Çözüm bahane, Çözümsüzlük şahane.
Eklenme: 3/24/2012 12:00:00 AM

Kimse;

Demokrasinin "ikmalindeyim" demesin!

Hele hele;

Siyasi partiler.

Ve tabi ki liderleri.

Beri yanda;

Meclis dhil olmak üzere...

Bir bütünlük içerisinde kendisine "Demokrasinin" hayat membası demesin.

Ki o görevi üstlenmediği gibi, icra da etmiyor!

Bilakis;

Demokrasinin sürekli kıyama uğramasına vesile olup, zemin hazırlıyor.

Nedeni de;

Toplumsal hadiselere karşı çözümsüz kalışıdır.

Demokrasinin;

Müşterek, uzlaşısına rıza göstermeyişindendir bu zafiyet!

***

Şöyle;

Ülkenin kısm-i de olsa tarihi sürecine bi bakın.

İster;

Kürtlerin haklarıyla alakalı "hadiseler".

İsterseniz de;

Demokrasiyi kesintiye,

Milli iradeyi vasıfsızlığa düşüren,

Ülkeyi de,

Topyekn vesayetlerine alan Askeri darbeler olsun?

Mesela;

27 Mayıs Darbesi,

12 Mart Muhtırası,

12 Eylül darbesi,

Velhasıl 28 Şubat süreci dhil olmak üzere!

***

Bunlar;

Milli iradeyi hep devre dışı bırakan, "kesintiler?".

Peki ya;

Siyasi ikmallerdeki sıkıntılar.

Bundan;

10 yıl öncesinden sonraki yıllara bir bakın.

6 ayda bir hükümetler değişti.

Üçlü mü, dörtlü mü koalisyonlarla, "ülke" istikrarsızlaştırıldı.

Köşk mü,

Başbakanlık mı,

Meclis mi, "kim yetkili, kim yetkisiz kim vasıflı" meçhul?

***

Bu meçhul iyetle oluşan; "derin" yapıların, iştahlılığı.

Büyüdükçe büyüdüler.

Ahtapot misali.

Ki bugün Ergenekon'un "vasıflı" hali, her şeyi anlatıyor.

Ya ekonomik krizlerimiz.

5 Nisan kararları.

Devalüasyon.

Bankaların batması.

Bir gecede Türkiye'nin; 50 Milyar lira "zarara" uğranarak, borca sokulması.

***

Anlayacağınız;

Siyasal,

Sosyal,

Ekonomik

Ve kültürel "krizler" bu ülkenin, tüm "iliklerinde" yaşandı ve yaşatıldı.

Ki hala da; yaşatılıyor.

Dönemler.

Ve siyasi aktörler.

Pek tabi ki karşı, fikriyatta olanlar.

Bu kadar;

Vahim süreçler yaşamalarına rağmen, ne yazık ki "ders-i ibrete" nail değiller.

***

Hep;

Şu "stratejiyi" benimsediler ve benimsemeye de devam ettiler.

çözüm yerine "kavgayı" yeğleme.

Müptela gibi.

Ne çıkış yolu?

Ne çözüm formülü.

Ne de;

Birlikte hareket etme noktasında "ortak akıl" oluşturma!

İcra edilmeyen bir zihniyet!

Hiç benimsemediler ve gayrette göstermediler.

***

Sürekli;

Kavga, kargaşa ve "ateşe" körükle gidildi.

Ki bu durumun hal-i vaziyeti ortada.

Bakın;

Kürt hakları "eksenindeki" hadiseler zincirine.

Kandil mi,

İmralı mı..

Genel itibariyle;

Yüzyıldan buyana süre gelen, "mevzunun" geldiği nokta!

Derler ya;

"Sonuç" aleni bir şekilde, kendini gösteriyor.

çözümsüzlük.

Ve çözümde samimiyetsizlik!

***

AK Parti.

CHP.

MHP ve BDP'nin, mevzuuyla alakalı ortaya koyduğu "siyasi" zihniyet.

Ne yazık ki;

Tarih sürecindeki diğer hadiseler ve siyasi aktörler gibi!

Bugün burda da;

Demokrasi kültürünün vazgeçilmezi olan "asgari müştereklerde" birleşme yok.

Uzlaşı sağlama yerine;

Uzlaşılmaz ve çözümsüz kılınan "siyasetin" demindeler.

Biri ak diyor.

Diğeri kara.

Hep "zıt" siyaset ikmalinde.

Öyle ki;

Herkes bozuk biçerdöverinde "sapla-samanı" birbirine karıştırıyor.

***

***

Bakın;

Sadece dün "Kürt" meselesiyle ilgili yapılan açıklamalar.

Siyasi taraflar açısından;

Mevzu nasıl "çıkmaza" sokuluyor?

BDP.

çözüm için "yeni bir strateji" varsa, muhatap ve uzlaşı zeminine gidecekseniz.

Demokrasi,

Kültüründe "siyasi" muhatap olmayı kabul ederken.

İmralı

Ve Kandil'de "muhataplıkta" vaz geçilmez, diye dayatıyor.

Öne sürdüğü; 5 madde var.

***

Peki,

Kısm-i olarak fikri arıza ihtiva eden, BDP'nin bu "muhataplık" şartlarına, AK Parti ne diyor?

Dün,

Başbakan Güney Kore'ye gitmeden önce keskin ifade kullandı.

Bizim terörle mücadeledeki politikamız şudur:

Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele, uzantısı ile de müzakere.

Tabi.

İfadesinin sonuna koyduğu bir cümle var.

BDP'yi kast ederek.

İnsiyatif almayanlarla bundan sonra görüşmeyi düşünmüyoruz".

Yani;

çıkmaz'a ikinci bir "çıkmaz' yaratılmış oldu.

***

MHP.

İse hala, aynı zihniyette!

Yakıp-yıkalım, hatta Kuzey Irak'a girelim.

CHP.

Her mesele de olduğu gibi, "kaçak güreşte".

Sonuç itibariyle;

Sorun ekseninde yaşanan, yaşatılan ve dayatılanlar tamamen "trajik" bir durum?

Ne talihsiz bir durum;

Demokrasinin "kültüründen" yoksul, siyasi zihniyet "cirit" atıyor!

Derbederliklerinin;

Acı faturasını, toplum ödüyor.

Kürtler, Türkler, Lazlar, çerkezler velhasıl 75 milyon, bedel veriyor!

***

çözüm için;

Bugünlerde bir dizi "strateji ve şartlardan" söz ediliyorsa da.

Öncelikle

Ve ivedilikle diyorum ki, "demokrasi kültürünü" bataktan kurtarın.

Ki özünüz;

Demokrasiyle bütünleşerek, "müşterek değerlerde" buluşun!

O zaman uzlaşı sağlayabilirsiniz.

Aksi takdirde;

Enva-i stratejiler ortaya konulsa dahi.

Demokrasi kültürüne sahip değilseniz.

Her şey size "çözümsüzlük" bahanesidir.

çözüm bahane.

çözümsüzlük şahane.