Haince… Kalleşçe.. Sinsice…
Terör…
Kolektif, kan emici vampir terör..
Yine…
Yine bir kez daha; "canımızı" yaktı…
Kalbimizde; "bombalarını" infilak etti…
Hedef…
Tek hedef, "can aksın, ölüm olsun!"
***
Kimdir?
Çocuk mu kadın mı yaşlı mı?
Öğrenci mi?
Ya da, çalışan mı, işsiz mi?
Türk mü, Kürt mü, Alevi mi, Sunni mi?
Önemli değil…
Kızılay'da…
Ankara'nın göbeğinde…
Türkiye'nin kalbinde; "insanlığa yönelik katliam" girişiminde bulunuldu.
***
13 Mart'ın bilânçosu…
37 ölü.
125 yaralı. 13'ü ise ağır…
5 ay içinde; "üç katliamı" yaşadık…
İlkini hatırlarsak…
10 Ekim 2015.
Tren garı mevkiinde…
"Barış Mitingi" kana bulandı…
104 ölü…
İki katı da yaralı…
***
Sonra… 17 Şubat 2016…
Yer Merasim Sokak…
Hedefte, asker, aileleri ve sivil çalışan…
Kayıp; 29 ölü…
Bir o kadar da, yaralı…
Ve önceki günkü, Kızılay'daki "alçakça" girişilen katliam…
***
5 ay içinde, üç saldırı…
Kaybedilen can sayısı…
170'in üzerinde… 40O'e yakın da, yaralımız var…
Acımız büyük…
Ölenlere Allahtan rahmet…
Yaralılara acil şifalar diliyorum…
***
Katliamın; planlayıcısı..
Kurgusunu yapan..
Bombaları, sağlayan..
Ankara'da kendini "infilak" ettiren canlı bomba kim?
Hangi aşağılık "kolektif" yapı…
Veyahut…
Terör örgütleri kim, hangileri doğrusu, an itibariyle "pek bir önemi" yok…
***
Önem arz edici olan şudur…
78 milyon…
Türkiye bir bütünlük içerisinde…
Türk'ünden, Kürt’üne kadar…
Sünni’sinden, Alevi’sine kadar…
Ülke sathında, nefes alan herkes "birlik ve bütünlük" içerisinde, artık teröre "dur" demeli…
Ayağa kalkmalı.
***
Ve şu iki kelimeyi; gür bir sesle söylemeli..
Ey terör.
Ve baronları, bilesiniz ki…
"Size yönelmeyeceğiz"…
Hiç ama hiç…
"Diz çöktürtemeyeceksiniz"
***
Çünkü onlar şunu çok iyi biliyorlar.
"Korku üzerine"
Kendilerine "korku imparatorluğunu" yaratmak…
İstedikleri.
Hayatımızı da,
Düşüncemizi de,
İnançlarımızı da,
Değerlerimizi de, kültürümüzü de "onlara göre" dizayn edelim…
***
Evet,
Barış için,
Kardeşlik için,
Özgürlükler,
Halkların kazanımı için,
Eşit, adaletli, insan haklarına uygun,
Kimliklerin tanımı için, nasıl ki "inadına, inadına" diyoruz ya.
***
Bence artık terör için de.
Terörü içimize sızdırmak isteyenler için de.
Ülkemize ve halklarımıza, "küresel yapıların" yaratmak istediği vesayete karşı için de…
İnadına, inadına diyerek; "dik" durmalıyız.
Ve "korkmuyoruz" artık sizden demeliyiz.
***
O bombalı saldırı.
O çalıntılı arabanın kullanılması.
O arabada bulunan, hainlerin kimliği.
Ya da, düşünce ve etnik kimlikleri…
Şanlıurfa'dan,
Diyarbakır'a buradan da, Ankara'ya seyri…
Nasıl oldu veyahut ihmal ve sorumluluk yok mu?
***
Kaybedilen canlara,
Var olan yaralılara,
Ülkeyi kaotik ortama sokan vaziyetten "siyasi sorumluluk" olmayacak mı?
Bir fatura ödenmesi gerekmez mi?
Birileri;
"İhmal ve sorumsuzluk" cezası alması gerekmez mi?
***
Özetle.
Yetkili ve etkilileri…
Siyasi iktidarı…
Ve sorumlu bakanlıkları, "suçlamayacağım"
Önceki beyanlarımı…
Soru mahiyetli düşüncelerimi tekrar etmeyeceğim…
***
Çünkü…
Dini, inancı, kültürü, değeri olmayan,
İnsanı,
İnsanları,
Çoluk, çocuk, kadın yaşlı, polis, asker..
Siyasetçi, bürokrat ayırmayan..
Tek hedefi; "kan üzerinden" kendini var etmek olan, "terörün" kimliğinde "kalleşlik" yazar!
***
Zaten kalleş olanın da..
Ne zaman ne yapacağı belli değil.
Diyeceğim şudur.
Er ya da geç…
O çalıntı aracın içerisindeki, kadın ve erkek teröristin kimliği..
Hangi fraksiyona mensup olduğu…
***
Arkalarında kimlerin olduğu?
Kimlerin, "amacıyla", Ankara'yı kana buladıkları?
Hepsini öğreneceğiz ve bizlere beyan edecekler..
Hak ettikleri cezayı da, kaybedilen canların bedelini de elbet bir gün ödeyecekler…
***
Eğer ki, bizler!
Terörle yaşamayı "öğrenmek" istemiyorsak…
Diz çökmek…
Ona boyun eğmek…
Korku imparatorluğu altında; "köle" olmak istemiyorsak…
Öncelikle; "terörü" sınıflandırma anlayışından kurtulmamız gerekir..
***
Senin teröristin,
Benim teröristim gaflet ve delaletinden arınmalıyız!…
Terör, terördür…
Terörist ise, kan dökendir…
Bunun idrakiyle; 7'den, 70'e herkes birlikte "ayağa kalkmalıdır"
***
Çünkü klişeleşmiş ifadelerle…
Lanetliyoruz.
Kınıyoruz… Telin ediyoruz "türü" çıkışlar…
Her içimizi yakan saldırıda ifade ediyoruz, ama bir arpa boyu kadar da yol alamıyoruz…
O da; meselemizde, yani terörle mücadelede "samimi" olmayışımızdandır.
Samimiyetle…
"Hep birlikte" teröre ve terörizme karşı, "ayağa kalktığımızda!"
O'nun beslendiği "alanı"
Üreme gösterdiği, destek bulduğu, lojistik ortamın "bertaraf" edilmesi gerekir…
Bu da "milletle" olur…
***
Ve hep şu soruyu kendimize sormamız gerekir…
Her vatandaş sormalı…
"Bu ülke nasıl oldu da, terörün ve intihar bombacılarının" cirit attığı…
Kan döktüğü…
Himaye edildiği ülke haline geldi?
Neden?
Eğer cevabı "diz çökmeden" birlikte verebilirsek; "işte o zaman" terörün köküne kibrit suyu dökmüş oluruz?
***
BÜYÜKTİMUR'LA GÜNDEM..
Bu akşam, saat 22.00'de…
Uzay ve Söz Tv'nin ortak yayınında…
Gündemin "en sıcak" konu başlıklarını masaya yatıracağız..
Soru ve önerilerinizi şimdiden bekliyorum.
Hayırlı seyirler…