DEDAŞ'A DADANAN POLİTİZE VİRÜS!
Eklenme: 7/31/2012 12:00:00 AM

Tam da, "işkenceye" dönmüş vaziyette şu "Elektrik" kepazeliği!

"çin işkencesi" mübarek!

Mevzuuya, etkili ve yetkili zevat, bugüne kadar;

Ne köklü çözüm, ne tatminkr beyanat, ne de yarınlar için, kısm-i güven tesisi sağlamadığı gibi; "sorun" aynen devam ediyor.

***

Evet, Elektrik kesintileri.

Ve her on dakikada bir vuku bulan; "Salım" yani Voltaj dalgalanması!

Mevzu nerdeyse; bir aydan beridir, virüs misali, "kasıp-kavuruyor" yaşamın her alanını.

Sirayeti, sosyal ve ekonomik anlamda, hayli yıkıcı!

İşte bu hal-i vaziyet nedeniyle; gün ve saat bu alandaki "tartışmayla" geçiriyor.

Doğrusu, sorumlu gazetecilik noktasında, "kamuoyundan" gelen tepki paralelinde!

Haftalardır meseleye "çözüm" getirilmesi gayesiyle, "sıcak" tutuyoruz!

***

Ki artık haber ve yorum babında, tepkiyi kamuoyuna taşıma gayesiyle, "yazdığım" yazıların sayısını hatırlayamaz hale geldim.

çünkü, hemen her gün aynı "mevzu" işler oldum.

Pek tabi ki; okurların ve Diyarbakır ahalisinden gelen, "haklı eleştirilerin" ışığında, söylenip-duruyoruz!

El hak.

Meselenin, gündeme taşınması ve kamuoyunda tartışılır olması münasebetiyle!

Doğal olarak da, peş peşe açıklama ve tepkiler de gelmekte!

***

Malum, geçen hafta içerisinde, STK'lar.

EMO. Yani Elektrik Mühendisleri Odası.

DEDAŞ. İl Valisi Mustafa Toprak.

Mevzuuya sebebiyet açısından, farklı bakış ve düşünce ortaya koyarak beyanatlar verildi.

Önceki gün, Tarım Bakanı Mehdi Eker'de, soru muhataplığına cevap verdi.

"Kesintiler işkenceye dönüştü" diyerek!

Dün ziyaretime gelen Milletvekili Cuma İçten'de konuştu.

"Konuya hassasiyet ve herkesin sorumluluk noktasında, çözüm geliştirmesi gerektiğini" aktardı.

***

Tabiri caizse; Diyarbakır'ın yaşadığı "Elektrik kesintisi".

Ve sıkça vuku bulan; "Voltaj dalgalanmasını", duymayan kalmadı.

Sağır sultan bile duydu.

Buarada, dün akşam Vali Mustafa Toprak'ın daveti üzerine iftar yemeğindeydik.

Orda da, bir kez daha konu konuşulup-tartışıldı.

Toprak dedi ki; "Elektrik kesintisi, bugünkü (dünkü), Bakanlar kurulunda ele alındı.

Velhasıl, demem o ki ki sizde bu meyanda aynı fikre sahipsiniz sanırım.

Bu sorun; devam ettikçe tartışmalar, eleştiriler ve pek tabi ki, bizim hasb-i halimiz devam edecek.

***

Gel gelelim; eleştirisel mevzuuya.

Yani hep biz eleştirecek değiliz ya!

Bizim eleştirilerimize karşı eleştiri yapanlar da olacak!

Ancak öncelikle ifade edeyim!

Ki bunu, Söz okurları çok ama çok iyi bilmektedirler.

Özellikle, Kalemin Dili köşesinde, "yargısız infaz" olmaz!

Olamaz da!

Hele hele, "kast-i" söz konusu bile değil.

Aynı zamanda; eleştirdiğimiz gibi "cevap hakkı da" eleştirdiğimiz kişiye tanırız.

Veririz.

Ki insanlar, eleştirilen "kendini" savunsun.

Savunabilsin.

Bu da, "objektif" gazeteciliğin, tartışılmaz kuralıdır.

***

Malumunuz üzre;

Geçtiğimiz hafta, Diyarbakır Elektrik Mühendisleri Odası.

Aralarında İHD'nin de bulunduğu,

Bir grup STK ortak bir basın toplantısı düzenleyip, "Elektrik kesintilerine" eleştiri getirmişti.

Aynı meyanda;

Yetkili makamları, bürokrat ve siyasileri de, "istifaya" davet etmiştiler.

***

İşte,

O açıklamada aynı resim karesinde, iki isim öne çıkmıştı!

EMO Başkanı İdris Ekmen.

Ve bir süre öncesine kadar,

DEDAŞ İl Müdürlüğü görevini yürüten Bülent Uğur Yaka.

Açıklamadan,

Bir gün sonra ben de "Sahi; Kimin eli kimin cebinde" başlıklı yazımda sormuştum!

Sevgili Ekmen ve Yaka'nı adını vererek!

Yetkili makamı ihraz ederken;

Bu kepazeliğin,

Olabileceğine ve buna karşı önlemler alınması gerektiğine ilişkin hiçbir yaptırımınız oldu mu?

Veyahut hazırladığınız bir rapor.

Özetle; farklı bir şekilde, çözümü ortaya koyan, gayretkeşliğiniz vaki mi? diye!

***

Öncelikle, Uğur Yaka!

Hafta sonu beni ziyarete geldi.

İçini döktü, bende dinleyip not aldım!

Teknik Müdür olarak çalışırken yaptığı çalışmaları anlattı.

Sur, Yenişehir ve Ekincilerdeki nakil hatlarının kendi projeleri doğrultusunda yeraltına çekildiğini.

Kısa süreli olsa da;

Kendi müdürlüğü zamanında alt yapı ile ilgili önemli oranda bütçe ve ödenek çıkarılmasını sağladığını dile getirdi.

Özelikle bugün kentin karşı karşıya olduğu dalgalanmalarla ilgili üstlerini uyardığını hatta çözüme dayalı projelerinin olduğunu.

Resimde, yer almasının da, EMO'nun bir üyesi ve davet üzerine bulunduğunu söyledi.

***

Ve İdris Ekmen.

EMO başkanı, TEDAŞta mühendis olmak üzere çeşitli görevlerde bulunan biri.

O da beni aradı doğrusu 1,5 saat telefonla konuştuk.

O anlattı ben dinledim.

Anlattıklarına da ikna oldum doğrusu.

Zaten ben o basın toplantısında yaptıkları eleştirileri doğru bulduğumu ifade etmiştim!

Benim;

"Yaşanan sıkında payı olduğu,

Sütten çıkma ak kaşık,

Ve kimin eli kimin cebinde" sözlerime incinmiş!

Bu nedenle de;

Haksızlığa maruz kaldığını söyledi.

***

Bunları aktarırken;

EMO Başkanlığı döneminde yaptıklarını anlattı.

Özellikle bugünkü kesinti ve dalgalanmalarla alakalı 2011de hazırladıkları bir rapor var.

18 04 2012 tarihinde,

"Basına ve Kamuoyuna" başlıklı bir de, basın bildirisinden söz etti.

O bildiri de;

Acilen Enerjide Yönetim sisteminin oluşturulması gerektiği ifade edilmiş.

Tabi bunları aktarırken EMO Başkanı olarak konuştu.

TEDAŞ yetkililerini uyardıklarını.

Bilimsel tespitlerinin dikkate alınamadığını söyledi.

***

Ekmen,

Bu görüşme ve bilahare 9 sayfalık, "döküme" ek olarak.

Bir yığın da, EMO ve çalışmalarına ilişkin, kitap ve raporlar gönderdi.

Yani bir nevi sağ olsun; arşiv ve kitaplığımızı zenginleştirdi!

Doğrusu;

Günün yoğunluğuna rağmen inceleme imknı buldum.

Önemli çalışmalar, tespitler.

Burada tek tek anlatmaya gerek yok.

Yazının sonunda benim niyetimi sorgulamasıyla ilgili bölüme de üzüldüm.

Özellikle;

Bilinmelidir ki kimsenin bizi yönlendirmesinin mümkün olmadığı gibi bunun için de endişe duymasına gerek yok.

***

Tekrar ifade ederek diyorum ki;

Ekmen ve o günkü, STK'ların elektrik kesintilerine ilişkin ortaya koydukları tepki ve eleştirisel ifadelere söylenecek bir sözüm yok.

çünkü ilk günkü yazımda da, altına imzamı atıyorum demiştim.

Demokratik bir tepki. Olması gereken bir tavır!

Sadece;

Kurumda aktif görev alırken ve EMO'nun başkanı olarak yaptığı çalışmaları merak etmiştim.

Ve demiştim ki,

Bu konuda veri ve raporlarınız varsa, benle paylaşın.

Ki; kamuoyu bilgilensin.

Onu da zaten belgeleriyle gönderdi.

İnceledim ve önemli çalışmalar olduğunu gördüm.

Kimin eli kimin cebinde derken de asla "kişisel" bir kastım yoktu.

O söz, bir bütünlük içerisinde, DEDAŞ ve TEİAŞ ile Siyasilere atfendi.

çünkü yazı bütünlüğünde, "hepsi" konu hikyesiydi.

Sözüm geneleydi.

Kasti bir tavır algısı, "üzüntü" verir!

***

Sonuç itibariyle;

Ortaya çıkan enerjideki "kepazelik".

Ve bu süreç içerisinde, olup-bitenle alakalı, gelişmeleri "yekun" olarak, analiz ettiğimizde.

Şu hakikat ortaya çıkmaktadır;

DEDAŞ'ın "dikiş tutmayan" dokusundaki ana virüs, "politize" oluşudur.

Tıpkı, bir dönem nasıl ki siyasilerin "çiftliği" olarak kullanılan, Köy Hizmetleri vardı ya!

Ki sonunda; "kapandı".

Bugün DEDAŞ'da aynı "cendere" içerisinde.

Kurumsal bir politize ağında.

Böyle olunca da kurum içerisinde "iç hesaplaşma" en üst seviyeye ulaşmaktadır.

Şuan ki haliyle, "pik" yapmış durumda.

***

Onun için;

İdareciler bununla meşgul olduklarından dolayı kentin enerjideki köklü sorunları pek önemsenmiyor, ya da buna zaman kalmıyor.

Bu kadar önemli kurum; bir de özelleştirme peşkeşince olunca "hizmet tamamen" unutuldu.

Devletin bir an önce bu işin içinden çıkmak istemesi nedeniyle DEDAŞ iyice pasifsize edildi, atıl duruma geldi.

Türk Telekomda olduğu gibi!

DEDAŞ olayında da rantı yüksek bir kurum heba ediliyor.

Hal böyle olunca iş içinden çıkılmaz olunuyor.

Velhasıl,

Bilinsin ki, "gayemiz üzüm yemek, bağcıyı ve bağcıları dövmek" değil.