Ne olursa olsun; Allahın dinini izzetiyle kıyamete kadar ayakta tutacak bir nesil var olacaktır. Belki binlerce, on binlerce insan olmaz onlar. Üç kişi, beş kişi olurlar; lakin Allah onlara yedi milyarın bereketini verir.