Önceki gündü; Yine sıra dışı bir ziyaretçi trafiği vardı. Odam hayli doluydu. Sağ olsunlar gelen-giden çok. Hele bir de; sizler gibi seven çok olunca. "Yalnız" kalınır mı? Tabi! Kimi; Yaşanan ve yaşatılan mağduriyete dayalı "şikâyet" için. Kimi; Kamuoyuna "fikrini" ve bildiklerini aktarmak için. Kimi de; Hal-hatır sorma, biraz da "fikir" jimnastiği yapmak için.
* * *
Durum böyle olunca da; "Sohbet" ve düşünce, bilgi akışı hayli sesli oluyor. Bu da, ister istemez "alakası" olmayanın da duruma dâhil olmasına vesile olur. Eee! Birden fazla kişi bir araya gelince de doğal olarak ta; "tartışma" tez alevlenir. Ki mevzu olmazsa bile odağı; Diyarbakır'ın "siyasi" trafiği ve süreçteki yenilik. Ya da; her sohbetin vazgeçilmez bölümünü içeren; Diyarbakırspor. Öyle ki; Bu hadiseler "tartışma" mönüsüne gelince insanlar "kendi" günlük sorunlarını unutuyor. Önceki gün de öyle oldu. Eski bir siyasetçi dostum şu soruyu sordu. Her ne kadar sorunun odağında ben oldumsa da; odadaki diğer misafirler de "sorunun" muhatabı oldu.
* * *
Soru şu; Önümüzdeki seçimlerde Diyarbakır'ın AK Parti cephesinde "Kimler" kalıcı Vekil aday olabilir? Odada, 1213 kişi bulunuyordu. Kim kalır, kim gider diye; oylama yaptık. Bazı isimleri de "zikrederek" Genel kanı; 4 gider iki kalır. Kalan iki için de; farklı düşünce icra edildi. Parti Genel Merkezi tarafından daha büyük kentlere kaydırılabilinir. Diyarbakır'da "yeni isimlerle" sahne alınacak. Aynı soru; BDP için de ifade edildi. Mevcudiyet içerisinde "giden" olabilir mi? Burda da genel kanı şu oldu. Dahası tahmin edilen. 4 isimden sadece; Selahattin Demirtaş "kalabilir". Diğerleri; "değişmeye" mahkûm ve aciliyettir.
* * *
Osman Baydemirin konumu da; tartışıldı. Milletvekili seçiminde; "aday gösterilebilinir mi?". Altı çizili bir şekilde; "Geç bile" kalınmıştır. Önemli bir ayrıntı da; şu oldu? Diyarbakır geçmiş dönemlere oranla. Gerek iktidar cephesinde olsun. Gerek muhalefet kanadında olsun. Gerekse; kurumsal ve yerel ölçekte olsun. Çok ciddi manada; "siyasi" bir fakirlik dönemi geçirmektedir. Meclis'te "siyasi" aktivite ve mücadele noktasında; "pek" sesli değil. Parti İl Teşkilatları da; "suskun". Konuşan, tartışan, üreten, varlık gösteren. Olumlu-olumsuz tepki ortaya koyan; "yok".
* * *
Tabi bu fikirleri ortaya koyarken, geçmişi de hatırlayarak duygudaşlık yaptık. Eski siyasetçiler daha bir "söz" geçiren. İstek ve talepleri yerine getirebilen di. Ama bugün! Maalesef deniliyor. Tam bu esnada; bir eğitimci dostum çarpıcı bir "gerçeğe" vurgu yaptı. Başarısız siyasetin; faturası. Sokakta taş atan çocukların çoğalması. Cezaevlerinde ömür tüketenlerin bollaşmasıdır. Yoksa Diyarbakır neden taş atan "çocuklarla" gündeme gelsin. Ve hep neden muzdarip oluyoruz; Diyarbakır'ın "imajına" yönelik kötü fikir. Haklı bir tespit. Hani deriz ya; "doğruya doğru".
* * *
Gelelim Diyarbakırspor'a. Ki bir hayli üzerinde tartışılan "en kapsamlı" mevzu idi. Fikri noktada dâhil olan herkesin ilk sözcüğü; "Yazıklar olsun" Diyarbakırspor"u bu hale getirenler? Ardından da şu tedirginliğine vurgu yapıyordu. "Daha beter mi olacak?" Çünkü Ortada ne yönetim, ne yöneticiler, ne Diyarbakırspor'un "yekvücut" yapısı. Ne de; elle tutulur bir güven tesisi. Velhasıl meçhule giden bir seyir hâkim. Ki haklı olarak herkesin de kafasında şu soru; "Diyarbakırspor'un akıbeti Vanspor mu olacak"? Galiba! Bu "hiçte" ihtimal verilmeyen ve istenilmeyen tablo, giderek "ciddiyet" kazanmaktadır.
* * *
Baksanıza! Bir tek Çetin Sümer orta yerde. O da; "bir görünüyor, bir kayboluyor". Meslektaşım Naci Sapan dün kaleme almıştı; "Olmayan bir yönetimle nasıl yol alınır?". Ne diyelim? Sahipsiz kentin, sorumsuz zevatı çok olur. Böyle olunca da; Diyarbakırspor'un içine düştüğü batak kaçınılmaz oluyor. Süper Lig'den düşerken. Ve şimdi Bank Asya Lig'indeyiz. Ama hala; "yönetim var mı yok mu" muammasındayız. Futbolcular hepsi "boş oldu" gitti. Diyarbakırspor kulübüne "katkı" sunmaları gerekirken, borca sokup gittiler. Kulüp çalışanları ise; "para yüzü" görmeye hasret. Ha! Bir de şu "şirket ve çek veren" sözde uluslararası firma. Adını vermeyeyim; reklâm olur. Sahi; neye hikmet? Sonuç itibariyle; Nerde bu kentin "söz sahibi" zevatı Vali, Belediye Başkanı, STK ve Siyasileri?
* * *
Beyler! Zararın neresinden dönülürse kardır gerçeğiyle; Diyarbakırspor "derin" bir uçuruma doğru sürükleniyor. Bu kentin. Bu bölgenin. Bu coğrafyanın tek ve tek "eğlence" kültürü, sosyal aktivitesi olan Diyarbakırspor'u. Ehliyetsiz 'sürüşten' kurtarın. Valla. Bir süre sonra; "atı alan Üsküdarı geçecek". Biz de siz zevata diyeceğiz ki; "sizi gidi failler". İşte! Önceki gün gazetedeki odamın "düşünce" atmosferi. Ve gelenlerle yapılan sohbetin; "öne çıkan" satırları bunlar. Varsa sizin "katılım" gösterecek fikriniz, o zaman benimle paylaşın. E-mail. Telefon. Faks. Hepsi; yazılı! Haydi; fikir jimnastiğine. Hayırlı Cumalar..