DİYARBAKIRSPOR'A ARA FORMÜL ŞART?
Eklenme: 3/3/2010 12:00:00 AM

Ve Diyarbakırspor! Tek eğlence ve sosyal faaliyetimiz. Diyarbakır'ın değil; Güneydoğu'nun dokusuna sahip. Ne hazindir ki; her zamanki gibi bugünlerde de 'yine' sorunlu ve hüsranlı bir hal-i ruhiyeye sahip. Bir türlü 'aşılamayan' çıkmaz sokak misali! Hatta 'dipsiz' kuyu gibi. Ne çıkılabiliniyor, ne de 'kör' kuyu doldurabiliniyor. Bir türlü 'aydınlık' yarınlara ve salih-i selamete kavuşmuş değil. Bir keyif, bin hüsran. Bir coşku, yüzlerce keder.

***

Bugün için; Diyarbakırspor 'vahim' modunda kırmızı alarm veriyor. 'Kümeye düşüyoooruz" diye yükselen bir ses var. Denizli! Pazar günü de Manisa! Dile kolay 11 maçlık kazanamama serisi 12'ye çıktı. Önceleri 'kaybedilenlerin' telafisine gidilebiliniyordu. Ama şimdi; o 'yürek ve kazanım' hırsı da yok. Öncelikle ifade edeyim şuan için; Diyarbakırspor'un 'rakipleri'. Ve Lig'in alt sıraları 'tam bir cadı kazanı' misali; kızgın yağ. Bu ruh haliyle bu atmosferden 'puan' alabilmek; ne mümkün? Çünkü 'puanlar' aslanın ağzında değil, midesinin de ötesinde.

***

Hatırlarsanız; bir önceki yazımda 'uyarmıştım'. Beyler 'aklınızı başınıza' devşirin, gidişatınız hayra alamet değil. Üzerinize sinen 'ölü' toprağından sirkelenip, 'cesaret' yüklenin. Ve ardı ardına yaşattığınız 'mağlubiyetlere' son verin diye. Ama nafile! Taktir edersiniz ki; sporda! Özellikle de futbolda 'klasik' bir taktik söz konusudur. Eğer sezonun ilk devresinde 'kötü gidişat' söz konusu ise. Takımda 'başarı' grafiği yukardan aşağıya doğruysa; iki hamle geliştirilmeli. Ya Teknik adam gönderilip, ara transferde takviye yapılır. Ya da teknik adam bekletilip, takımda değişime gidilip 'taze kan' sirkülasyonu uygulanır.

***

Diyarbakırspor bu 'icra' işleminde bekledi. Devre arası 12 oyuncuyla yollarını ayırdı, 9 yeni futbolcu 'günü birlik' düşünceyle satın alındı. Nasrettin Hoca'nın 'nehre maya' çalması gibi; Diyarbakırspor'un mayası tutmadı. 'En büyük transferimiz, ağabeyimiz' dedikleri Ziya Doğan'a gözler çevrildi. Doğan 'Ben gidiyorum. Olmuyor' dedi. Bunu yaparken de; 'alacağıyla' alakalı; Federasyon 'nezdinde' alacağını garantiletti. Ne hikmetse, 'TFF' kartına rağmen, Doğan'la yeniden 'masaya' oturuldu. Hem de bir önceki 'fiyatın' ötesinde. Bu da tutmadı. Yenilgiler devam etti. Ki en son Denizlispor maçı 'Doğan Abi(!)'nin insiyatifiyle ikram oldu. Taraftarın, kamuoyunun 'yetti' çığlığıyla; Doğan anladı. 'Bundan sonra 'Diyarbakır'da ekmek yok' diye. Ve sözde 'kameralar' karşısına geçip, 'uzlaşı' bir düşünceyle 'görevi bırakıyorum' dedi.

***

İstifa 'dikişi de' tutmadı. Birileri diyebilir ki; Yeni hoca geldi. Daha 'Bismillah' demedi. Güvenç Kurtar belki 'Kurtar-ır' Bir şans! Lakin Diyarbakırspor'un 'hayat' dokusu tedavi istiyor. Onun için diyorum ki; 'Görünen köy kılavuz istemez' Her şey 'ulu' orta yerde. Diyarbakırsporun 'ana sorunu' ve çıkmaz sokağı; 'para' ile iyi yönetilememe. Soruyorum; 'aç-perişan' insan düşünebilir mi, oynayabilir mi, morali düzgün olabilir mi? Mümkün değil. Tabiatın doğasına bile aykırı.

***

Buradan yönetimdeki arkadaşlara sesleniyorum; Şapkalarını önlerine koyup 'biz ne yapıyoruz' diye bir düşünsünler. İyi mi yapıyoruz, kötü mü yapıyoruz. Bize hayrı ve zararı ne var? Bu şekilde devam edersek koca bir memleketin 'kaderiyle' oynamış olmaz mıyız? 20052006 sezonunda, Abdullah Akyıl 'dönemine' benzer bir hüsran yaşatmaya hakkımız var mı? Vebali büyük. O nedenle 'şu ana kadar elimizden geleni yaptık, ama başaramadık' Bu yüzden kulübün geleceğini karartmamak için bırakıyoruz. Ve değişime gidiyoruz.' Demelerini bekliyoruz! Zaten en doğrusu ve ortak aklın yolu da bu 'düşüncenin' hayata geçirilmesidir. Başka da çare yok. Çünkü 'işler yolunda gitmediği zaman ısrar etmenin anlamı da yoktur'. Diyarbakırspor 'hadisesi' kişisel bir mevzu değil. Tamamen bölge meselesidir.

***

Bu açıdan mevcut yönetim bugünden tezi yok düşüncesiyle Diyarbakırspor'un 'önünü' açmanın gayreti içerisine girmelidir. Bugüne kadar 'kulübe ne vermişler, borç ne kadar? Kimin ne alacağı var. Futbolcunun ve diğer şahısların. Her şey zapt-u rap altında tutulsun. Ve açıklansın; 'gelir-gider' bu kadar diye! Demem o ki 'yanlışta' ısrar kaybın kendisidir. 20052006 sezonundan bahsettim. Diyarbakırspor'un 'ligden' düştüğü dönem. Hatırlayalım; 'yanlışların' ısrarının ağır faturasını. O günkü insanlar bugün Diyarbakır'da 'hangi düşünceyle' anılıyorlar. Kulağa küpe misali. Evet! Diyarbakırspor için tarihi bir 'açılım' şart. Bu açılım da; 'yekvücut' bir hamleye geçmektir. Şu aşamada 'kongreye' ayrılacak zaman ya da 'kongre' yapma gibi bir süreç zor. Çünkü vakit yok! Bu yüzden 'kongre' hakkı saklı olmak üzere bir ara formül bulunmalı. Ancak bu takım kurtulabilir.

***

Bakınız! Burda 10 maçımız var. Bunlardan 6'sı iç sahamızda. Yani Diyarbakırspor'un kendi evinde 'oynayacağı' maçlar. Ve bu maçların tümünü alması gerekir ki; 'matematiksel' olarak ligde kalabilsin. Bunun için diyorum ki;

***

*- Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir! Bunlar başta olmak üzere kent yöneticileri. Ellerini taşın altına koymaları lazım ki; bu gidişata 'dur' denilebilinsin. Çözümün birinci adresi bana göre Mutlu ve Baydemir 'oluşumudur'. Malum! Mart ayına girdik, bahar da yaklaşıyor. Nevruz bayramı öncesi Diyarbakır'a ve bölge insanına verilebilecek en güzel ve mutluluk 'ödülü', Diyarbakırspor'un düştüğü girdaptan 'kurtulması' olacaktır.

***

*- Ve Diyarbakırspor'u seven iş adamları ve eski yöneticiler. Şuan ekseriyetinizin bu durumdan memnun olmadığını 'adım' gibi biliyorum. Mutlu, Baydemir ve Milletvekillerinin 'yaratacağı' kaynakların yanısıra onların da; Hem geçmişteki tecrübelerini hem de maddiyatı bu işe feda etmesi lazım. Yani kaçak güreşmenin artık zamanı değil. Kenarda durup Diyarbakırspor'un vahim derecede mum gibi erimesini beklemek yanlış. Gereğini yapmak ve çağrılara sesiz kalınmamalı.

***

*-Diyarbakır halkı ve yeşil-kırmızılı renklere gönül vermiş taraftarlar. Herkesin içi yanıyor, umutlar tükenmek üzere. Şunu iyi biliyorum ve inanıyorum; 'eğer' yanlıştan sıyrılıp 'doğru' işlere yönlenilirse; Diyarbakırspor 'ayağa' kalkar. Bunun örnekleri çok. Geçen sezon 10 puan geriden gelip Süper Lige çıkan takım Diyarbakırspor değil miydi? Taraftarın kurtarma operasyonu için harekete geçmesi gerekir. İlgili yerlere baskı yapması ve takıma da her şartta destek olması lazım.

***

Özetle; Diyarbakırspor şu anda 'yoğun bakımda' ölümü bekleyen hasta gibi. Acil ve doğru bir teşhis ile müdahaleyle iyileşmemesi için hiçbir etken yoktur. Ben bunun için yapılması gerekenleri yazdım. Bir önceki yazımda da ifade ettim. Ki bunu sadece biz değil tüm taraftarlar düşünüyor. Diyarbakır ve Diyarbakırspora karşı sorumluluğu olanları bekliyoruz. Ve Diyarbakırspor-Bursaspor maçıyla alakalı bir uyarım var. Sakın ola birilerinin 'provokasyonuna' gelmeyelim. Diyarbakır'ın ve biz Kürtlerin kültürel değerleri vardır. Özellikle 'misafirperverlik'.

***

Birilerine bu misafirperverlik değerimize 'gölge düşürücü' sözler getirmesine imkân tanımayalım. Sağduyulu bir şekilde hareket edelim. Ve Diyarbakırspor'u 90 dakika 'kesintisiz' tezahüratlarımızla destekleyip; Verebileceğimiz ceza 'alacağımız' galibiyet olsun. Yine bilmeliyiz ki; 'kümeye' düşmemizi isteyenler çok. Küçük bir olay yeni cezaların, yeni saha kapanmaların 'gelebileceğine' vesile olur ki. Bu da içine düştüğümüz acı duruma tuz-biber olur ki; altından çıkmamız mümkün olmaz. Yani keseri ayağımıza vurmayalım. Ne diyelim; Her şey Diyarbakırspor için!