Diyorlar ki;
Herkes "CHP" ile meşgul.
İyi de.
Peki,
CHP neyle ve kiminle meşgul.
Soran yok.
Ben sorayım, bakalım neyle meşguller.
***
CHP; kendiyle meşgul.
"İç çekişmeyle"
"iç savaşla" meşgul..
Ki bu da;
"Hırsların" kurbanlığını yarattığı içindir ki, CHP hep dağınık.
Hali lem meydanda.
Zerre-i miskal bütünlük arz etmiyor.
***
Tabi.
çekişme veya savaş.
Her ne ise "kaynayan kazan" gibi
Hiç kuşkusuz ki sadece Partinin üst yönetimiyle sınırlı değil bu kavga.
Bırakın.
Ulusalcı ve Yenilikçilerin "kaotik" fikri arıza polemiğini.
Birbirlerine "diş" bilemeleri.
***
Teşkilatlar..
Enva-i tahribatla, havada uçuşuyor.
"Dağılan" dağılana, istifa eden edene!
Öyle böyle değil.
İşte; CHP'nin "kalesi" olarak bilinen, bölgeler!
Antalya, Eskişehir hatta İzmir..
Kavga ve iç çatışmalar bitmiyor.
***
Pek tabi ki;
Varlığıyla,
Yokluğuyla belli olmayan bölgelerde bile; "iç çekişme" yaşıyor.
İşte, Diyarbakır.
Özellikle son iki seçimin zaman dilimi içerisinde, yaşananlar.
Ne yazık ki; CHP açısından "dramatik" bir vaka gibi.
***
Bilen bilir.
Bir dönem, CHP açısından "kale" sayılırdı Diyarbakır!
Ama bugün,
CHP "tabela" partisinden de öte işlevsiz.
Etkenler, müsebbiplikler farklı olabilir.
Ki ekseriyetiyle CHP'nin "Kürt politikasıyla" alakalı.
Sınıfsal ve Politik..
"Zihni" inkr, nedeniyle bölgemizde eriyip-yok oldu.
***
Ancak.
Bu hal-i vaziyetine bir de "bencillik.."
Hele ki; yeni yetmelerin intikam hırsı.
"Küçük olsun" benim olsun, zihniyetinin hkimiyeti.
Küçük hesaplar.
Zihin bunamasıyla, CHP'yi tabiri caizse "mum" gibi eritti.
***
Bilindiği gibi.
Sezgin Tanrıkulu "tepeden" inme geldi.
Öyle ki.
Bir anda Genel Başkan Yardımcısı oldu.
Ardından, İstanbul Milletvekili.
Ve meclisin şuan popüler ismi(!)
Elbette, bir Kürt ve Diyarbakırlı olarak CHP'nin üst yönetimine gelmesi, sevindirici.
Ama velkin;
Bu sevinç kent ve CHP açısından.
Hele ki Kürtler için "hüzün ve husumet" teşkil etmemeli.
***
Bu değişimler.
Hiç kuşkusuz ki,
"Parti" üst tabanında çekişme yarattığı gibi, Diyarbakır'ı da teşkilat noktasında ciddi kapsadı.
Partiler,
Koltuklar, makamlar hiç tartışmasız kimseye "baki" değil.
Biri gelir, biri gider.
Bunda, gocunacak durum yok.
***
Ancak.
CHP'nin Diyarbakır cephesinde, durum tamamen "Ali Cengiz" oyununa döndü.
İşlev kesintisiz sürüyor.
Hesaplaşma,
Kavga ve çekişme, Mesut Değer ile Sezgin Tanrıkulu ekseninde giderek büyüyor.
Ki bu oyunlardan dolayıdır da,
CHP Diyarbakırda bir türlü, "dikiş" tutturamıyor.
Evdeki hesap çarşıya uymuyor misali.
İl Teşkilatı.
İle İlçe teşkilatlarında "git-geller" başladı.
***
Nitekim.
Sadece 1,5 yıl içerisinde rekor bir değişim yaşandı.
Sayısı bile hatırlanmaz halde; "İl Başkanı" değişti.
Değer-Tanrıkulu tarafltarı.
Kongreler yapıldı.
Mahkemelerden yürütmeyi durdurma kararları alındı.
Sabah atandı,
Akşam görevden alınan oldu.
***
Hele ki.
En büyük yıkım, "Dersim" hadisesinde oldu.
Malumunuz üzre;
Dersim Katliamıyla alakalı, Başbakan Erdoğan bir çıkış yaptı.
Kılıçdaroğlu'na meydan okuyarak.
Hatırlarsak...
O gün şöyle dedi;
"Dersimlilerden, yapılan katliamdan dolayı Devlet adına özür diliyorum"
***
İşte bu açıklamayı,
Destekleyen, o günün Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer idi.
Mesut Değer"in kardeşi.
Vay sen misin, destek verene.
Apar-topar "görevden" alındı.
İşte bu alınma CHP'de "kaotik" bir dönemi yarattı.
Yıkımlar, istifalar, karşılıklı "ayak" oyunları, enva-i olumsuzluklar zinciri..
***
İşte son halka!
Parti'nin Kadın Kolları teşkilatları da "toplu" istifa ettiler.
Dün, basın açıklamasıyla duyurdular.
İl Kadın Kolları Başkanı Naciye Günay.
Sur.
Yenişehir.
Bağlar.
çınar başta olmak üzere, tüm kadın teşkilatları.
***
İl Yönetimine.
"Bayrak" açarak, istifa ettiklerini açıkladılar.
Ki istifa edenlerin hemen hepsi.
Derler ya "Babadan CHP'li."
2002'den beri CHP'de "faaliyet" gösteren, isimler.
Diyorlar ki;
İl Yönetimi "işlevsiz" bizi dışladığı ve önemsemediği için istifa ediyoruz.
CHP'ye de sesleniyoruz;
"Hiç Kimse CHP'den büyük değildir."
Düşündüren ifadeler bunlar.
***
Gel gelelim.
Bu istifalara, İl Yönetiminin sergilediği tavır.
O da ayrı bir muamma..
Mübarek, zihin arızası yaratıyor İl Başkanı Muzaffer Sayın'ın gerekçeleri.
Derler ya; "inciler" döktürüyor.
Diyor ki.
"İstifa eden kadınlar, aslında önceki yönetimden kalan arkadaşlarımız."
Yani.
Eski CHP'lilermiş.
Eskilere değil, yenilere ihtiyaç var.
Artık Parti'de yerleri yok.
***
Eee..
CHP eski-yeni çekişmesi yüzünden değilmidir ki?
Önünü göremedeği gibi..
Ha bire, "kıble" değiştiriyor.
***
Sayın istifaları da; "siyasi oyun" olarak yorumluyor.
Şöyle diyor.
"Bugün, Ankara'da yapılan MYK toplantısında görevden alınmışlar.
Bunu duydukları için, 'sansasyon' yaratmak oyunuyla istifa ettiklerini duyuruyorlar."
Ne alaka!
Aslında,
Sayın bu ifadesiyle CHP'nin içerisinde nasıl sinsi "oyunların" tezgahlandığını da ifşa ediyor.
Bunun için de;
"CHP Diyarbakır İl Örgütü, bu tür oyunları bozacak güçtedir.
Kadın istifaları, olmayan bir örgütün istifası olarak değerlendiriyorum.".
***
Lakin akşam saatlerinde;
CHP Kadın Kolları Merkezinden yazılı açıklama geldi.
İl Başkanı Sayın'ı "yalanlayan" cinsten bir açıklama.
Bir ölçüde;
"Sinsi oyun ve politik söylemlerin" nasıl sergilendiğini ortaya koyan, beyanat.
MYK Üyesi İlkay Budak imzalı.
O da şöyle diyor;
"Bizim Diyarbakır kadın kollarıyla ilgili aldığımız böyle bir karar yoktur.
Kendi istekleri doğrultusunda istifa etmişlerdir"
***
Velhasıl.
Ne yaman çelişki.
Kim kimi "nasıl boğazlayabilir" ya da "lekeleyebilir?" anlayışı CHP'yi fena bozmuş.
Ne yazık ki.
Artık CHP'nin "iliklerine" kadar işlenmiş yıkıcı ruh hali.
Yazık.
Eski bir CHP'li dostun ifadesiyle.
CHP; Güneydoğu'dan "tasını, tarağını" toplayıp gitse de bizde kurtulsak.
***
İl Başkanı Sayın'a.
Sezgin Tanrıkulu'na.
Ve Tabi ki, CHP'nin Genel merkezine.
Siyasi "baş aktörlerine de".
Değer'e de.
Tavsiyem şu.
Halkla bütünleşen,
İç çekişmeden kurtulan,
Parti içi demokrasiyi işleten,
Hırs ve bencillikten arınmış,
Halkçı ve disipline bir "anlayışı" benimsemelisiniz ki, "teveccüh" görebilesiniz.
***
En önemlisi de.
O vesayetçi,
İnkrcı, ırkçı, politik "söylemlerden de" artık uzak durun.
Ama diyeceksiniz ki; "Kime diyorsunuz ki?"
Aynen de öyle.
Hayırlı cumalar.