Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği..
Becerikli…
Usta Yöneticisi!
Dr. Murat Karğın… Ve tabi ki, "idari" kadrosu yekûnuyla…
Sizi… Bir kez daha tebrik ediyorum..
Ayakta alkışlıyorum..
Vallahi.. Ne diyeceğimi bilemiyorum..
Bravo size… Bu kadar becerikli.. Bu kadar maharet üretici..
İşin ehli… Üstün vasıflara(!) sahip olduğunuzu bilmiyordum..
***
Şaşırdım! Bir kez değil.. Binlerce kez..
Ki Diyarbakır Sağlık Camiası da..
Öyle inanıyorum ki.. Tanıyan.. Bilen.. Kentin siyasileri… Üst yöneticileri dahil olmak üzere..
Herkes sizlerin bu becerikliliğinize şaşkın!
Sizin! Sağlık alanında.. Özellikle Kamu Hastanelerinin aktifliğinde!
Merkez ilçe.. Ve kırsaldaki ilçelerde bulunan hastaneler dâhil…
Her şey… Avrupa-i bir standart ölçeğinde 'hizmet!' üretmede çağ(!) atlamışsınız…
***
Öyle ki! Özetle, her şey dört dörtlük..
Güllük gülistanlık..
Hastaneler kokmuyor.. Ameliyathanelerde "kediler-fareler" cirit atmıyor..
Kara fatmalar gezmiyor.. Kimse çamur içerisinde hastaneye gelip-gitmiyor..
Ya da çöplükler dağ olup, kokmuyor!…
Doktorlar mesaide! Hemşireler de.. Zaten, "atmosfer" öyle güzel ki..
Doktorlar.
Özel hastanelerden istifa edip hastanelerinize akın akın ediyor(!)
Döner sermaye o biçim…
Paralar…
Oluk oluk akıyor ve herkesin alacağı anında yıllar-aylar geçmeden ödeniyor(!)
***
İhaleler… Hizmet alımları… Güvenlik.. Temizlik..
Kusursuz ve tavizsiz(!) icra ediliyor..
Hangi başı-boş hayvan cesaret edip, hastane bahçesine girebilir ki..
Ya da, koridorları basması!…
Yolsuzluk.. Usulsüzlük.. Adam kayırma.. Rüşvet..
Suiistimallerde bulunma "kimin haddine" anında enselenir..
Soruşturma açılıyor..
Kim demiş herhangi bir kayırma var!!!
Her şey! "Tek" elden.. Kozmik odanın komutasında yönetiliyor..
Arıza-i durum ne mümkün… Kaçmaz!
***
Bütçe!
Nizamlı harcanır..
Öyle çar-çur edilip on liralık kiti gidip 25 liradan almak..
Ya da! Röntgen.. MR.. Veya diğer; tahliller!
Abartılamaz.. Hizmet alımında "afaki" ödeme yapılmaz..
24 saatlik "ful" çalışmaya bakılır!
Zaten! Kim demiş. Ya da hangi müteahhit diyebilir ki; "ben alacaklıyım?"
4 aydır "hak ediş" yapıp para almadığını!
Et satanın… Gıda pazarlayanın "parasının" içerde kaldığı!
Ama diğer müteahhitlere ödemelerin ayrıcalıklı yapıldığı, ne mümkün?
Bu arada! Hiç bir hastanemiz "borç" altında değil.
Kim diyebilir ki; "borç" gırtlağa dayanmış.
20 milyon.. 30 milyon borç..
Velev ki borç olsa da; "borç yiğidin kamçısıdır!"
***
Unutmadan! Haksızlık olmasın…
Hastaneler öylesine "faal ki?" zarar-ziyan yok…
Yeni yeni hastaneler..
Yeni yeni merkezler..
Yeni yeni projeler ihdas edilerek; "sağlıkta devrim" düşünülüyor..
Kampus alanları oluşturuluyor.
Velhasıl!
Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği..
Ve becerikli Yöneticisi Dr. Murat Karğın'dan..
Eeeyy..
Ömer bey sen ne istiyorsun.. Ha bire eleştiriyorsun..
Baksana… Adam! Bu kadar "başarılı" işlerin altına imza atmış ki..
Sen bile, hepsini alt alta sıralayış yazmışsın..
Daha ne istiyorsun!
***
Valla ne diyeyim!…
Keşke… Haklısınız diyebilseydim..
Keşke!
Yukarıda sıraladığım mevzuular hepsi..
Ünlemsiz! Ve "ironi" bir duyguyla değil de gerçeklerin ifadesi olabilseydi..
Ama maalesef!
Çünkü…
Hiç bir hakikat "örtülü" olamaz..
Er ya da geç ortaya çıkar..
Nitekim!..
Benim de, sürekli dile getirdiğim gibi..
Diyarbakır'da.. Sağlık "sağlıksız" işliyor.. Kurumlar dökülüyor..
Ki geçen hafta değinmiştim..
Önem arz edici; bazı konuları dile getirme babında ve getireceğime dair!…
***
Önceki gün! Elime geçen dokümanla..
Ki resmi kayıt..
Kamu Hastanelerine ait bir belge..
Burada; Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğinin…
2015 yılı.. Başlangıç karnesinde; "ne kadar becerikli" olduğu ifade ediliyor…
***
Dile kolay!
Sayın Karğın'ın yöneticisi olduğu kurum..
Ülke sathında bulunan 90 Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği içerisinde; 3'üncü olmuş!..
Tabi bu üçüncülüğü…
İlk sıralamadaki üçüncülüğü değil..
Sondan..
Yani geriden 3 üçüncü olmuş..
87'inci!
Nitekim bu "beceriksizlik" 2014 yılında da yaşandı..
Yani iki yıldır aynı "vasat" yönetim!
***
Biliyorum… Şaşa kaldınız değil mi?
Öyle hissediyorum ki, aklınızdan geçenler şöyle.
Be kardeşim.
Siz bunu "nasıl başardınız, nasıl becerdiniz.."
Vallahi size bravo!
Koca metropol bir kent..
Sözde, Güneydoğu'ya hitap eden bir kurum..
81 il arasında...
Mevcut 90 Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinde içerisinde; 87'inci oldunuz!…
Ayakta alkışlamak lazım…
***
Velhasıl… Her şey ironi bir vakıa olarak dile getirdiysem de..
Gerçeği şu..
Eeeeyyyyy…
Sağlık bakanlığı
Kamu Hastaneleri Birliği Başkanlığı,
Pek tabi ki..
Diyarbakır'ın mülki amirleri,
Yeni siyasiler.
Ve hükümetin kadroları; böylesi becerikli idarecilere sahi diyecek bir sözünüz var mı?
Ya da ne bileyim, bir taltifiniz olmaz mı?
***
SEÇMEN DEVŞİRİLMİŞMİŞ?
Müzmin bekâra bak… Yine saçmalıyor..
Şuursuz siyasiler gibi..
O da.. Seçmenin "devşirildiğini" söylüyor….
Yuh olsun!
Daha düne kadar; "devşirmenin" uzun süreli bir eylem olduğunu söylerken..
Bugün ne oldu da..
145 günün profilini kendine göre ortaya koyarken..
Diyorsun ki; "Seçmen devşirildi…"
***
Özetin özeti diyorsun...
Biri hep hayır dedi,
Biri beceriksiz çıktı,
Biri bombacıları patlattı,
Biri çatışmaları körükledi,
Biri sesini çıkarmadı,
Biri de tüm bu olup bitenden "oy devşirdikçe devşirdi.."
***
Ey be gafil… Ahmetsin, nesin..
Bir kere de olsa gerçekleri görme cesaretini ortaya koy..
Bukalemun olma!
Sandığa da.. Seçmenin demokratik tavrına da saygılı ol..
Truva atı olma…
Sen değil miydin!.. Blok'un öncü aktörlüğüne soyunan..
Saz çaldırıp… Şirinliklerle; "oy devşirme" gayretine giren…
Aman ha.. Türkiye "diktatöryal" bir yönetime doğru gittiğini söyleyen…
***
Özetin özeti!… Senin görüp görmek istemediğini..
Bilip.. İnkar'dan dem vurduğunu..
İki yüzlü fikriyatın da, hakikatleri "çamur sıvayla" örtme gayretini!…
"Devşirme seçmen"…
Diye itham ettiğin, halk gördü…
Kimin dost. Kimin düşman.. Küresel düşmanla "kol kola" olduğunu görüp bildiği için!
Seçmen! "Dik durdu, eğilmedi, yanlışı gördü.."
Kararlı davrandı.. Ve tercihini; "istikrardan" yana kullandı..
***
İşte!
Ahmetsin, nesin!
Bir kere de olsun.. "Yiğidi öldür, ama hakkını ver ya.."
Seçmenin "asilliğine" saygı göster..
Devşirme olma!
Demek ki, çok çalışmadınız, beceriksiz kaldınız da; "sandık sizi tokatladı?"
Neyse!
Merhum Demirel'in bir sözünü hatırlatalım!
Tabi ki, anlarsa.. "Egemenliğin tek meşru kaynağı vardır..
O da millettir"
Eee..
Sandığa giden millet olduğuna göre, "meşruluğunu" yok saymak!..
"Kendini inkâr" etmek değil mi?
Bırak tantanayı..
Hayırlı Cumalar...