Çözüm Newroz’u!
Eklenme: 3/20/2013 12:00:00 AM

Yarın 21 Mart!

Yani, Newroz Bayramı.

Evet, Newroz!

Newroz-Nevruz.

Yer küresinde farklı anlam ve değerlerle kutlanan bir bayram!

Mazisi asırlara dayanan bir gelenek.

Coğrafyamızda ise Newrozun içerik anlamı hayli yüklü.

***

Yeni bir gün.

Baharın müjdeleyicisi.

Tabi ki;

Halklar adına bir de özgürlük simgesi Newroz!

Özellikle;

Biz Kürtler açısından, tarihsel bir anlam ve önemi var!

***

Newroz;

Demirci Kavanın efsanesindeki gibi,

O günden, bu yıllara kadar Kürtlerin özelinde baskıya ve zulme başkaldırıyı simgeliyor.

Hele ki; son yıllarda yani Cumhuriyetle gelişen inkar politikaları.

Bu simge bir bütünlük içerisinde, tek sembol haline geldi.

***

Kürtlere yönelik asimilasyon.

İnkr ve yok sayma gayretkeşliği.

30 yıldan buyana süre gelen çatışma...

Şiddet, terör ve baskılar.

Bir bütünlük içerisinde; Newroz politik içeriğe uygunluk arzıyla Kürtler için bu alanda sembolleşti.

Adalet ve özgürlük diye!

***

İnkr edilmeden.

Kimlik.

Dil.

Ve kültürel değerlerin özgür atmosferinde yaşamak!

Bundaki kararlılık!

Ancak ne var ki;

Komplike bir hal-i bağnazlıkla Newroz yıllar yılıdır bu özünü yaşayamadı.

Yaşatılmadı.

Hep; hizip bir anlayışla boğmak istenildi.

***

Ki daha iki yıl öncesine kadar!

Newroz denildiğinde.

Ya da; w harfi kullanıldığında.

Hele ki miting meydanlarındaki, organizasyonlar.

Öncesi ve sonrası.

Toplumsal düzeyde kbus ve korku zaman dilimini icra ediyordu.

Davalar.

Gözaltı ve tutuklamalar.

Şiddet ve ölümler.

***

Bir tarafta yasaklar.

Diğer tarafta yasaklara karşı asilik.

Beri yanda dumanlı havayı seven kurtların hal-i vaziyete olup-bitene iştah kabartan vesayetçi zihniyet.

çatıştır da çatıştır.

Bugün bilnço bu uğurda, kimlik gözetilmeksizin, 50 bin ölümüz var.

Askeri.

Polisi.

Koruyucusu.

Sivili.

Ve eline silah alıp dağa çıkan, Kürt gençleri.

***

Türkü, Kürdü, Lazı, çerkezi, Alevisi-sunisi.

Velhasıl; Türkiye coğrafyasında yaşayan herkes; bu acıdan payını aldı.

Kayıplar. Faili meçhuller.

Cezaevinde ömür çürütenler.

Yerinden, yurdundan edilenler.

Ülke dışına kaçanlar.

Aynı zamanda Türkiyenin bin yıllık geçmişini körükleme provokatörlüğü!

***

Peki, açmaz ve çıkmazımız neydi?

O da tarafların yani çatışanların ellerindeki silahta ısrarcı olmaları.

Deve kuşu misali hakikatlere karşı kafalar kuma gömülerek.

Yaşanan; meseleye çözüm için illaki silah görüldü.

Silahla, çatışmayla, can almayla hak kazanırım ısrarı.

Ve aynı meyanda;

Güvenlik politikasıyla bu meseleyi çözerim zihniyetinin tahakkümü!

Zıt kutuplar.

***

Ne demokrasiye,

Ne adalet ve hukuka,

Ne de insanı taleplere kapılar açık değildi.

Zaten iki yanlış bir doğru etmez hakikatiyle ezilen hep halklar oldu.

Travmalar geçirildi-geçiriliyor.

Türkiye, 30 yılını.

Ki evveliyatı da var.

Nerdeyse;

100 yılı bulan; bu yanlıştaki ısrarla tüketti ekonomisini, insanını ve zamanını, geleceğini.

Bu yüzden; çözümsüzlük hep ikmal edildi.

***

Ama bugün.

Yanlışların,

Körüklemenin,

Farklı misyonların oyunu.

Velhasıl;

Kürtler ve talepler, Güneydoğu insanı.

Kürt silahlı mücadele gurubu.

Pek tabi ki;

Siyasal iktidar, (muhalefet görmüyorsa da) halk gerçeklerin farkına vardı; yanlıştan dönülmeli...

***

çözüm!

Ve doğru yol;

Daha fazla demokraside,

Daha fazla, adalet ve hukukta,

Daha fazla, kimliklerin eşitliğinde,

Daha fazla, özgürlüklerde.

En babayiğit;

Hamleyle bu sorunlar diyalog ve müzakereyle çözülebilinir, olabileceğine inanmak.

İnanıldı.

***

Bugün gelinen noktaya bakıyoruz!

Ankara.

İmralı.

Kandil ve Avrupa.

Öcalan üzerinden, yürütülen çözüm ve barış görüşmeleri.

Yani çözüme bir adım kadar artık yakınız.

Bu hamlelerin yarattığı havaya bakalım.

Sevgi... Barış. Huzur. Ve Kardeşlik

***

İşte;

Bu atmosferin rüzgrı esiyor gönülleri hoş ederek.

Toplumun tüm kesiminde bir inanmışlık var; silahlar sussun, kan akmasın.

Kardeşlik eşitliği sağlanılsın...

***

Her ne kadar;

Etle-tırnak polemiğinde bulunan var ise.

Bu hakikati, inkar ediyorsa da.

Ne mümkün.

Bin yıllık; birlikteliğin yarattığı kaynaşmayla etle-tırnağın ötesine geçilmiştir.

Türk-Kürt!

***

Evet, Newroz!

Yeni bir başlangıç, yeni bir gün...

Özgürlük ve eşitlik dileğiyle.

Yarın;

Diyarbakır büyük bir coşku ve beklentiyle Newroza ev sahipliği yapacak.

Provokasyonlara gelmeden.

Kırmadan dökmeden.

Yakmadan yıkmadan, Newrozu özüne uygun, kutlayacak.

Tıpkı bir haftadan buyana, ülke genelinde barış içerisinde icra edilen kutlamalar gibi.

***

Sonuç itibariyle.

Herkeste bir ümit ve beklenti var.

O da yarın ki Newrozun;

30 yıldan buyana süre gelen silahlı mücadeleye veda günü olacağı.

Özellikle PKK!

Öcalanın sürece ilişkin niha-i çözüm mesajında birinci hamlesi bu olacak; silahlar susacak, bırakılacak-eylemsizlik dönemine girilecek.

***

çözüm için!

Siyasetin, misyon ve konuşabilmesi için.

İktidarın.

Muhalefetin.

Yani parlamentonun, çözüm icrasında bulunabilmesi için; Silahlar susmalı ki, siyaset konuşabilsin.

***

Anlayacağınız; olağanüstü bir dönemdeyiz.

Toplum olarak.

Kimlik gözetilmeksiniz.

Sürecin,

Başarıyla son bulabilmesi için bazı şeyleri içimize sindirmek mecburiyetindeyiz.

Hassasiyetle ve sorumlulukla.

çünkü şuan masaya konulmak istenilen çözüm vazosu .

Şayet bu vazo kırılırsa.

Doğrusu;

Onarımı ve yenisinin ikmale gelmesi zordur.

Maazallah diyorum.

Onun için, çözüm Newrozuna çok ama çok sahip çıkmalıyız!