DİYARBAKIRSPOR'A YAZIKLAR OLSUN
Eklenme: 2/22/2010 12:00:00 AM

Evet! Yeni bir haftanın ilk resmi mesai günündeyiz! Bilindiği gibi her açıdan böylesi zaman dilimi 'stres' içermektedir. Çünkü insanların ve kurumların; velhasıl herkesin 'koşuşturduğu' bir zaman. Yani gündem bu eksende yoğun olur. Gerek geçtiğimiz haftalardan, gerek yeni haftaya özgü; olup-bitenler. Ciddi bir 'hengâme' yaratır. Bu münasebetle haftanın ilk günü her şekliyle 'telaşa' mahsuptur. Özellikle bizim gibi fikri-takip mecburiyeti olanlar için; durum daha bir titizlik arz eder.

* * *

Öncelikle ifade etmek istiyorum; 'yazının' özüyle alakalı olarak! Kendimi geçtiğimiz haftanın 'kaos' yaratıcısı hadiselerine kurgulamıştım. HSYK'nın 'kıyamıyla' başlayan 'Yargı' vesayeti tartışması. Ve bu eksendeki 'siyasi' tepkiler. Tabi bu modu seçerken, şu temennide de bulunmuştum. Özellikle 'moral' motivasyonu noktasında. Diyarbakırspor, Denizlispor karşısında 'iyi bir performans' gösterip galip gelirse. O zaman yazıya konu başlıkları 'daha bir' detay alacaktı.

* * *

Bu detaya bir de; AK Parti'den İhsan Arslan ve Salip Kapusuz'un açıklamaları. Sabah kahvaltısında 'soru-cevap' niteliğinde geçen sohbetteki notlar. Özellikle Arslan'ın 'ciddi' manada tespitleri ve bölgenin 'siyasi' konjöktörüyle alakalı. 'Demokratik açılımın' bugüne kadar neler getirdiğini ve bunların görmezden gelindiğine ilişkin. Yani; bir ölçüde' 'El insaf' serzenişi! Bunları; 'yazının' satır aralarında sizlere aktaracaktım. Buna ek olarak da; bir dostumun ülkede olup-bitene 'getirdiği' sıcak yaklaşımı; harmanlayacaktım. Kendisine göre ki aynı fikirdeyim. 'Türkiye' normalleşmenin 'doğum sancılarını' çekiyor. Ne kadar sancı o kadar 'iyileşme'!

* * *

Ama ne var ki; 'evdeki hesap' çarşıya uymadı! Özellikle de 'moral motivasyon' anlamında. Çünkü Diyarbakırspor 'hüsran' yaşattı. Ve on binlerce taraftarını 'şoke' etti. Kendisi gibi ligde kalma potasında bulunan Denizlispor'a 'vahim' denilecek bir galibiyet kaptırdı. Hem de, 6 puana eş değer bir galibiyet! Bu nedenle de, 'tamamen' Diyarbakırspor'a odaklanmak zorunda kaldım. Hafta içerisinde; 'yukarıdaki' hadiseleri konuşacağım. Evet, Maçı izlemedim! Daha doğrusu; ikinci sezonun başından beridir 'maçlara' gitmiyorum. Gitmeyişimin nedeni de; 'basındaki' arkadaşların ekseriyeti biliyor. Basın tribünündeki 'kabul edilmez görüntü'. O nedenle maçla ilgili 'moral' bozan sonucu arkadaşlardan aldım. Bir de; görüntü ve ajanslardan gelen haberleri izleme imkânı buldum. En önemlisi; beni telefon yağmuruna tutan çok sayıda 'taraftar' oldu! Özellikle; 'Kulüp' binası önüne gidip 'yönetime' serzenişte bulunanlar.

* * *

Denizli maçıyla alakalı genel 'şikâyet' ve 'istifa' seslerinin yükselmesine neden olan; En büyük etken futbolcuların 'gönülden' uzak sergiledikleri futbol. Ve Teknik Direktör Ziya Doğan'ın 'taktik-oyun' değişikliğiyle ilgili tartışılır oluşu. Nitekim; maç esnasında ve sonrasında. Hatta Diyarbakırspor Kulüp binası önüne giden; taraftarlar! 'Ziya Doğan'ın istifasını ve Yönetimin de 'görevi' bırakmasını, istemesindeki ana neden bu? 'Başarısızlık' niye? Bir istatistik vermek istiyorum; arkadaşların ilettiğine göre. Diyarbakırspor 'iç sahasında' oynadığı 11 maçtan sadece 'bir galibiyet' almış. Geriye kalan 5 maçta yenilgi 5'te beraberlik var! Deplasmanına baktığınızda; daha farklı bir durum hasıl oluyor. Şöyle ki şuan için puan durumu 21. Bu da demektir ki; Diyarbakırspor deplasmanda oynadığı maçlardan 13 puan çıkarmış. Küçümsenecek bir 'getiri' değil Ama artık averajlar noktasında; şansı kalmadı! Var olanların tümünü de 'heba' etti.

* * *

En önemlisi 'ligin' dibi ciddi manada 'cadı kazanı'! Herkes birbirinin 'ensesinde'. Çünkü bu hafta tüm rakipler; puan aldı. Bir tek Diyarbakırspor 'haftayı' kayıpla noktaladı. Önümüzdeki haftalarda 'önemli' ve riski yüksek maçlar var. Buralardan puan 'aslanın' ağzında misali. Yani iş çok zooor! Hele bu 'zihniyetle' hele bu futbol anlayışıyla, hele 'Denizlispor' önünde sergilenen 'ruh-haliyle' mümkün değil. Ancak; 'her şey' bitmiş değil. Her ne kadar dün stadyumu dolduran 15 bin insana 'yaşatılan' hayal kırıklığı hasıl ise de; 'telafisi' mümkün. Yeter ki; 'bilincinde' olabilsinler. Şunun 'idrakine' varmalılar. Özellikle 'samimiyet ve inanç' duygusuyla. 'Her şey' para değil, olmadığı gibi başarı da imkânsız değil. Yeter ki; 'olabilecekleri' algılayabilmektir.

* * *

Bir de not düşmek istiyorum! Bu saatten sonra; 'geçmişin' hatalarının muhasebesine girmemek lazım. Çünkü 'şöyle oldu, böyle oldu' bu gelseydi, şu gitseydi. Yönetim, Teknik Heyet ve Futbolcular 'üzerine' varsayım geliştirmek; çözüm üretmez! Bilakis; mevcut 'sorunları' daha bir agresifleştirir. Malum; dere geçilirken at değiştirilmez! Şuan için; Diyarbakırspor'da bir 'değişim' beklemek biraz zor. Hani derler ya; 'bağrımıza' taş basalım, taraftar ve bölge ahalisi olarak bu zamanı tamamlayalım. Sonra; 'hatası, ihmali ve sorumsuzluğu' olandan hesap soralım. Ne yapalım; 'şuan için eldeki malzeme bu?'.

* * *

Sonuç itibariyle; 'ilk günden buyana' Diyarbakır ahalisine 'güven verme' noktasında; İstenileni veremeyen Diyarbakırspor 'kırmızı' alarma geçmeli. Teknik Direktör Ziya Doğan. Ve Futbolcular. Aynı minvalde; 'Diyarbakırspor' birinci ligde 'kalacak ve kalmalı' inancıyla hareket etmeli. 'Kendilerine' çeki-düzen vermeliler. Bunun için de; bir dizi önlemler sıralayıp. Kendilerine 'bahaneler' ve başkalarında da 'kusurlar' oluşturmadan. Üzerlerine 'serpili' ölü toprağından sirkelenip, 'bencilliği de' bir tarafa atıp, 'kendilerini affettirmeliler'. Aksi taktirde, hem kendilerine hem de Diyarbakır ahalisine 'kötülük' etmiş olurlar. Ki bu kötülüğün altından özellikle Yönetim, Teknik Heyet ve Futbolcuların 'kalkması' kolay olmaz. Sabır da bir yere kadar! İşte böylesi bir 'moral bozukluğuyla' haftanın ilk gününde, mesaiye merhaba dedik. Tabi bu moralsizliği bize yaşatanlara da 'yazıklar olsun' lafımı da, söylemek istiyorum! Yazıklar olsun!