İsterseniz; Dünkü sohbetin devamıyla seyrimizi sürdürelim! Türkiye, Mehmet Hatip Dicle'nin konumuyla alakalı "demokrasi" sınavından geçebilecek mi? Dicle, Milletvekili olabilecek mi? Yoksa, ÖSYM gibi "sınav" skandallarıyla bir kez daha "demokrasi" dibe mi vuracak? Demokrasi, Ayıbıyla "yüz yüze mi" gelinecek? Evet, Dün olduğu gibi bugün de günün en çok merak edilen mevzusu bu idi. Hadiseyle, Alakalı sıkça sorulup, cevap aranmakta ve aramaktayız. BDP'liler, Diyarbakır seçmeni kadar biz de aynı merak içerisinde "ne olacak" diye bekliyoruz! Bu merhale "nasıl" aşılacak, sonuç, neye hikmet eder!
***
Her ne kadar; Genel kanı toplumsal beklenti "demokrasi" kazanacak noktasında ise de. Türkiye, Yargı ve YSK'nın hayli tartışılır mevzuatı ve icraatı, kaygı geliştirmiyor değil. Özellikle, daha bir kaç ay öncesini göz önüne getirdiğimizde. Onun için, Kaygım yok değil. Ama her şeye rağmen, şahs-i noktada "karamsar da" değilim. Bir kez daha, Demokrasi ve toplum iradesi kazanacak diye. Nitekim, Dün Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkan "mahsuplaşma" kararı, önem arz edici. Engellerin, Ve demokrasinin "başarılı" bir sınavdan geçmesi açısından, "büyük bir merhale" aldırdı. Mahkeme, Milletvekili "olabilmesinde" en büyük engel olan, 1 yıl 8 aylık hapis cezasını sildi. Halen, Tutuklu bulunduğu KCK davasındaki "süreden" mahsuplaştırarak, ceza-i yatmış saydı.
***
Yani, Bir ölçüde Dicle'nin Milletvekili olabilmesinin yolu tamamen açılmış oldu. Peki, şimdi ne olacak? Elbette ki, Son kararı ve seyri Yüksek Seçim Kurulu belirleyecek. O da, Dicle'den beklediği "savunma" süresi, kısm-i olarak bugün bitiyor. Mahkeme'nin, "Mahsuplaştıran" kararı ve diğer dokümanlar, YSK'ya "sorun kalmadı" noktasında aktarılacak. YSK'da, Ya "hiçbir sorun" yok, Milletvekilliğini "tescil" ettirip, tahliye isteyebilecek. Böylece, Herhangi bir arıza yaşanmadan, sorun çözülecek... Ya da, "Bu iş beni aşıyor" deyip, tabiri caizse topu, Meclis'e atacak. Meclis'te, Milletvekilliğini "oylayacak", pozitif-negatif anlamında.
***
Evet, Dedim ya, Dicle'nin bu hal-i ülke ve yeni siyasal sürec açısından "demokrasi" sınavıdır. Bu sınav, "Demokratik" bir işleyişle aşılırsa. Öyle inanıyorum ki, Türkiye "ilerici demokrasiye" hamle yapıp, kabuğunu kıracak. Aşılamaz, Çözülemez, bahsedilemez, yazılıp-çizilemez, değiştirilemez denilen birçok "tabuyu" yıkayacak. Çözümsüz, Hiç bir sorun kalmaz. Ama, Aksi bir durum tecelli ederse. İşte o zaman; "demokrasi'den, ilerici demokrasiden, sivil süreçten" dem vurulamaz. Ağır, Veballer ve hadiseler vuku bulur ki, "kaybeden" herkes olur. Hayırlı cumalar.