Çözümün Aktörleri Kim mi?
Eklenme: 11/19/2012 12:00:00 AM

Nihayet!

Sonlandı; açlık grevi eylemleri.

67inci günde,

Cezaevlerinden pusuda bekleyen şer yapıların beklenti içerisinde oldukları tabutlar gelmeden.

Dün sabah itibariyle;

63 Cezaevi ile BDP kararghlarında.

Ve tabi ki,

Mecliste Leyla Zananın, bulunduğu meknda sona erdi!

Sevindirici bir son!

Tabi ki,

Kaotik ortama iştah belleyenlerin de hevesleri kursaklarında kaldı!

***

Doğrusunu isterseniz;

Süreç.

Ve tabi ki gelinen, nokta benim için sürpriz olmadı.

çünkü böyle bir kararın çıkacağını.

Özelliklen de, ölümlerin olmadan, sonlandırılacağını bekliyordum.

Nedeni de,

AK Parti hükümetinde,

Muhalefette,

Ve BDPde; ciddi bir kaygı söz konusu iken, ya ölümler olursa paniği vardı.

***

Kriz.

Ve gelişebilecekler sürdürülebilinir değil.

çözüm şart.

Peki, talepler ne?

Anadilde Savunma,

Anadilde Eğitim,

Ve Abdullah Öcalana uygulanan tecrit.

Taleplerden,

İkisi yani birinci ve ikinci madde kısm-i olarak karşılanmış-karşılanıyor.

Diğeri;

Öcalanla alakalı Anayasa ve Yasal tıkanıklık var.

Bir de, kamuoyu.

Zaman ikmali şarttır ki, ortam oluşabilsin!

***

Zaten,

Hükümetin durduğu nokta belli.

Nitekim,

Başbakanın devlete şantaj olmaz demesi de bundandı.

Aslında, bölgede ve ülke sathında,

Gerilime,

Huzursuzluğa,

İstikrarsızlığa,

Sokak çatışmalarına neden olan mevzuunun çözümüne günler öncesi hamle vardı.

***

Şöyle ki;

İki hafta önce Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında, Arınç konuştu.

Kriz her an çözülebilir diye!

Aynı meyanda,

Cumhurbaşkanı Gülün devreye girmesi, BDP heyetiyle görüşmesi.

Bilahare, Adalet Bakanı Sadullah Ergini kabul etmesi.

Ve tabi ki; STKlar!

Yine Selahattin Demirtaşın,

AK Parti hükümetinin önemli isimleriyle, biraraya gelmesi.

Yani; siyasi trafik krizin çözümünde hareketliği üstlendi.

***

O zaman,

Tek bir adres kalıyordu.

Cezaevlerine,

BDPye,

KCKya ve Kandile emir verebilecek kişi şart.

çünkü,

Hükümette, saydığım üç oluşum da çözüm komutuna gelmez-gelemez!

Kürt cephesine etki edebilecek tek isim var..

O da Abdullah Öcalan.

Bunun için de,

Ankara-İmralı arasında diyalog zemini arandı.

Ve kuruldu...

***

Hatırlarsanız,

10 gün önce Ankara kulislerinde.

Bir de gazete sütunlarında;

Öcalan ile MİT yeniden bir süredir görüşme başlattı haberleri yer aldı.

Kimse de, bunu inkr etmedi.

Tekzip eden de olmadı.

Nitekim,

Bakıyoruz ki 1.5 haftalık zaman dilimi içerisinde, üç kez görüşme yapılmış.

Görüşmenin ana maddesi de;

Açlık grevlerinin sonlandırılması.

Ölümler olmadan.

Cezaevlerinden, tabutlar çıkmadan, mutabakat sağlansın.

***

Aynı meyanda,

Kamuoyunda da uzun bir süredir şu tartışma hkimdi.

Özellikle,

Osla görüşmelerinin kesintiye uğraması.

Silvandaki saldırı,

Şemdinli ve Roboski hadiselerini sıralarsak..

Hükümet;

Kürt sorunun çözümünde,

BDPyi de,

Kandilide devre dışı bırakıp, Öcalan üzerinden uzlaşı aramaya başladı diye..

Ki bunu,

Başbakan Erdoğanın son dönemlerde, BDPye takındığı tavır da göstermiyor değil.

Muhatap değiller.

***

Velhasıl,

Mitin görüşme trafiği,

Hükümetin ısrarcı tutumu,

Ortadoğudaki,

Siyasi dengesizliklerin ülke içerisinde olabilecek bir kıvılcımla farklı seyir alabileceği düşüncesiyle; İmralı olumlu mesaj verdi.

Yine üç gün önce, Başbakan Erdoğan açıkladı.

İmralıya,

Ulaşım Adalet Bakanlığı sorumluluğundan alınıp, Ulaştırma Bakanlığına verildi dedi.

Ve Cuma günü de,

Yeni Kosterle yani, Deniz ulaşım aracı, devreye girdi.

***

BDPnin de istemiyle;

Abdullah Öcalanın kardeşi Mehmet Öcalan aynı gün, İmralıya gidip, Öcalanla görüştü.

Akşam da,

Kardeş Öcalan beklenen açıklamayı yaptı.

Ağabeyim Öcalan,

Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sone erdirilmesi emrini verdi

Ve böylece,

12 Eylül tarihinden itibaren,

63 Cezaevinde başlatılan Açlık grevi 67inci gününde sonlanmış oldu.

***

Evet,

Tüm bunlar krizin aşılmasına ilişkin sürecin perde arkası.

Peki, şimdi ne olacak?

Ve aynı zamanda; hadiseden çıkarılması gereken dersler nedir?

Öncelikle, şu bir kez daha tescillenmiş oldu.

Öcalan tek aktör!

Bir diğer tek aktör ve etken de,

Bu sorunu çözerse ancak yüzde 51lik çoğunluğa sahip Erdoğan çözer hakikatı.

Yani demek ki;

Kürt meselesinde çözümün koşulsuz isimler Erdoğan ve Öcalan!

***

Dediğim gibi;

Öcalanın PKK üzerinde etkili tek güç olduğu da ortada.

Ortaya şu sonuç çıkıyor.

BİR:

BDP ne derse desin.

MHP ve CHP ne kadar vatana ihanetle suçlarsa suçlasın...

Başbakan Erdoğan ve AK Parti gerçeği var.

Hizipleşmek yerine atılan adımlara ortak olup, barış için çaba sarf etmeliler.

Yoksa yeni süreçte birçoğu zamanla sıradan hale gelebilir.

İKİ:

Pek tabi ki Abdullah Öcalana ne derseniz deyin kurduğu yapının lideri ve aktörüdür.

Onu dikkate almadan sonuca ulaşma olası mümkün değil.

Yoktur da.

İşte görüldü,

Kandili de,

Cezaevlerini de,

Aynı zaman da, BDPye de tabiri caizse bir emirle etkileyebiliyor.

Dün olduğu gibi.

***

Velhasıl,

Sonuç itibariyle çözümün yol haritası kendisini bir kez daha gösterdi.

Uzlaşı ve Müzakere.

Onun için de,

Kalınan yerden diyaloga devam.

Üstadın ifadesiyle;

Her şerde bir hayır vardır, vecizesiyle, sağlanan zemin heba edilmesin.

Güzel bir hafta dileğiyle!