El, insaf ya!!!.
Yeter be kardeşim.
İlk bahar da böyle.
Yazın da böyle.
Son bahar desen yine böyle.
Kış kesintisiz böyle.
Ne zaman bitecek; bu işkence vari, keyfi elektrik kesintisi uygulamanız.
Ey. Siz; DEDAŞ!
Susmayın, "sizden" söz ediyorum.
Salt ben değil.
Şehr-i Diyarbakır'ın topyeknu "infial" içerisinde sizden bahsediyor!
***
Ne olur yine?
Düğmeye bastınız!
Şarttelleri ha bire; "indirip" elektrikleri kesiyorsunuz.
Sorgusuz, sualsiz ve zamansız!
Bilinmez denklem gibi icraat yapıyorsunuz.
Nedendir, niçindir, deyin bakalım?
Tabi, yalana-dolana girmeyin, hakikatı ifade edin...
***
Sakın ola da bahane üretmeyin.
Hele ki; "bir iki damla" yağmur yağdı demeyin.
çünkü, "tesisatların" bakımı.
Yeniden; "hatların" yapılması.
Trafoların güçlenmesi gerektiğini.
Velhasıl; "alt yapıya" ciddi bir yatırımın yapılması gerektiğini "aylar" önce dillendirdim.
***
Bir kere değil.
Bir kaç kez, buradan hasb-i hal ettim!
Dikkatinize değer diye..
Ama kime dersiniz?
Hatta EPDK ile olan taahhüdünüzden de söz etmiştim.
Yıl içerisinde; 120 milyonun liranın üzerinde bütçe zorunluluğuyla "altyapıya" bölge için harcama yapılması gerektiğini.
Ki sizler de "beyan ettiniz" rutin ısmarlama haberlerinizde bunu!.
Altyapı'da "büyük değişime gidiyoruz" diye..
Peki nerdeeee?
***
Hal-i vaziyetiniz orta yerde.
"Kesinti işkenceniz" aynen, kesintisiz sürüyor.
Daha dün, "rezaletin" büyüğüne bizatih-i şahit olduk.
Ki biz hergün oluyoruz da.
Şehrin idarecileri de, vakıf olmuş oldu.
Becerikliliğinize!
Diyarbakır'ın nabzının atıldığı bir tören esnasında.
Öğretmenler günü kutlaması.
Sanırım hediyeniz di; yarım saati bulan "elektrik" kesintiniz.
Ayıp ta ayıp yaptığınız!
***
Cahit Sıtkı Tarancı salonu.
Yenişehir semti.
Salon tıklım tıklım dolu.
Vali, kent idarecileri, öğretmenler, öğrenciler dhil herkes orda.
Öğrenciler; "konser veriyor."
Şarkılar-Türküler söyleniyor.
Bir çoşku hakimiyeti stresten uzak.
Ve birden marifetinizle; "şarttel" iniyor, stres başlıyor.
***
Salon, zifiri karanlık!
Tabi acizliğin bir örneği de; "buranın jeneratörünün olmayışı?
Nasıl olmaz demiyorum?
çünkü olması gerekir.
Ama O da ayrı bir garabettir neden yoktur diye?
Sorgulanması lazım!!!
***
DEDAŞ'ın zat-ı muhteremleri!
Bu kesintileriniz!
Bilesiniz ki, "salt insanları" karanlıkta bırakmıyor.
Sosyo-ekonomik "kayba da neden oluyor?
çünkü esnaf iş göremiyor.
Devlet mekanizması dönmüyor, bankalar işlem yapmıyor?
Hepsinin müsebbibi sizsiniz!
***
Sakın ha sakın!
Kaçak elektrik "kullanılıyor da" ondan, kesinti oluyor demeyin!
Hayır.
Siz nasıl olsa; "kaçağın bedelini de" faturalara yansıtarak, tahsil ediyorsunuz.
Faturasını muntazam yatıran namuslu aboneye yüklüyorsunuz.
Yani sizin parasal kaybınız yok!
***
Ha bir de!
"Gizli" zammınız da ayrı bir muamma.
Tüketim fiyatı artırılıyor.
Yapan, EPDK diyeceksiniz.
Doğru.
Ancak sayaç okumadaki, zaman uzatımı neyin hikmeti?
Her ay, muntazam sayaç okumalı.
Ama siz, 40-45'e çıkarıp, "tüketim artış" farkına yönelmişsin.
Haksızlık!
***
Buarada; henüz cevap almış değilim.
Şu Diyarbakır'ın girişindeki "yol aydınlatmaları?"
Size mi ait.
Belediyeye mi ait.
Ki tüketim bedeli, "kentin ortak" gideri.
Ama tesisatların döşenmesi ve aydınlatılmasında sorumluluk; "size" ait olmalı?
Cevap bekliyorum!
***
Aslında; sizdeki "hoyratlık" kentin sahipsizliğidir!
Ne siyasiler?
Ne kendin idaresi?
Ne de kent ahalisinin yeknu?
Sorgulama noktasında; "sorumluluk" almıyor?
Alsaydı; "keyfiyetiniz" olmazdı?
***
çünkü
DEDAŞ hal-i hazırda bir devlet kurumu değil.
Özelleştirilmiş.
Şirket statüsünde; "elektrik satışı" yapan bir firma!
İşte bu noktada DEDAŞ verdiği hizmette; "standart" sahibi olmalı.
Yani yasal sorumluluk var.
***
Bedelini aldığı abone'yi mağdur etmemeli.
İyi ve kaliteli olmalı.
Kesintisiz bir enerji hizmeti vermesi lazım.
Aksi takdirde; tüketici haklarını çiğnemektedir.
Nasıl ki, abone kendisine karşı yasal sorumluluk taşıyorsa.
DEDAŞ'ta aynı ikmalde; "aboneye" karşı sorumluluk taşımaktadır.
***
Ama diyeceksiniz ki; nerde?
Ahali, kuzu gibi, kim nasıl yönlendirirse!
Düşünüyorum!
Muntazaman; "elektrik faturasını" ödeyen bir kaç abone!
Şöyle; zamansız ve habersiz yaşanan elektrik kesintisinden dolayı mahkeme başvurup; "mağdur edildiğini" söylese!
Açılacak davada; DEDAŞ'ın alacağı ceza ne olur?
Öyle inanıyorum ki; "Adaletin" tecellisiyle ilk duruşmada yaptığının cezasını alır?
Lakin kime dersin!
Bir kere kentin; sahipsizliği tescillenmiştir.
Ötesi yok!
***
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM!
Bu akşam, yine ekran misafiriniz.
Saat 22.00'de.
UZAY ve SÖZ TV'nin ortak yayınıyla.
Konu başlığımız; Kadın Hakları ve Şiddet.
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü
KAMER,
DİYANET-SEN'den temsilciler.
Ve İş Kadını Nezahat Barutçu, konuğum olacak.
Sizleri de, soru ve önerilerinizde bekliyoruz.
Şimdiden keyifli seyirler.