Söz'ün,
Bugünkü manşet haberinin başlığı bu.
Yazıma da başlık olarak kullandım.
Evet,
Devlet Nilüfer'i Koruyamadı?
Peki,
Nilüfer Türkoğlu'nu devlet niye koruyamadı?
Ve hadisede; "olup" bitenler nedir?
***
Haber'de mevzuu detaylı anlatıyor.
Ama özetle aktarayım.
Öncelikle,
Kim bu Nilüfer Türkoğlu.
Evli, iki çocuk annesi.
39 yaşında, genç bir kadın.
Emekçi, çalışıyor.
Kayapınar Tarım İlçe Müdürlüğünde, "tekniker".
Devlet memuru!
***
Dün.
Kurumunun önünde, öldürüldü.
Öldüren; eşi Murat Türkoğlu.
Yani, uzun yıllar aynı yastığa baş koyduğu.
Ve ondan iki çocuğu olan; "eşi" öldürdü.
Kayıtlara da; koca cinayeti diye geçti...
***
Peki,
çifti, "anlaşmazlığa" götüren, cinayetle; "sonlanan", serüven neydi?
Neden;
Nilüferin "boşanma" davası açması.
İddiaya göre.
"Eşim beni aldatıyor, şiddet görüyorum" diyerek dava açıyor.
Eşi ise, boşanmaya yanaşmıyor.
***
Neyse.
Aile içi, "mevzu ya" pek girmek istemiyorum.
Zaten, hal-i vaziyet ortada.
Fazla da söze gerek yok.
Ben, "Devlet koruyamadı" sorusunu irdelemek istiyorum.
çünkü.
Bu cinayet ve ölüm ne acı vericidir ki, "göz göre göre" geldi.
***
Şöyle ki.
Nilüfer "eşiyle" arasındaki anlaşmazlığı her makama bildirmiş.
Aldığı tehditler ışığında.
Öyle ki.
Cumhuriyet savcılığına, "üç kez" şikyet dilekçesi vermiş.
"Hayati tehlikem" var "Koruma talep" ediyorum diye.
Kendi kurumuna da, anlatmış.
***
Kısacası.
Nilüfer'in "hayat" tehlikesinden herkes haberdar.
Tabiri caizse; "Sağır Sultan" bile duymuş.
Ama ne var ki;
Devleti liye "onun çığlığını ve sesini" duymadı?
Tıpkı, diğer "öldürülen" kadınlar gibi.
***
Malumunuz; "ülkenin" sicili pek parlak değil.
Bozuk.
Hem de vahim, noktada!
çünkü günde 23 kadın "şiddet" kurbanı.
Şöyle ki.
Yılın ilk sekiz ayının bilnçosu.
60'a yakın kadın öldürüldü.
Binin üzerinde de, yaralı.
Taciz.
Tecavüz ayrı bir vahamet, noktasında.
***
Sonuç itibariyle;
Kadına yönelik şiddet son 7 yılda bin 400 artmış.
Bu da demektir ki;
Devlet korumuyor,
Hükümet korumuyor,
Polis korumuyor,
Yasalar korumuyor,
Sistem ise her türlü "şiddete" bu hali vaziyetle cevaz veriyor.
Eee!
Bu da demektir ki kadınlar da öldürülüyor.
***
Demek ki;
Bu ülkede yaşayan her kadın.
Bu topraklarda kadın olmanın zorluğunu bilmeli ve ona göre yaşamalı.
Ya da devletin razı gördüğü gibi yaşayamaz ise o zaman sonu hazin!
Erkekler öldürür.
Devlet onları korumaya devam eder.
Soruyorum!
Nerde Devletin "ana" şefkati ve hakikati.
Sahi
Daha kaç kadın ölecek ki, "bu vahşetler" son bulacak?
Varın siz söyleyin!
***
ŞEHİR İçİ ULAŞIM!
Malumunuzdur.
Şehir trafiği hayli sorunlu.
Toplu "ulaşım" da aynı meyanda, sıkıntılı.
Yani; "neşterlik" bir durum.
Neyse ki;
Büyükşehir Belediyesi, "mastar planı" hazırladı.
Ki, son şekilli alarak, "uygulamaya" geçme aşamasında.
***
Durumun ciddiyeti acısından;
Geçen hafta bu noktada "toplu taşımayı" bir havuzda toplamaya yönelik "müzakere" yapıldı.
Minibüs.
Halk otobüsleri.
Ve taksicilerle bir araya gelindi.
Bir dizi da fikir ortaya konuldu.
Önümüzdeki günlerde; "sonuç" ne gösterir göreceğiz.
***
Ama şunu net ifade edeyim.
Diyarbakır.
Özellikle, "yeni yerleşim" alanları.
Ve tabi ki,
çarpık kentleşmenin "abidesi" noktasında olan, Bağlar ve Yenişehir ilçelerinin birçok semtin "ilişkilenme" açısından, vahim.
Ciddi bir "adaptasyon" şart.
Hele ki;
Ofis-İstasyon ve Seyrantepe kavşakları.
çıkmaz; "sokak" misali.
***
BAĞCILAR'DAN GELEN SES!
Söz ulaşımdan açılmışken.
Mahir isimli bir okurdan aldığım maili sizinle paylaşmak istiyorum.
Daha doğrusu;
Şehrin ulaşımından sorumlu, kurum ve makamın bilgisine sunma gayesiyle.
***
Mahir mailinde şöyle diyor.
Yeni yerleşim yeri Bağcılar da ulaşım felaket.
Yüzlerce yeni bina dikildi.
Kimsenin umurunda değil. İnsanlar saatlerce otobüs bekliyor ve balık istifi kadın-erkek yolculuk yapıyor.
A3, A7 otobüsleri artırılmalı. Bu semtten Balıkçılara giden araç yok.
İnsanları taksilere mahkm ediyorlar.
Okullarda açılıyor. Trafik yoğunlaşacak. O nedenle; yeni güzerghlar ile otobüs sayıları artırılmalı. En önemlisi; otobüs saatlerinin kesinlikle belirtilmeli ve uygulamaya sokulmalı.
Ki kargaşa ve huzursuzluk yaşanmasın.
***
Evet..
Mahir okurun, beklenti ve önerisi bu..
İnanıyorum ki,
İlgili zevat, gerekli hassasiyeti gösterir.
çünkü, önümüzdeki günlerde okullar açılacağı gibi..
Bu bölgelerde; "iki eksenli" bir trafik yoğunluğu olacak.
Hem yolcu, hem araç açısından.
Taktir yetkililerin.