Ölmemeli.. Öldürülmemeli.. Katledilmemeli..
Yaşatılmalı.. Sevilmeli.. Kucak açmalı.. Başı okşanmalı
Geleceğe yetiştirilmeli.. Halis, muhlis, kendini bilen edilmeli..
Teröre.. Şiddete.. Tacize.. İğrenç emellere alet edilmemeli!!.. Kurban verilmemeli
çocuk Ailenin de.. Toplumun da.. Devlet-i aliyenin de; geleceğidir..!
Gözbebeğidir.. Yaşamın bir nurudur çocuk..
Candır.. Gelecektir.. Nesildir.. Yarınlara bırakılan mirastır!!!..
***
Rengi de.. Irkı da.. Dini de.. Dili de.
Ülkesi de, milleti de, fark etmez!!.. O bir çocuktur!!
Reşit değil. İster pozitif.. İster negatif hadiseleri hep oyun sanır!!
Coğrafyanın Toplumsal sorunların.. Milli meselelerin.. Yaşadığı ülkenin iç dengelerine karşı savunmasızdır!!!..
Yoksullukta.. Fakirlikte.. Geri kalmışlıkta.. Eğitimsizlikte İlk yaralanan, tahribata uğrayandır çocuk..!
Travmasını o yaşar.. Psikolojik dengesizlikle o büyüyerek, hisseder!!
***
Öfkesi de.. Şiddeti de.. Nefreti de..
Yani olumlu olumsuz, seyir neye delalet ise!!!
O ruhu karakteri de.. O yaşam felsefesini de.. O Dünya bakışını da; o ikmalde kendisinde vücut bulur
çocuk.. Ne ekersen, onu biçersindir!!..
Bakarsan bağ olur.. Bakmazsan dağ olur..
Dile pelesenk bir ifade.. Suçlu çocuk yoktur.. Suça itilen çocuk vardır..
***
Ne var ki, burada bile ihtilaf içerisindeyiz!!..
Senin çocuğun.. Benim çocuğum.. Peki, nerde bu milletin çocukları..!
İşte onda; ayırımcıyız!!..
Sınıfsal.. İdeolojik.. Dil ve ırk ayırımcılığı girdabında, debeleniyoruz!!
Öyle ki
Bir öğretmen.. Bir anne.. Bir baba.. Bir kardeş, bir abi dahi; çocuklar ölmesin sözüne bile tahammülsüz, sergileniyor!
Aydını, yazarı, siyasetçisi ayrı!!!...
Ne vicdanı.. Ne izanı.. Ne insanı.. Ne dini.. Ne de kanuni hiçbir savunurluğu olmayan bir hal!!
Ama hakikat!!! Ne acı bir tabloyla yaşıyoruz, yaşatılıyoruz!
***
çocuklar ölüyor.. çocuklar öldürülüyor..
İster siyasi.. İster adli vakıa olsun.. İşte işkenceler..
İşte, tacizler, tecavüzler, cinsel istismarlar!!..
Aile faciaları.. Uyuşturucu.. Fuhuş.. Hırsızlık.. Soygun.. Kapkaç!!
Yani her çeşit suçun batağına mahkum edilmişlik var!..
Sektörel mafyanın da
Sektörel terörün de
Siyonizmin de.. Emperyalizmin de.. En radikal fikriyatın da, hedefindeki tek canlıdır; çocuk!!!
Her türlü savaşın.. Her türlü ekonominin.. Her türlü sosyal hayatın; ilk mağdurlarıdır..!
***
İşte, Ayşe Öğretmenin vakıası!!!
Ülke olarak.. Devlet olarak.. Millet olarak.. Kanun ve nizam olarak.. Anayasal zemin
Ve yargı düzenimiz nokta-i nazarında, vicdan-i bir travma!!!..
Ne demişti; Ayşe Öğretmen!!
Terörün azdığı.. Şiddetin yükseldiği.. İdeolojik saplantıların körüklendiği..
Hendeğin Barikatın Hasılı kelam, kaotik bir, hava ve ortamın fırtınalaştığı zaman diliminde!!
Eğlence programına çıkmış.. Şarkılı, türkülü bir şovda
Demişti ki; çocuklar ölmesin!!!..?.. İki kelimelik bir cümle!!!..
***
Peki, sonuç!! Vay sen misin, diyen!!! Linç kampanyası Mahalle baskısı!..
En kolay işlem!!.. Şu ideoloji.. Şu örgüt..
Şu terörist yapının elemanı denilip, üzerinden, fırtınalar koparıldı
Ama bir hakikat..
Ki vicdanı.. İzanı.. İnsani tek bir duygusu ve haya damarı olan için!!!
Ben altına imza atarım, dediği mevzuu bir gerçek iken!!!
Girdap halimiz; işi Yargıya taşındı Dava açıldı.. Mahkeme oldu.. Savunmalar yapıldı..
***
Beklenen neydi!!
İnsani bir temenni.. Vicdani bir çağrı
Ulvi bir yaşam kutsallığını, ifade etmenin yargıda kutsiyet almasıydı!!..
Savcı diyecek ki; ne var bunda..
Hakim diyecek ki; insani talep, davalık mı olur be kardeşim..!
Ama olmadı. Ceza verildi.. Hüküm konuldu Tutuklama geldi..
Ne hazindir ki, o evrede Ayşe öğretmen evlendi.
Düğün yaptı.. Bir de çocuğu oldu..
İşte o çocukla, verilen ceza nedeniyle hapise konuldu!!..
***
Günlerce!!.. Aylarca.. Hatta 3 yıldan bu yanadır, konuşulan mevzu!!
Bir utanç vesikası gibi!!
Ve geçtiğimiz hafta, Anayasa Mahkemesi devreye girdi
Utanç seyre.. Vicdanı tahrip eden, gidişata; bi dur dedi!!..
Adalet bu değil!! Ne insani, ne vicdani
Evet, Ayşe öğretmen serbest.. çocuğuyla özgürlüğüne kavuştu!!!..
Düşünüyorum!!! Ona yaşatılan travma.. Gösterilen muamele
Ve çocuklar ölmesin demenin bedelinin ağırlığıyla; bir nesil nasıl büyür?
***
Bilmeliyiz ki!!!..
Huzurun da.. Güvenin de.. Barışın da.. Kardeşliğin de.. İstikrarın da..
Güçlü demokrasinin de.. Güçlü ülke ve milletin de..
Adaletin de.. Hukukun da.. Zenginliğin de.. Gelişmişliğin de.. Birlik ve dirliğin teminatı da!
Aydınlık yarınların güvencesi de; çocuklarımız ölmesin demektedir!!!..
***
Netice itibariyle...
İster bir öğretmen olsun!!.. İster bir anne olsun
Eğer ki, gerekçesi ne olursa olsun şu iki kelimeyi; çocuklar ölmesin diyorsa!!!
Ve dediği için de; vicdanı olmayan bir muameleye tabi oluyorsa!!!
Ülkem için Milletim için Devletim için.. Vatanım için
Ne hazindir ki; hiç de iyi şeyler olmuyor? demektir
Sizce
Güzel işler olacak.. Daha güzel olacak.. İyi şeyler olacak
Gibi, umut verici beklentilerin ilk basamağı; vicdani ve insani hakikati kabullenmektir!!!..
Öteki etmek değil!...
***
çÜNKÜ çALDILAR
Sloganlaştı Binalı Yıldırımın parti afişinde..
Herkes konuşuyor
Ama şu ironi de yapılıyor Ne deniliyor
Peki kim çaldı? İşte o meçhul Hırsızlık var..
çalma var.. Ama çalan, hırsız kim o bilinmiyor?
Eee
Demek ki, çalma profesyonelce..
Ehil, ellerin marifeti.. O zaman!!.. İşte o zaman bırak peşini..
Gidenin arkasından, bakma!!!
Eğer ki bakarsan bil ki; geleni göremezsin..!
Onun için, önüne bak!!!
***
ERDOĞAN GÖRDÜ!!!.
İşte siyasi deha..
İşte siyasette öngörünün, kabiliyeti..
Erdoğan uyarıyor
Ekrem İmamoğlu.. Düne kadar tanıyan, bilen yoktu..
Bir ilçe Belediye Başkanı idi..
Ama İstanbul seçimleri..
Seçim sonrasındaki, polemikler İmamoğlunu öne çıkardı..
Şimdi; ismi CHPnin önünde..
Şimdi, ismi liderlikle vasıflandırılıyor..
Yani, 40 yıllık siyasetçi gibi bir unvanla zirvede!!!..
Onun için!!!
Ey vekiller..
Ey partililer..
Ey sözcüler..
Ey AK Partinin kurmayları, sakın ha İmamoğlunun adını zikretmeyin!!
İmamoğlu değil..
CHPnin adayı deyin..
***
DEDİĞİM ŞU!!!.
İstanbul seçimleri 23 Haziranda nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın..
İster Ak Parti..
İster CHP..
Hangisi kazanırsa kazansın.. Siyasi süreç açısından, Türkiye yeni bir kapının eşiğindedir..
O kapı açıldığında; karşımıza ne çıkar?..
İşte, zihinleri meşguliyet altına alan mahalle baskısı da budur?..
Ya; şu olursa!!!..