DEVRİN ZENGİNLERİ ÇOK!
Eklenme: 12/16/2011 12:00:00 AM

Kim, Demiş her iktidarın zengini olmaz diye! Her kim demişse halt etmiş. Bir kez daha düşünmesi gerekir. Dönüp de, Etrafına bakıp görmelidir. Onun için bu tepki doğru değil. Çünkü her siyasal iktidarın rengini taşıyan zenginler kaçınılmaz bir ülke gerçeğimizdir. Lakin, Bu gelenek yarım yüzyıldır, vakidir ve kesintisiz olarak ta icra edilmektedir. Gelen gideni aratır misali.

* * *

İktidara gelen, Hangi parti olmuşsa, malı alan o alanın, zevatı olmuştur. Nitekim, Meşru bir kimlik ve hak diye kabulü de söz konusu. Olabilir. Ya da niye olmasın ki babında. İktidarın, Liderinden tutunda, kabinesine kadar. Milletvekilinden danışmanına, eşinden, kayınbiraderine, amcadan, dayısına kadar. Yandaş ya da yarı yandaş. Ayrı-gayrı kabil değil.

* * *

Bakın, Etrafındaki zevata, dün nerdeydi, bugün nerde diye? Unutmadan, Yeni yüzlerin, iş bitirici ustalıkları da, her devrin adamının himmetiyle olur. Hani, Üstadın ifade ettiği bukalemun yüz ve karakterler var ya işte onlar, Her devrin adamı olmaları hesabıyla çabuk adapte olup, beceri bilgisi aşılarlar yeni yetmelere. Yeni yetme dediklerimiz de; Bunları kendilerine rehber seçerek, bir süre ortak konseptle, seyrederler. Ve bir bakarsınız ki; Dünün çulsuzu, oluvermiş iktidarın en zengin baba müteahhidi.

* * *

Ankaraya, Çulsuz, tabiri caizse çıplak gidenler. Ya da, eş-dost aynı kisvede olanlar. Bir-kaç yıl sonra. Avrupa-i cipler. 4x4ler. Q-7ler. BMW ve Mercedesler. Mal-mülk, otel, bina, arsa, akaryakıt istasyonları. Villalar. Onların, Himaye, kol-kanat gerdikleri bürokratta ha keza!

* * *

İktidarın, Nimeti sadece siyasiye mi? Ya da, onun yakınındakine mi? Zamana, Uyan günün adamına mı hayret. Daire müdürüne de, En tepedeki Genel müdürüne de, Aşağı in, Şube müdürüne de, ye kürküm ye.

* * *

Aile resimlerinde, Her kim kendini sıkıştırıp yer almışsa. Gelsin; İktidarın nimeti, dolsun cep ve cephaneler. Memur ve bürokrat maaşı hepimizin malumu. Türk-İşin, Memur-Senin yoksulluk araştırmalarına bir bakın. Yoksulluk sınırı 3 bin liranın üzerinde. Açlık sınırı ise, asgari ücretten, üç misli.

* * *

O zaman, Makam ve mevki işgalinde olanlar. Nasıl oluyor da, Birkaç ay, ya da yıl içerisinde, servete servet ekliyorlar. Akıl sır ermez. Ama sorsanız, 1980den günümüze gelen bir gelenekle cevap verirler. Tıpkı selefleri gibi. Babadan kalma, Ya da hanımın babasından miras kaldı kılıfı, dikerler.

* * *

Siyasi, Kimlik ve benimsedikleri ideolojiye gelince. Değişken 80 öncesi, Malum, Ülkücüler, "komando..." Solcular, "militan..." İslamcılar ise "mücahit" diye ifade edilirdi. Ama gel gör ki, Siyasal akımları iktidar olunca. Değişim, Evresine girerek, yeni bir isim alırlar. Kimse, Onları o geçmiş tanımın alanına, almaz. Silinir. Zaten onlar da, para, nam ve gelberi gördüğünde, kim takar o geçmişteki, hal-i durumu. İktidar zenginleri.

* * *

Son dönemin ifade edilen hal-i tanımlamalarıyla. Önceki gün, Mücahitti. Dün müşahit oldu. Eee. Bugün de müteahhit. Ya yarın mı, Ona da Allah kerim. Bi bakarsın, o bu kez ganimet dağıtan olur. Yandaş, yandaş diye. Velhasıl, Özalın zenginleri, Koalisyonun zenginleri, Şimdi de, AK Parti zenginleri. Yarın mı.. Ömür el verirse, göreceğiz.

* * *

Burada, İfade edeyim, gözümüz yok onların, bu yandaş, eş-dost, kayınbirader, az biraz da şans ve kısmet kazanımlarından. Olsa kor olsun. Ama, Diyoruz ki, yoksulun, yetimin, dulun ve biçarenin hakkı-hukuku olanı cebe indirenin, gözünü Allahü Teala ahiri zamanda kör eder. Ve yine diyoruz ki, Hak, hukuk, adalet, dürüstlük ve şeffaflıktan dem vurma yalanı da, bir yere kadar.. Bilesiniz

* * *

Bir makamda, 10 yıl geçici görevle olur mu? Masamda, Bir faks notu. Necmettin Haklı imzalı. İsim, Muhtemelen mahlas bir isim. Ancak, Metnin muhtevası, doğru ve hayli çarpıcı. Kaleme aldığım, İktidar zenginleri tarihçesine de cuk diye oturuyor. Birkaç bilene ve dosta da sordum. Bahse mevzu doğru mu diye: Evet, doğru dediler. Ben de, Kesintiye gitmeden aynen sizinle paylaşmak istiyorum. Bakalım, İktidarın nimetinden nasıl birileri yararlanıp, kısmet kapıyor.

* * *

Şöyle diyor: Diyarbakır dört merkez ilçeye ayrılmasına rağmen İlde bulunan norm fazlası Şube Müdürü ve Milli Eğitim Müdür yardımcıları, Bakanlık tarafından görev iptali geldi. Ancak halen ilişikleri kesilmemiştir. Bunun yanında bu kişilere Eğitim ve Öğretimin en yoğun olduğu dönemde 60 gün izin verilerek höle yapılmış. Şuan bile görevde görünüyorlar. Sormak istiyorum. Hem idareci hem de okulda görevli öğretmen gözükmektedirler. 10 yıldan buyana geçici görevlendirme olur mu? Bunlar 10 yıldır ^geçici görevle idarecilik yapıyor. Diyarbakırın eğitimdeki başarı oranı ortada. Diyarbakır Eğitim-Öğretimde geri olduğu bu dönemde okullar açıkken kadroların mevzuata aykırı keyfi kullanılması doğru mudur?

* * *

Evet. Haklının bu haklı tepki ve sorusunu, biz buradan etkili ve yetkili zevata iletiyoruz. Ben de, Merak ediyorum bir kurumun müdürü, şube müdürü veya müdür yardımcılığı. Gibi önem arz edici, İdarecilik makamı bu kadar uzun bir süre geçici görevlendirmeyle işgal edilmesi. Hukuk-i, Ve yargısal anlamda bir arıza-i durum icra etmiyor mu? Biri bilgi versin. Hayırlı Cumalar.