DEĞİŞİME YÜZDE 70 EVET
Eklenme: 8/12/2014 12:00:00 AM

Nerden, nereye?

Öyle ya.

Nerden, nerelere gelindi.

Bir şiir okudu.

Hayatı değişti.

Tabi ki Türkiye'nin seyr-ü seferini de.

Evet, Ziya Gökalp'tan okudu.

"Minareler süngü.

Kubbeler miğfer" diye.

Bedeli cezaevi oldu.

Ama mükfatı ise "Cumhur'un başı" olmak oldu.

O gün, ne demişlerdi?

Bu adam.

Evet, bu uzun adam; "Muhtar bile olamaz".

Hakikatten de olamadı.

***

Peki, ne oldu?

Ne olduğu ortada.

12 yıl'da, geldiği nokta.

Parti Genel Başkanı.

Başbakan.

Ve bugün, 12. Cumhurbaşkanı.

Yarın da, ülkenin Başkanı!

Nasıl geldi?

Alın teriyle.

Tırnağıyla, eşeleyerek geldi.

8 kez sandığa gitti.

Her seferinde, "teveccüh" gördü.

Halk "bizi yönetmeye sen devam et" dedi.

***

Ve son seçimi!

Cumhur'un "başına" geçebilme adımı.

Siyasetin en zirve tepesi.

Artık gerisi yok.

Ve tüm seçimleri geride bıraktı.

Geçirdiği 8 seçim sonucundan bir adım daha öne çıktı.

9'üncü seçiminde rekorunu egale etti

Parti üstü bir sonuçla.

Siyasi mücadele ve savaşımın mükfatı bu diye!

***

Bu süreçte kimle mücadele etti?

çatı adayı.

Okyanus ötesi projenin ürünü.

12 yılda mücadele ettiği.

Ve onlara ab-ı hayat vermediği şer güçlerin "ittifakına" karşı.

Bir değil.

10 partinin ittifakına karşı durdu.

Bellerini kırdı.

Şimdi "omurgasızlık" hallerine derman arıyorlar.

***

12 yılda nerden nereye gelindi.

Savaşı.

Kimlerle cebeleşmesi?

Hangi zincirleri kırdığı.

Ve vaatleri ile mükfatı ne oldu derseniz?

Önce.

Vesayetin.

Ulusalcı zihniyetin.

Darbecilerin.

Kumpas.

Ve Kemalizmin "haşhaşı" yapısını!

Jurnalcileri.

Dönekleri!

çeteleri.

Üniformalıları.

Yargısal paraleli dize getirdi.

***

Yani.

"Milli irade" dışındaki tüm faktörler.

Elbirliği.

Şeytani işbirliğe "rağmen."

Yoldaki dikenlere rağmen.

Hepsini alt edip tar-ü mar etti.

Kelle koltukta.

Kefen cepte.

Statükoya karşı "savaş" verdi.

Ne adına verdi bu savaşı.

Demokrasi adına,

Özgürlükler adına,

İnsan Hakları adına,

İnanç adına.

Ve yeni Türkiye adına!

***

Bu harpte tek silah kullandı.

"O da" sandık.

Halk ne derse o.

çünkü "ona" güveniyorum.

Ve bu ülkenin sahibi de onlar.

Bu devlet değil.

Millet irade "bu devletin" sahibidir.

Devlet milletin sahibi değil.

Devlet "milletin" hizmetkrıdır.

***

Hiç kuşkusuz ki.

Zat-ı muhterem, sütten çıkmış ak kaşık değil.

Elbette ki, "hataları" var.

Roboski.

Ve toplumsal olaylarda ölen çocuklar.

Veballeri ağır.

Şaibeler.

Hükümet içerisindeki yolsuzluklar.

Varlıkları inkr edilemez.

Ama şahs-i bazda pozitif ve negatif yönlerin terazisindeki ağırlığına bakarsak.

Yani hakkaniyet ölçeğine alırsak

"Bu adam, Türkiye'ye çok şey kazandırdı?"

Ve daha kazandıracağı çok şey var.

***

Velhasıl!

Muhtar olamadı.

Ama velkin;

77 milyonun "Cumhurbaşkanı" oldu.

Ne demiştik dün.

Seçim bitti, "artık" yeni bir süreç başlıyor.

Yeni Türkiye.

Yeni değişimler...

Erdoğan'ın klasik ifadesiyle "durmak yok yola devam."

Bu ülkenin.

Hele ki bu coğrafyanın daha çok işi var.

***

Seçim aritmetiğine girmeyelim.

Hal-i vaziyet malum!

Ama bir ifade var.

Ki haklı bir "analiz" içermemektedir.

Erdoğan, yüzde 52.

Demirtaş ise yüzde 9,8.

Toplamına gelince, yüzde 61,8.

Bu demektir ki;

Türkiye'de "çözüme" evet diyen yüzde 61,8.

***

Sandığa küsen.

Oy kullanmayan.

Tatilden dönmeyen.

çatıya gıcık olup protesto eden.

Tıpış tıpışa, gelmeyen.

Ve nasıl olsa, "uzun adam kazanacak" deyip, savsaklayan 13 milyon seçmen firesi de malum.

Anket vari, dağılımları yapılsa.

Sürece bel çıkan hiç kuşkusuz ki yüzde 70'i bulur.

Eee.

Bu da, "Yeni Türkiye'ye" tam vize anlamını teşkil eder.

***

Diyorum ki!

Milli iradenin bu mesajını.

AK Parti.

HDP/DBP.

Kandil. İmralı.

Ve ülkedeki "tüm barış" severler.

Mevcut "müzakere" sürecinde, samimi duruş ortaya koymaları gerekir.

Adımların daha hızlı ve aktif olabilmesi için.

Halkın beklentisi bu.

Haydi hayırlısı.

***

Bugün.

Hiç kuşkusuz ki, dünden daha güzel bir gün!

çünkü "istikrar" hkim.

Hele ki, "komşu topraklardaki" resim ortada iken.

Ama şunu da bilmeliyiz.

Durumu "sindiremeyenler de" yok değil.

Diş bileyen çok.

Özellikle "Büyük Ortadoğu" planını hayata geçirmek isteyen, "emperyalist" yapılar.

Su uyur. Düşman uyumaz.

Onun için de.

Uyuma zamanı değil, birlikte hareket etme zamanı.

BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM!

Bu akşam.

Saat 23.00'ta canlı yayın programım var.

Büyüktimur'la Gündem.

Gündemin sıcak konuları, konuklarla tartışacağız.

Sizleri bekliyorum.

Soru ve önerilerinizle.