Söze; Mübarek Miraç Kandilinizi tebrik ederek başlamak istiyorum. Malumunuz! Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v)'in hakkın huzuruna kabul edildiği gündür. "Miraç" kandili! Bu münasebetle; bir kez daha tüm okurlarımın "miraç" kandilini tebrik ediyorum. Ve toplumsal barışa, kardeşliğe, hoşgörü ve sevgiye vesile olmasını diler. İçimizi, bölgemizi, ülkemizi yakıp-yıkan "kardeş" ateşini de; söndürür temennisiyle.
* * *
Evet! Anayasa Mahkemesi; Anayasa Değişikliği Paketiyle "alakalı" hükmünü verdi. Öncelikle; CHP'nin "kökten" iptal istemini "yerinde" görmeyerek reddetti. Ancak; Kendi "içtihadına" dokunan "seçme ve seçilme" koşullarını değiştiren maddeleri tırpanladı. Yani "kısm-i iptal" cihetine gitti. Bu da; genel itibariyle şunu ifade etmektedir! Anayasa Değişikliği Paketi "çatı" yapısıyla korundu. Ve referanduma "gitme" süreciyle alakalı bir engel yok denildi.
* * *
Peki! İcra edilen hüküm ve sergilenen "düşünce" varılan nokta açısından; Anayasa Mahkemesi'nin "genel karakter" yapısına baktığımızda diyebileceğimiz tek söz vardır. O da "yine yaptı yapacağını!" Doğrusu; Zaman, karar ve sonuç bir hayli "sürpriz" oldu. Çünkü "beklenmedik" bir şekilde "görüşüldü" ve açıklandı. Şöyle ki; Gözler uzun zamandan beri Anayasa Mahkemesi üzerindeydi. "Paketin" iptalini ne zaman görüşecek, kararı nasıl ve ne zaman verecek? Dün de; birçok "kalem" sahibi gibi durum üzerine "fikir" icra ediyorduk. Özellikle Anayasa Mahkemesi Raportörü Ali Rıza Çoban'ın görüşüyle alakalı. Çünkü kendileri "davanın" reddini istemişti. Nedeni de; "yasallaşma süreci tamamlanmadığı" için; "inceleme" yapılamaz. Hüküm verilemez. Genel kanıda olduğu gibi bende bu fikrin "işlem" görmesinden yanaydım. Ve bu minvalde; konuştuk! Lakin dün mesai bitimine kadar da; bir şey yoktu. Mutlaka hafta sonu; "sonuç" çıkar diye bir kanı vardı. Ama saatler 19.10'u gösterince; "son dakika" flaşı patladı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç saat 20.00'de basın toplantısı yapacak. Değişiklik paketiyle alakalı açıklama yapılacak. Ve malumunuz üzere; "Mevcut" kararını açıkladı.
* * *
Evet! "Kısm-i" iptal olarak söylenen "vahim" noktaya gelirsek. Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesinin "olmaz" dedikleri değişiklik şu; "Her üyenin ancak bir aday için oy kullanabileceğine ilişkin hüküm" Onlar için bu kabul edilemez! 8. 14. 16. 19. 22. 26 maddelerinin "fıkralarında" yer alan bu tanım! İşte bu "kabul edilemez" denilen fıkra "misali" değişiklik. Doğrusu; 367 "ucube" kararı dahi geride bırakan bir "anlayış". Hem; Parlamentonun "iradesine" müdahale. Hem de; Anayasa Mahkemesi "vesayeti". Garip olan da; Anayasa Mahkemesi "çoğunlukla" alındığını ifade ettiği "kısm-i iptallerin" son satırına da şu hükmü koyuyor. Türk Milleti adına!
* * *
Maalesef; Türkiye'yi "derin" badirelere ve "vesayetler" altında tutan hükümlere götüren gerçek! Millet adına değil; "düşünce ve ideolojyası" adınadır. Doğrusu; Ben birileri gibi kesip atmak istemiyorum. Ve şu saptamada bulunmuyorum. "CHP'nin Arka Bahçesi" diye! Ama ne var ki; 367 ucubesini bu ülkeye ve bu millete "dayatan" anlayış. Bunun "kanıtı" noktasında; söylemleri artırmaktadır. Şimdi sormak lazım; Hukukçu değilim. Anayasa hazırlayıcısı da. Bu yönde; "ders-i eğitim" almışta değilim. Ancak; dün icra edilen "kararın" hükmüne düz mantıkla bile bakıldığında; şu gerçek ortaya çıkıyor. Dahası; ilk soru şu olmakta. Milletvekili. Mahalli seçimler. Referandumlar. Sendikal seçimler. Velhasıl "örgütlü" yapıların "yönetici, başkan, lider" seçimleri. Hangi platformun. Oluşumun, seçmenin ve üyenin "birden" fazla tercih hakkı vardır. Yok! Hem de hiç yok! Tek oy, tek tercih!
* * *
Peki; Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Sayıştay. Yükseköğretim Kurulu ve Baro Başkanlarının Anayasa Mahkemesi'ne gönderecekleri üyeler için. Neden "tek oy ve tek tercih" hakkı kabul edilmiyor. Neden; üye için "çok oy, çok tercih" hakkı kabul edilerek, değiştiriliyor? Sahi neden; Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesi. Ya da; Diğer "yargı" kurumları ve üyeleri. Bu ülkenin ve bu devletin "vatandaşı" değil mi? Yasalar ve kanunlar karşısında; Anayasanın dibacesiyle "eşit" değil mi? Eşit. Ve bu ülkenin de vatandaşları.
* * *
Öyle ise; Anayasanın "değişmez" hükmü diye "ucube" kararlarına hikmet içeren ayrıcalıkları nedir? Birden fazla "oy". Birden fazla "tercih". Demek ki; "vesayet" durum Yargı'nın "Ağır ağabeyliği" hükmüdür. Ben; Milli İradenin de üzerindeyim. Ben; Anayasanın "eşitlik" hükümlerinin de üzerindeyim. Bu Meclis. Bu parlamento. 550 Milletvekili. Ve 73 milyon Türkiye Cumhuriyeti Devleti. "Tek vesayet" benim! Sonuç itibariyle; Anayasa Değişikliği Paketi "çatının" çatısı yıkılmadı. Referanduma; "gidecek". Her ne kadar; Yargı vesayeti "gol" atmışsa da. HSYK. 12 Eylülcüler. Ve diğer "demokratik" özgür yapıyı geliştirebilecek "değişiklikler" içeren Anayasa Paketi. Birileri; AK Parti Anayasası dese dahi. Karşı "tezler" ortaya koysa bile. Bu paketin referandumda "evet" oyuna sahip olması; Türkiye'nin anti-demokratik bir vesayet duvarını yıkmış ve sarsmış olacaktır. Her şeye rağmen; Haydi, hayırlısı diyelim.