Cumhuriyet, Cumhur’u barındırıyor mu?
Eklenme: 10/30/2012 12:00:00 AM

Öyle ya, dün Cumhuriyetin 89üncü yılını kutladık.

Peki, Cumhur Cumhuriyet Bayramını ikmaline uygun kutladı mı?

Ya da, Cumhuriyet cumhuru tanıyarak, kendini idame etti mi?

Veyahut!

Gönül huzuruyla kutlanabilindi mi Cumhuriyet!

Peki, bayram havası hkim miydi?

Doğrusu ard arda sıralanan sualler karşısında evetti ikmal etmek çok zor.

***

Diyeceksiniz ki, sorular dışında peki bayram nasıl geçti?

Ne diyeyim!

Gün boyu yaşananlara bir bakalım.

Hele ki, ikmalden önce ve sonrasında olup-bitenler neydi?

Özetle; ülke-millet ve bölge açısından Cumhurun ifadesiyle, Bayramı bayram gibi kutlayamadık.

Belki diyebiliriz ki kutlamaya imkn tanınmadı.

Lakin öyle oldu.

***

çünkü;

Şiddet,

çatışma,

Kan-barut ve hizipleşme sarmalı her alanda mevcut.

Beri yanda,

Yoksulluk, fakrü-zaruret,

Bedenlerini ölüme terk edip, sesini duyurmak isteyenler yüzlerce tutsak.

Ve onlara karşı; ketum kalan siyasi anlayış.

Kin haset.

Velhasıl, huzur, güven ve istikrar zafiyetiyle yüzler bir bütünlük içerisinde asık.

Gülmüyor.

***

Hele ki,

Dün Ankaranın göbeğinde yaşanan yaşatılanlar.

Bazı STKlar,

Ve CHPnin organizasyonuyla icra edilmek istenen, alternatif Cumhuriyet Bayramı kutlama girişimi.

Sonrasında olup-biten çirkin tablo!

Bana;

28 Şubat sürecinde askeri darbe çağrısının yapıldığı Cumhuriyet mitinglerini hatırlattı.

Halkı sokağa dök.

Polis ve askeri, sal, sonra ortalığı savaş alanına çevir.

Ve de ki;

Ülkede siyasi istikrarsızlık var, asker göreveeee!

Her şey provokatif...

***

Doğrusu,

Cumhuriyeti cumhursuz bırakan ana etken, tetikleyen işte bu dildir.

Yani yüklenen misyon ve detaya takılma gayretkeşliğiyle, hile-desise icra et ihanetliğidir!

Bakınız, dün gün boyu başlık ve ara başlıklarla, kutlamalara sorular ikmaliyle şu atmosfer yaratıldı.

Anıtkabirde buz gibi bir tören!

Başbakanla Ana muhalefet Lideri hiç konuşmadı.

Yüz yüze gelmemeye özen gösterildi.

Tokalaşma yok.

Hava bıçak gibi.

***

...Ve ilkler yaşandı başlığıyla sıralanan evrensel bakış dışındaki alt başlıklar.

Demokrasilerde,

çağdaş demokratik ülkelerde olması gerekenler maalesef, bizde öcü misali.

Protokolde bir ilk.

Neymiş!

Cumhurbaşkanı Gülün eşi Hayrünnisa türbanıyla protokolde yer almış.

Komutanlar da yanındaydı, hem de eşleriyle!

Bir diğer ilk diye sözü girişilen ifade; Köşk Resepsiyonunda bir ilk.

Neymiş!

Gül eşi Hayrünnisayla birlikte konuklarını kapıda karşılamış.

Ve ilk kez eşli bir resepsiyon vermiş.

Dört yıldır; tekliydi şimdi eşli olmuş.

Yani; nasıl böyle olur gibisinden?

***

Bir de;

Başbakan Erdoğan ilk kez eşiyle Köşk resepsiyonunda.

Neymiş;

Eşi Emine Erdoğan başörtüsüyle resepsiyona katılmış.

Ekleniyor ara başlık Başbakan açıklıyor diye;

Bugüne kadar beni Emine Hanım'la buraya sokmayanlar utansın

Evet,

Türkiyenin demokrasi anlayışı,

Ve tetikleyen vesayetçi diller utansın düne kadar Cumhura yaşatılan ve yaşattırılan atmosfere!

Ve biliyorum ki

Bazı yaygın gazetelerin bugünkü birinci sayfalarında şu başlık olacaktır.

Provokatif bir başlık olarak.

Türbanın zaferi.

Alt başlığında, Cumhuriyet elden gitti.

***

Tabi,

Bu soru ve başlıklar, Ankara merkezli.

Gel gelelim, Diyarbakıra ve ihraç edilen sorular içeren bu eksendeki başlıklar!

Her ne kadar,

Kutlamalar coşkulu geçerse de geçsin.

Hep öne çıkarılan başlıklar vardır.

O da;

BDPli Belediye Başkanları yine katılmadı?

Protokol koltukları boş bırakıldı.

Klişeleşmiş hizip sorular!

***

Dikkatimi çeken bir başlık;

O da ilk kez resmigeçitte Stinger füzeler yer alması.

Doğrusu oldum olası, karşıyım bayramlarda askeri mühimmatların gösterilerde yer alması--

Bir ara başlık da; Siirtteki kutlamalardan.

Olması gerekene, ilginç görüntü başlığı verilmiş...

Protokol, ilk kez halkla birlikte davul-zurnayla Cumhuriyet bayramını kutladı?

***

Velhasıl...

Tüm bu soruların dili.

Ve aynı meyanda; farklı düşüncelerin ikmal edilişi.

Şu hakikati bir kez daha bize, hatırlatıyor.

Bizim;

Cumhur olarak kendimizle ciddi sorunlarımız vardır.

Bu da;

Gösteriyor ki Cumhuru, Cumhuriyeti ve onun banisini yani değerleri konusunda; fikri zıtta sahibiz.

Yani hala uzlaşılmaz haldeyiz.

***

çünkü herkes kendisine özgü bir akımla, Cumhuriyete tanım getirdiği gibi.

İlkelerini de; kendisine has giysiyle, arz-ı endam yaptırıyor.

Böyle olunca da; haliyle Cumhuriyet cumhursuz kalmaktadır.

Zaten ondan değimlidir ki kardeşkanı oluk gibi akmaktadır.

Ülke ve millet bir türlü; öz barışı sağlayamamaktadır.

Onun için; biz öncelikle Cumhuriyeti oluşturan Cumhur olarak, uzlaşı içerisinde olmamız gerekir.

Savunmamız gereken; Demokratik Cumhuriyet olmalıdır!