ÇİFTÇİNİN BEKLENTİSİ
Eklenme: 6/2/2009 12:00:00 AM

Yaz geldi. Ekinler başak verip sarardı. Önümüzdeki bir kaç gün içerisinde de 'biçilecek'! Anlayacağınız 'hasat' dönemine girdik. Çiftçinin bir yıllık emeğinin 'mahsülü' alınacak. Maşallah. Bu sene 'verim' geçen yıllara oranla çok çok iyi. Allah'ın hikmeti. Hatırlarsanız geçtiğimiz yıl 'kuraklık' vardı. Hem de 'vahim' derecede. Öyle ki 'tohum' dahi geri gelmedi. Ama bu yıl 'bolluk ve bereket' var. Çiftçinin 'yüzü' gülüyor. Hasadın getirisiyle 'cep' para görecek. Var olan 'borçlar da' ödenecek. Böylece 'Borcu' olan da sevinecek. Çünkü bir yıl süreyle verdiğini geri alacak.

***

Çiftçi'nin şuan için tek beklentisi 'taban' fiyat. TMO önümüzdeki haftadan itibaren 'alımları' başlatıyor. Ancak 'fiyat' konusunda belirsizlik var. Buğday, Arpa, Mercimek, Nohut. Kilo başı 'ne olacak?". Hükümet henüz net bir tavır koymuş değil. Ziraat Odaları açıklama yapıyor. Fiyatın bir an önce açıklanması için. Bir de girdi-çıktıların 'göz önüne' alınması. Buna göre; 'taban fiyatın' açıklanmasını istiyor. Çünkü kuraklığın 'azameti', gübre ve tohumdaki 'fiyat artışı'. Akaryakıt'ın 'zam furyası', ilaçlama. Maliyeti 'yükselten' faktörler. Ekonomik krizin de 'fırtınası' bunlara eklenince; gel de 'fiyat' bekle. Bekleyeceğiz! Tarım Bakanlığı 'hububata' nasıl bir taban fiyat biçecek? Çiftçinin ifade ettiği gibi; 'İnşallah yüzleri güldürür'!

***

Tabi bir de 'destekleme' karamsarlığı hasıl. O da şöyle! Diyarbakır'da 'desteklemede' usulsüzlük yapıldığı yönünde 'yürütülen' bir soruşturma var. Ki bu kapsamda; 'çok sayıda' çiftçinin '2006-7-8' yıllarına ait 'tapu dosyaları' inceleniyor. Nitekim bir süre önce Tapu Sicil Müdürlüğüne 'baskın' yapılmış. Buradaki 'dokümanlar' kopya edilmişti. Dosya kapsamında; 'yüzlerce' kişiden söz ediliyor. Bir de Tarım İl Müdürlüğü'nde görevden uzaklaştırılan 4 personelin durumu. Soruşturma devam ediyor. Ne zaman biteceği de meçhul. Ancak çiftçideki 'tedirginlik' ve karamsarlık 'yüksek'!.. Ödemeler 'sekteye' uğrayacak mı?  Soruşturma kapsamında biz de var mıyız? Cevap bekleyen sorular. Etkili ve yetkili makamlar 'cevap' verir de. Çiftçi korku ve karamsarlık girdabından kurtulur.

***

TOPLUM ÇILDIRIYOR

Gelelim 'madalyonun' cehalet yüzüne. Ki asıl 'korku ve endişe' yaratan yüz de bu yüz. Cehaletin 'yüzü'! Bakınız her hasat döneminde 'yaşadığımız' çok vahim dramlar var. Ki dün bu minvalde 'iki' vaka yaşandı. Ve her iki vakanın bilançosu; 5 ölü. Olacak şey mi? Evet. Her hasat döneminde 'yaşadıklarımız'! Arazi 'anlaşmazlığı'! Borç-tefeciliği. Ve bol para 'cepte' görme sarhoşluğu. Bingöl'ün Karlıova Bahçe köyünde Eser ve Uçan aileleri arasındaki 'arazi' çatışması. Sonuç; 3 ölü. Arkası gelir mi, gelmez mi 'meçhul'! Bölgedeki 'feodal' yapıyı düşünürsek. Kan davalarının 'yaygınlığı' göz önüne alınırsa. Arkasının 'gelmesi' malumdur.

***

Diğer vaka ise, 'araç parkı' yüzünden deniliyorsa da, 'husumet' kokan bir kavga. Ceylanpınar'da. Hem de Emniyet Müdürlüğü binasının önünde. Silahlı çatışma. Bilânço 2 ölü. Tabi Ceylanpınar'daki 'bu vaka' öyle kalmadı. Büyüdü. Hem de çok vahim derecede. İlçe merkezinde; 'yağma ve talan' var. Ölenlerin yakınları karşı tarafın 'ev ve işyerlerine' saldırarak 'tahrip' etmiş. 2 araç, bazı ev ve işyerleri 'kullanılmaz' hale getirilmiş. İlçedeki güvenliğe takviye olarak Şanlıurfa ve bölgeden 'ekipler' aktarımı yapılmış. Polis ve jandarma kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullanarak, havaya uyarı ateşi açmış.

***

Aslında sonuç ve sebebi 'cehalettir'! Çünkü cehalet insanların ve toplumların 'baş' düşmanıdır. Kötülüklerin 'membası', kan ve gözyaşının 'dinamosudur'! Evet. Ne yazık ki; 'gittikçe' merhametsiz bir toplum haline geldik. Daha bir ay önceydi. Bilge köyünde 44 insanın 'topluca' katledildiği. Yan yana sıralanmış 'dizeler' halinde mezarlar kazıldı. Ders-i ibret misali. Ama kim 'ders' alır ki. Cehaletin olduğu yerde, 'ders' mümkün mü? Ki nitekim dün İHD raporunu açıkladı. 'Bilge Köyü katliamında' bir dizi karanlıklar 'mevcut'! Onun için; 'cehaletin' hâkim olduğu toplumlarda, İnsan yapısı her geçen gün biraz daha değişiyor, bozuluyor ve gaddarlaşıyor. Ve ne acıdır ki hemen her gün vahşet ve canavarlıkla karşılaşıyoruz! 'Başı kesilen' insanlar. Doğranmış bedenler. Ananın 'evladını' katletmesi. Babanın 'çocuğunu' diri diri yakması. Ki dün de yazmıştım. Oğlunu döven çocuğa 'işkence' eden polis. Okulu basıp 'öğrenciyi' hastanelik eden Uzman çavuş. Diyeceksiniz ki. Bunlar da eğitimli değil mi? Evet. Doğru.

***

Ama Cehalet 'salt', eğitimle alakalı değil. O madalyonun bir yüzü.  Eğitimli olup da sokak deyimiyle 'zır cahiller' var.. Onları da görüyoruz. Ülkenin 'selametine' nasıl dinamit koyduklarını. Bir anlayarak, hissederek, değerlendirerek okumak ve öğrenmek var. Bir de; Nasrettin Hoca misali 'yazdığını okuyamayanlar' gibi okumak ve öğrenmek var. Halimiz gerçekten acıklı! Dikkat ediyorum. Eskiden de 'cinayetler' işlenirdi. Arazi 'kavgaları' yaşanırdı. Hırsızlık, uğursuzluk 'olurdu'! Ama bu kadar değil. Bu kadar 'dehşetengiz' değil. Demem o ki; 'idaredeki' otoritesizlik. Yasalardaki 'keyfiyet'. Hak, hukuk ve adalet nizamında 'boşluk' olunca. Cehalet ve feodal düşünce 'çok önemli' güç haline gelir. Ve primi yüksek olur. "Bindik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!" lafı bugünler için mi söylenmiş bilemiyorum. Lakin şunu bilebiliyorum. Toplum çok derin bir 'yol' alıyor. Hem de 'dizginsiz' bir şekilde.

***

KUZEY IRAK VE KÜRT AÇILIMI?

Bunlar 'yaşamın' derin olumsuzlukları. Tabi bir de 'güzel' gelişmeler var. O da uzun süreden beri odaklanmış olduğumuz 'Kürt açılımı'! Artık herkes konuşuyor, tartışıyor, öneriler sıralıyor. 'Kanayan yara' bir an önce 'tedaviye' alınsın diye. Ankara, Diyarbakır, Kuzey Irak, Amerika. Ve Avrupa. İçte ve dünyada 'konuşmayan' yok. Yeter! 'Kardeş kanı' akmasın! Dün PKK 'çatışmasızlık' ortamını uzattı. 'Etkenler' noktasında önemli. Anlayacağınız; 'çözüm' şart. Ve kaçınılmazdır. Ne ötelemeye, ne de yeniden keşfetmeye. Ne de başka 'bir formül' geliştirmeye gerek yok. Tek yol haritası ve akıl yolu; 'Demokrasiyi' güçlendirmek. Ve onun nimetlerini herkesle 'paylaşmaktır'.

***

Bu arada; önemli bir gelişme de; dün Kuzey Irak'ta yaşandı. Mesut Barzani'nin ifadesiyle 'tarihi bir gün'! Celal Talabani'nin de; 'Güçler birleştirilmelidir' sözüyle. Dün Kürtler 'resmen' uluslararası ticarete 'imza' attı. Türkiye üzerinden 'Kerkük-Ceyhan' petrol hattı aracılığıyla 'Avrupaya' petrolü pazarlayacak. Her ne kadar 'gelir salt', Kürtlere ve Irak yönetimine görünüyorsa da. Bu ticarette Türkiye'nin de 'kazancı' büyük. Türkiye! Kuzey Irak'a 'hamilik',  Irak'a 'ağabeylik yapmalı. Ki hem ticaret hem de siyasi 'kazancı' daha fazla artsın. Çünkü; 'Ortadoğudaki dengede ve kendi içindeki yapılanmalarda 'hakimiyet' istiyorsa. Bu "ağabeylik' görevini siyasi yelpazelere kurban etmeden, yerine getirmeli. Ve güçlendirmelidir.