Söylenen söylendi.. Konuşulan konuşuldu..
Taraflar, kendi peştemallerindekilerini döktükçe döktü!
Her ne ise!
Diyeceğim şu!
Vakıa bir bütünlükle; yanlışlar silsilesine sahip!
Bir yanlış, bir başka yanlışı doğru kılmaz..
İki yanlıştan bir doğru da çıkması mümkün değil!..
Yanlışları da; ideolojilerin ve inançların kulvarına sokup, savunmak, üzerinden tepinmek de doğru değil!!
İşi daha bir; batak hale getirmekten öteye bir durum hasıl olmaz..
Niyet bağcıyı dövmek değilse!...
Yok eğer, üzüm yemek ise
O zaman, herkes bilenen elindekileri bırakacak
Şu hakikate odaklanacak..
***
Her hlükrda oluşan; mevcudiyetin korunmasına rıza gösterecek!
Kararlarda, satır arası değişikliğe gidilecek!..
Uzlaşıyla; memnuniyet ortamı oluşturulacak
Ne şiş, ne kebap!...
Ve tabi ki, keyfiyetlere de sen-ben kimliğine sokulmaktan da kurtarılamaz!
çünkü iş; çok su alan hamurun evresine girdi!
Sonuç, hayırlı işten, hayırsızlık çıkar noktaya doğru ilerliyor!
Aman ha!
AK Parti Meclis üyeleri..
HDP Meclis üyeleri..
Pek tabi ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı!
Hadiseyi; ideolojik değil, şehrin ulvi değerleriyle örtüşen bir oturum ve uzlaşı ile çözmelidir!
Valilik..
Büyükşehir..
İl Müftülüğü
Camilerin inşasını üstlenen yardım ve dernekler; ortak bir zeminde buluşmalı..
***
Gelirsek, cadde adının değişikliğiyle oluşan tartışmaya!
Burada da yanlışlar var
Doğrusu!..
Peş peşe vuku bulan yanlışlar!..
Derler ya; bir değil, iki değil!..
Bu iş; katmerleşiyor
Birileri bilinçli bir gerilim yaratma gayreti içerisinde mi demek zorunda kalıyor insan!?
Ne bu hal?
Kaş yapayım derken; göz çıkarma misali!
Hayırdır bu; üst üste ortamı körükleyen yanlışlara eğilim gösterilmesi!
***
Merkez Sur ilçesindeki cadde..
Kısa süre önce..
Yani kayyum döneminde; trafiğe açılan bir cadde!..
Ve buraya bir çok fetihlere katılan İslam orduları komutanlarından birinin adı verildi..
Sahabe İyaz Bin Ganem
Kent halkından da, takdir gördü!
Şimdi!
Büyükşehir belediyesine sunulan bir teklifle..
Ki teklifi yapan, HDPli Belediye Meclis üyeleri..
Teklifte, caddenin ismi değiştirilsin..
İyaz bin Ganemin yerine Dr. İlhan Diken adı verilsin!
Mecliste oylama yapılmış...
AK Partililer muhalefet şerhi koymuş..
HDPliler ise; blok şeklinde teklife onay vermiş
İsim değişikliğine dair tabela da; önceki gün akşam itibarıyla dikildi!
Sonra valilik indirdi..
Vaziyet, yargıya taşındı...
***
Dedik ya, ateşe benzinle gitme hali..
Aynen öyle..
İki günden bu yana, bu mevzu kent gündeminde!
Muhafazakar kesim..
Müddediyen kesim
Partiler
STKlar
Yani kent ahalinin ekseriyeti..
Ki, HDPye oy vermiş bir çok kesim de var..
Tepkili..
Ve ne oluyoruz dedirten bir sorgulama söz konusu..
İl Valiliği de; kararı reddediyor..
Valiliğin gerekçesi, 5 yıl önce vefat eden Dr. İlhan Dikenin 1992 yılında, PKKya yardım ve yataklık ettiği ve bu suçtan ceza aldığı!
***
Ceza almış mı, almamış mı?..
Suçlu mu, suçsuz mu?
Vaziyetin yarattığı tartışmaya; iki yönlü bahane üretilemez!
Ki, 90larda kimler nasıl ve ne şekilde suç isnatlarıyla karşı karşıya geldiğini bilmeyen yok!
Neyse diyorum!...
***
Camilere dair imar mevzusunda yaptığım öneriye binaen
Bu isim gerilimine de bir önerim var
Özellikle, Büyükşehir Belediyesi ve Meclis üyelerine..
Niyet farklı değilse
Denir ya; kendi değerlerine, kutsalına saygı gösterilmesini istiyorsan!
İlk önce, karşındakine göster..
Sonra; saygı bekle!
***
Dr. İlhan Dikeni tanıyan, hasbi hali olmuş biri olarak..
HDP onu kendine değer olarak bellemişse!
Kentin ona bir vefa borcu olabileceğini düşünüyorsa!..
İsmini de; yaşatma adına bir ortak fikir oluşumu gerçekleşmişse!!
Yasal ve mevzuata dair bir engel yok ise!...
Neden; trafiğe açılan yeni bir caddeye verilmedi?..
Ya da, sokağa..
Veyahut bir parka
Sosyal ve kültürel bir mekana verilmedi?
Öyle inanıyorum ki, böylesi bir hamle, daha bir akılcı olurdu?
Polemik ve tartışma tepki görmezdi..
Ki sormak lazım, neden İslami hassasiyet gözetilmiyor!
Ve biliyorum ki..
Diken ailesinin fertleri de..
İslami bir komutanın isminin kaldırılıp, yerine ağabeylerinin isminin verilmesine rıza göstermez..
Ki göstermedikleri yönünde de, aldığım bilgiler var..
Bu böyle yapılmamalıydı diye?
***
Şunu da herkes iyi bilmeli!..
Ne kimsenin haddinedir; cami yıkmak..!
Ne kimsenin haddinedir, cami üzerinden polemik üretip, siyasi rant devşirmek?
Ve ne de kimsenin haddinedir; peygamberler, sahabeler, evliyalar şehrinde başka zihinleri dikta etmek!
Ve ne de, kimsenin haddinedir isimler üzerinden kentin hassasiyetleriyle, oynanılması!
Hasılı kelam
Herkes haddini bilmeli!..
Herkes neye ve kime hizmet ettiğinin idrakine varmalı..
Herkes, kendine yapılmasını istemediğini, başkasına yapmamalı..
Değerlere..
Kutsallara..
Ulvi ve milli hassasiyetlere; saygı göstermeli..
Olmalı
Olması da gereken bir sorumluluktur!!!..
***
İŞ EZİYETE DÖNÜŞTÜ!.
Karayolları 9. Bölge Müdürlüğüne.. Ki bilhassa, müdüre
İki hafta önce, buradan seslenmiştim..
Ahaliden gelen serzenişe dair..
Bir de önerim olmuştu..
Malum..
Seyrantepe kavşağı
Yol, sağlı sollu bakıma alınmış Karayollarının uhdesinde olan bir bölüm
Yaklaşık 1 kilometrelik! Yıllar yılıdır; bu bölgeye pek bakım, tadilat ve yenileme yapılmadı..
Özellikle, üç yıllık kayyum döneminde bile..
Ki hep yazdım; her yer asfaltlandı..
Yenilendi..
Kaymak gibi yol oldu..
Ama burası; üvey evlat muamelesi görüyor diye!..
***
Nihayetinde, sesimizi Ankara duydu ki, kısa süre önce el atıldı..
Buranın, genel bir elden geçirilmesi kararı alındı..
Ve; çalışmalar başladı..
Ne var ki, iş kaplumbağa hızından öte bir hızda seyrediyor..
Ya bir kepçe, ya bir kazma, ya bir silindir..
Ondan sonra; bekle ki bir hamle daha olsun..
Yok
Yol trafiğe kapatıldı.. Tek şerit ve tek kulvar kullanılıyor..
Şehrin trafikteki nefesi iken, bugün nefes borusu tıkalı..
Özellikle; mesai başlangıcı ve çıkışı kilometrelik kuyrukların oluşmasına neden oluyor
Bir kilometrelik yol, bir saat süre!
Vaziyet bu haliyle seyrederken; demiştim ki!..
Eeeyy Karayolları!..
Hizmetin, eziyet olmasın.. İşin de; ehil olsun, keyfiyeti ikmale getirmesin
Yol çalışman bi haliyle, değil bir kaç ay!
Bir kaç yılda bile bitmez!
Günü birden fazla vardiyayla donatırsan; iş çabuk biter..
Kent halkı da; eziyeti değil hizmetin ulvi dokusunu konuşur..
çünkü, şu an öfke ve tepki çok!..
***
Bakınız dün o bölgeden geçtim.. Ki geçenler, hele ki araba sürenler!..
Vakıf olmuşlardır; yaşanan çıkmaza!
İşçiler, makinalar harıl harıl çalışması gerekirken; in, cin top oynuyor..
Her şey; stop!
Gazetenin şoförü Hasan dayının dediği gibi! Ki söylediğinden sonra düşünmüyor değilim!
Biz yazdık diye, gıcık mı, takılıyorlar?
Ondan mıdır dersiniz!