Be nezer!.. Be nezer..! Be nezer..! Nazar değmesin..! Terörsüz Türkiye rotasındaki ilerleyiş, umut vaad ediyor.. Her ne kadar, içten ve dışarıdan akamete uğratma adına, sinsilikler inşa edilse de!.. Rol üstlenen aktörler, kendi mecralarına göre, ezber bozmaya devam ediyorlar!..
***
Bahçelinin çıkışı, Erdoğanın iradesi, Öcalanın da çağrısıyla ikmale gelen çıkılan yol kesintisiz ilerliyor.. Aynı minvalde, barışa ivme kazandıran ya da kaybettirenlerin de safını netleştirmeye başladı Bukalemun takılanlar var ise de ekseriyeti kep düştü, kel göründü misali!
***
İki yazı öncesi, ifade etmiştim!.. PKKnın Öcalana biat edici şekilde çağrıya dayalı karara uyacağını açıklaması!.. Öcalanın çağrısı bizi-onları kapsamaz diyen, denilen YPGnin Şam Yönetimine entegre olacağını deklare etmesi!.. SDG ile Suriye Devletinin, 8 maddelik anlaşmaya imza atması!..
***
En önemlisi de, cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaşın, süreci sahiplenerek, katı sunucu açıklama ve yazıları kaleme alması.. Bir gün önce buradan aktardığım Korkma!.. Barış başlıklı yazısındaki o tarihi ifade.. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlerin Devletidir sözü!..
***
Bu açıklama, iki tarafın da şahinlerini derinden sarsıp, şaşırdığı gibi, Siyaset kulvarındaki, muhalefetin ve onun aparatları olan, yazılı-görsel kulvarın aydınları ile gazetecilerini şoke etti!.. Olmaz böyle, bu nasıl bir teslimiyet havarisi kesilerek, hukukçu Seloya hukuktan dem vurdular!..
***
Malum, önceki gün Mecliste DEM Eş Başkanları ve İmralı heyetinde yer alan kimi isimler; parti ziyaretleri kapsamında, AK Parti ve MHPyle görüştü!.. İki görüşmenin de ilk anda yansıyan fikri beyanda; olumlu, kararlı, kapsamlı bir görüşme oldu.. Her iki görüşme, 2şer saat!..
***
Tabi baş başa ne konuşuldu, neler not edildi, kim vaat etti, kim vaat yok dedi, bilemiyoruz?.. Ancak görünen o ki, İmralı ile 4. kez bir görüşme olacak.. Ve bu görüşme, 21 Mart Newrozunu kapsayacak.. Diyarbakırda nevroz alanında, gelecek mesajı deklare edilecek?..
***
Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İmralı heyetinin görüşme takvimi de, AK Parti ile yapılan görüşmede netleşti gibi.. Eş Başkan Tülay Hatimoğulları açıkladı.. Cumhurbaşkanı Erdoğanla, Bayram sonrası, görüşeceğiz..
***
Havanın barış rüzgarı böylesi gelişmelerin rotasında eserken, Kürt siyasi harekatının önemli isimlerinden, Leyla Zanadan da, çıkış geldi.. Uzun süredir suskun, ketum bir izdivaca çekilen Zananın, önceki gün, yaptığı açıklama!..
***
Dondurucuya konulan çözüm süreciyle alakalı şu ifadesiyle, dikkatleri üzerine çekti.. çözüm süreci dondurucudan indirilmeli.. Son açıklamasını okudunuz mu, bilmiyorum.. Ama özetle, aktarmak istiyorum, Leyla Zananın, yeni yol haritasına dair, neleri kaydettiği..
***
Temennimiz; kırılgan değil dayanıklı, geçici değil kalıcı bir çözüm iradesi için başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli olmak üzere bu tarihsel zamanda ölüm değil yaşam için insiyatif alan herkesin üzerine düşen sorumluluğu kararlılıkla yerine getirmesidir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Barış berekettir. Hayattır.
***
çorak toprağın suya hasret gerçeğiyle Türkiyenin 7den 70ine.. Dili de, dini de, ırkı da, gözetilmeksizin, 85 milyon Türkiyenin yek vücut şekilde, hasret olduğu barışa, kavuşmanın umut ve hayalleriyle, bu sürece katkı sunarken, CHPdeki kimi kesimler akamete uğratma gayretinde!..
***
Dün, HDP-DEM ve PKKya akıl hocası kesilerek, Siz 40 yıllık mücadelenizi nasıl, bu kadar ucuza, terk edersiniz.. Silah bırakmayın!.. Siyasal iktidar sizi, kandırıyor. Amacı iktidarını sürdürmek.. Bu oyuna gelmeyin! diyerek mevcut ateşi körükleyip durdular!.. Kandile gittiler, özel röportajlar yapıldı..
***
Öyle ki, Türkiyede iç dağınıklığı ateşleme adına, enva-i methiyeler dizilip duruldu.. Bugün, en radikal Türk Milliyetçisi kesilenler, o gün en radikal Kürtçü pozisyonuyla, sahne aldı.. Toplumun tüm kesimlerinin, sinir uçlarıyla oynama adına, aydın-gazeteci kesildiler!..
***
Bakıyorum, bugün farklı bir bekoavanlık moduyla, gelişmeleri sabote etme gayretiyle, söylem-eylem değiştirdiler!.. Başrolde, Laiklikten dem vuranlar.. Söylemlerine giydirdikleri libas bu kez, hem Kandile hem de Cezaevinde bulunan aktörlere bu kadar ucuza gitmeyin, dercesine!
***
Demokrasi olmadan, barış olmaz. Hukuk olmadan, barış sağlanmaz diyorlar!.. Terörsüz Türkiye rotasındaki ilerleyişi de, anlamsız kılma adına Amaç barış değil, Erdoğanı bir kez daha, Cumhurbaşkanı yapmaktır diyecek kadar, anlamsızlaştırmaya gidiyorlar!.. Nasıl bir iki yüzlülük?
***
Öyle ya!.. Daha bundan bir yıl önce, bu aparatların sözcü kesildikleri siyasi partiler!.. Başroldeki CHP!.. Özgür Özel her ne kadar, Kurumsal olarak, süreci sahipleniyoruz dese de!.. Parti kurmaylarının aynı fikirde olmadığını görüyor ve biliyoruz..
***
Bunlar altılı masa kurmadılar mı?.. En radikal milliyetçiden, en radikal sağından, en radikal soluna kadar.. Hepsi vardı.. O gün, demokrasiden, hukuktan söz eden yoktu, DEM Parti nam-ı hesabına!.. Ki, partiyi bile, yanlarına almıyorlardı.. Ama, gizli anlaşmalar, uzlaşılar, yapılıyordu!..
***
6lı masanın tek bir lideri, sözcüsü o gün, PKKya silah bırakın ya da, DEM Partiye PKK ile ilişkinizi kesin, aranıza mesafe koyun diyen olmadı.. Terörün, şiddetin, kan ve gözyaşının ülkeye, millete, devlete zarar verdiği, demokrasiyi rafa kaldırdığı, hukuku işlemez hale getirdiğini söylemedi!..
***
Bunların alayı, şahsi siyasi ihtiras ve çıkara odaklılar!.. Ne ülkenin iç barışı, dış güçlülüğü, ne kardeşliğin tesisi, ne demokrasi, hukuk, adalet, insan hakları, ne de gelişmişlik!.. Birlik ve dirlik, hiç değil!.. Umurlarında olan tek şey; kendi menfaatleri, siyasi ikmalleri, nemalanacakları gücün devamlılığı!.. Ötesi yok!..
***
İlk gün çıkılan yolun rotasında önce silahlar susacak, sonra çözüme odaklı, barışın merdivenleri inşa edilecek.. Demokrasinin zemini, hukukun üstünlüğü silahın namlusunun ucunda değil, samimi ihlaslı, hür iradenin kendini bağımsız kıldığı, istişarenin, görüşmenin, diyalogun, membasındadır!?.
***
İktidarı sürekli eleştiren, her saniyesi muhaliflik üzerine inşa edilmiş olan, DEM Partiye, Demirtaşa timsahın gözyaşı koduyla, sahiplendiğinden dem vuran, CHPnin yayın organları.. En büyük muhalif kanalları!.. Hepsini gördük, İmralı dönüşü heyetin Öcalanın çağrısını, deklare ettiği toplantıdaki canlı yayınları!..
***
Ne zaman ki, Öcalanın çağrısını Ahmet Türk Kürtçe okumaya başlayınca yayın yasağı koyan!.. Kimsenin anlamadığı, bizim bilmediğimiz bir dildeki açıklamayı kesiyoruz, deyip ülkenin tek resmi dilinin Türkçe olduğuna vurgu yaparak, Kürtçeyi yok sayan, yasak koyan anlayış!..
***
Bugün, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden dem vurması ne kadar samimiyet içermektedir?!.. Sahi ya, faşist kim?!.. Tekçi, ırkçı, şoven, inkarı dayatan mı?! Yoksa böylesi prangaları yıkma adına, kardeşliği, birliği, dirliği tesis etmeye, kanı kanla değil, kardeşlik duygusuyla sonlandıran mı?! Siz deyin..!
***
Velhasıl!.. çıkılan yolun seyrine bir kez değil, binlerce kez be nezer deyip, herkesi ama herkesi sorumluluk karinesi içerisinde, barışa hayat vermek adına, duruş sergilemeliyiz.. Bukalemun, iki yüzlü siyasilerin oyununa, tezgahına, şeytani, sinsi planlarına, yem olmadan!..
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Rahmani duyguya sahip kalpte, şeytani hissiyat ikmale gelmez!