İlgililere duyurulur.
Daha önce de,
Buradan dile getirerek, ifade etmiştim.
Bir kez daha, seslendirelim!
Haberiniz var mı;
Koca bir kentte.
Hele ki; nüfusu 1,5 milyonu aşmış.
çocuk sayısı diğer illere oranla en fazla olan Diyarbakırda bir tek çocuk Nöroloji Uzmanı var.
Biliyor musunuz?
***
Evet,
Sağlık alanında devrimler yapıldı.
Bunda hem fikiriz.
İnkr edilemez.
Ancak,
Hekim noktasında, hala vahim derecede sıkıntılar var.
Ki bunun başında da;
Diyarbakır bazında diyorum çocuk Nöroloji doktoru gelmekte.
Dile kolay;
Güneydoğunun metropol kenti.
Ki Sağlık üssü olma noktasında bölgeye hitap ediyor!
Ne var ki;
Bir tek çocuk Nörolojisi hekimiyle şifa bulmaya çalışılıyor.
***
Bu yönde,
Bölgeden batıya ciddi manada hasta göçü yaşanıyor.
Hastalar.
Aileler perişan.
Aldığım şikyetlere,
Yerel idarecilerin de ifadelerine göre, çözüme yönelik çalmadık kapı gitmedik makam kalmamış.
Koca bir şehirde;
Bir çocuk Nöroloji uzmanı nasıl olur?
Nasıl yetişebilir, derde derman olabilir?
Mümkün değil.
***
Tabi.
Var olan tek hekim de, Özel bir hastanede çalışıyor.
Devlete ait bir hastane değil.
Onun için de;
Giden her hastadan
Muayene-hasta başvuru ücreti olarak da, 250 lira alınıyor muş.
Yani; bir fırsatçılık da yok değil!
Haberci arkadaşlar boşuna başlık atmış değiller.
Paran yoksa nöroloji doktorun da yok!.
***
Ne diyelim.
Bizden bir kez daha mevzuuyu gündeme getirmek.
Diyarbakırı temsil eden vekillere!
Ve tabi ki Sağlık Bakanı Recep Akdağa buradan ivedi olarak duyurmak.
Diyarbakıra,
Acil çocuk nöroloji uzmanı lazım...
İnşallah,
Sessimizi duyarlar, bu vahim sıkıntıyı giderirler.
Ha gayret!
***
Adliyeyi de soydular!
Yazı başlığı karşısında şaşkınlık yaşadığınızı biliyorum.
Diyeceksiniz ki,
Hiç Adliye soyulur mu?
Yolgeçen hanımı ki soyulsun?
Hele ki,
Bu adliye Diyarbakır Adliyesi ise, imknsız.
çünkü;
Avukatların dahi sıradan vatandaş gibi muamele görerek didik didik edilip içeri alındığı.
Gece-gündüz, polisin nöbet tuttuğu.
çevresine,
Bariyerlerle güvenlik duvarının örüldüğü bir binaya hırsız nasıl cirit atar?
Nasıl bir zafiyet!
***
Doğrusu,
Bende ilk duyduğumda şaşırmış idim.
Ama sonra öğrendim ki; meğer hırsızlar yargılanmak için değil, çalmak için mekn kurmuş!
İlk intibaya göre de bu hırsızlar;
Dışardan değil evin içinden türeyenler deniliyor.
Eee.
Böyle olunca bal gibi soygun yapılır.
Geldiği gibi de çıkar gider!
***
Peki,
Adliyedeki soygun-hırsızlık vakası nasıl yaşanmış?
Denildiğine göre;
Adliyede bir süreden beri, tadilat varmış.
Eski binadan,
Karşıdaki binaya, bazı bölümler bu nedenle taşınıyor!
***
İşte bu taşınma esnasında,
Adliyenin zemin katının pencere parmaklıklarının kırık olduğu fark edilmiş.
Burası da,
Adliyenin en hassasiyet ve korunması gereken yer olan Adli Emanet bölümü.
Yani; yargıya intikal eden tüm suçların muhafaza altına alınan suç objelerinin saklandığı yer.
Polis.
Ve Savcılığın görevlendirdiği yetkili elemanlar burada sayım başlatmış eksik var mı yok mu diye!
***
Tabi,
Yaklaşık bir haftadan beridir sayım devam ediyor.
Ancak ilk etapta, bazı tespitlerde bulunulmuş.
O da; Adli emanette olması gereken bazı suç objeleri kayıp...
Yok olmuş!
Onlarca kilo uyuşturucu; Eroin olması gerektiği yerde yeller esiyor!
Kesin olmamakla birlikte,
İddialara göre çalınan uyuşturucu miktarı, bir hayli fazla!
Bunun piyasa değeri de; 10 milyon lira civarında imiş!
***
Polisin,
Ve savcılığın yürüttüğü tahkikat neticesinde hafta sonu Adliye ve temizlik çalışanlarının da aralarında bulunduğu bazı kişiler, gözaltına alınmış.
Şüpheli sıfatıyla.
İlk ifadelerinden sonra bazıları salıverilmiş.
Şuan için 11 kişi gözaltında.
Parmak izi arayan polis, şimdi uyuşturucuyu çalanların tespitine çalışıyor.
Adliyenin güvenlik kameraları inceliyor.
Hırsızlık mı,
Soygun mu her ne ise garip bir hal-i vaziyetle icra edilmiş!
***
İnternetlere düşen habere göre.
Diyarbakır Adliyesinin hırsızlarla başı ilk kez belaya girmiyor.
Benzer,
Bir durum geçtiğimiz yıllarda da vuku bulmuş.
Yine Adliyenin,
Tadilatını fırsat bilen evden hırsızlar, onlarca klimayı çalmış.
Hatta 2010 yılında da;
Yine evin içinde olan hırsızların sayesinde eroin hırsızlığı yaşanmış.
Anlayacağınız,
Diyarbakır Adliyesi ve Adli emaneti de, bir hayli hırsızların uğrak meknı olmuş.
***
Biliyorum,
Şunu tepkisel noktada ifade edeceksiniz..
Polisteki,
Resmi kayıtlara göre Diyarbakırda 11 bin hırsız var!
Böylesi bir rakam hsıl ise;
Adliyeyi de,
Emniyeti de, hırsızların soyması olağan değil mi?
***
Öyle ya,
Kent merkezinde günde 20e yakın hırsızlık, kapkaç ve soygun yaşanıyorsa ne diyelim.
Haklısınız.
Ama adliyenin hırsızı, evden dışardan değil diyebilirim.
Garip olan da bu!
Bekleyip,
Göreceğiz, faili meçhul kayıtlara geçen, binlerce hırsızlık vakası gibi.
Adli emanetteki,
Eroin hırsızlığı da, aynı akıbete mi uğrayacak.
Yoksa;
Zafiyet ve suçlular deşifre edilerek, derdest edilecek!