Ne hazindir ki, öyle!.. Asırlardır, süre gelmekte!.. Ama son çağlarda, daha vahşileştiğini görüyoruz!.. çünkü insanlık denilen ulvi değeri maddiyata kurban verdik Devletler devletleri sömürüyor!.. Yeryüzüne bakalım, kim kime nasıl hükmediyor!.. Dört bir tarafta savaş ve çatışmalar var.. İşte ABD destekli siyonizmin, Gazzede giriştiği, soykırım!.. çoluk, çocuk, kadın yaşlı, sivil, asker gözetilmeden bombalarla yok ediliyor!
***
Yanı başımızda, Suriye!.. 13 yıldır yaşanmayan, yaşatılmayan vahşilik, canilik, zulüm, işkence ve katliam kalmadı?! Kendi milletine zulmeden bir yönetim, anlayışı.. Milyonlarca macir edilen halk!?.. Virane edilmiş bir ülke!.. Ya yukarımızda, Ukrayna-Rusya savaşı!.. Yemen.. Afrikanın dört bir yanı.. Libya.. Mısırın yaşadıkları.. Pakistan.. Mali.. Irakın dağınıklığı.. Karabağ.. Ermenistan.. Tüm bu savaş ve katliamlar şunu haykırıyor; dünya düzeni bozuk!
***
Bir halk deyimidir, balık baştan kokar diye!.. Birleşmiş Milletler.. Nam-ı diğer, dünya düzenini, koruyup, kollayan sözde birlik!.. Ama zerresi yok.. çünkü, beş daimi üyenin hükmü fermanı ne ise o icra ediliyor.. Aksi istikamet, kabul değildir!.. Yoksa; yeryüzünü kan gölüne çeviren, insanlığı yok eden, hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük, bağımsızlık denilen ulvi kimliği kabul eder!.. Savaşlara, çatışmalara, katliamlara dur derdi.. Uzlaşı ve barışı tesis edici olurdu!..
***
Ama yok!?. Bilakis sömürü düzenini yaygınlaştırma adına, iç ve dış savaşların derinleşmesine, karmaşanın daha bir büyümesine, neden olduğu gibi bizatihi sebebi!.. Ki NATO dahil olmak üzere.. Erdoğan ne diyor; dünya beşten büyük! Demek ki, net ve realist bakışla, yeryüzündeki mevcut işlem gören uluslararası sistem adil değil; anarşi üretici!.. Özeti, güçlülerin hukukuna göre, sistem işlev kazanıyor.. O da, maddi ve silahlı gücün ölçüsüne göre, tavır alıyor!..
***
Girişte izah ettim; insanlık yok edildi.. Onu kutsallaştıran ulvi değerler yozlaştırılarak, bağnazlaştı!.. çünkü sistem öylesine anarşik ki vampir misali sürekli kan akmalı, insanlar ölmeli, ülkeler iç savaşla boğdurulmalı.. Ve şunu da net görmek gerekir!.. Yeryüzünde en çok kanı akan Müslümanlardır. İşte bu hakikatın idrakine varmıyor; Ortadoğudaki ülkeler ve halkları ile yönetimler. Günlük siyasi ideolojik girdapta, kendi kendini yok ediyor!..
***
İslam coğrafyası, kendiyle barışık değil!.. Etkenler çok.. Ama özünde yatan; siyasi ihtiraslardır.? Sormak lazım, Aylan bebekle insanlığımızı kaybetmedik mi?.. Ya da Gazzedeki, Filistindeki soykırıma, sadece seyirci kalarak!.. Ve kendi halkına zulmü reva gören, Esadın geride bıraktığı Suriye enkazı. Sednaya Hapishanesinden yansıyan, görüntüler.. Orada tutulan, rejim karşıtlarına yapılan, zalimlikler.. Kaç defa insanlığımızın ölüp, musalla taşına konduğunu!..
***
Baas rejimi ve Esad yönetimi!.. 61 yıllık rejim, 53 yıllık Esad sülalesinin, iktidarlığı.. BMnin anarşik anlayışı, uluslararası düzenin terör üreticiliği, olmamış olsaydı; böylesi bir diktatörlük vaki olabilir miydi?!.. 2011deki iç savaşın kıvılcımıyla, virane edilen Suriyede, Rusya Esada kalkan olmamış olsaydı.. Koalisyon güçleri diye ifade ettiğimiz, ABD dahil ülkelerin yer altı zenginliklerine vampir gibi hücumlar olmamış olsaydı!
***
Sizce, Esad bir gün o koltukta kalıp, zulümkarlıkla saltanatını sürdürür müydü? Bunca halkı, insanlık dışı, işkencelere maruz bırakıp, cezaevlerini mezhabalara çevirir, katliamlar yapar mıydı?.. Suriye terör örgütlerinin cirit attığı yer olmazdı? Kadınların iffetini, izzetini ayaklar altına alan, hayvandan bile aşağılıklar yaşatan, conilerin, zonilerin arenasında, dinlerin, dillerin, ırkların, mezheplerin üzerinden buldozer misali geçilmesine; sebep olunur muydu?.. Ya da müsade edilir miydi?
***
BMnin o beş daimi üyesi!. İşte bu yapı, anarşiyi, terörü kendi midesini daha fazla doldurabilmek adına, ilahlaştırdığı sistem, artık yok edilmeli diyorum!?. çünkü, dünya düzeninde barış denilen olguya, yaşama ab-ı hayat tanınmıyor?! Esadın eşi İngiliz olmamış olsaydı?.. Esadın durziliği dahil!.. Rusya, ona kalkan.. ABD ve İngiltere, ki çin ve Fransa da.. Onun, Şamdan çıkışına izin verirler miydi?.. Saddamın, Kaddafinin akıbetini yaşardı?!..
***
Zalimi, diktatörü kendi cehenneminde yakmayan bu zihniyetin özünde İslam düşmanlığı vardır.. Kendi acısı hariç her acıyı meşru ya da gülünçlük bulandır bu sistem! İnsani yönü yoktur, olmasını da beklemek de abesle iştigaldir! Özetlersek; gün gelir bu anarşik sistemden kurtulup, insanlığı yeniden inşa edip, yaşatabilecek miyiz?.. Sizce!
***
EMEVİ CAMİİNDE KİM NAMAZ KILACAKTI?..
13 yıldan bu yana, cevap aranan bir soru idi!.. Sorunun muhatabı, Cumhurbaşkanı Erdoğandı.. Şöyle demişti; İnşallah Selahaddin Eyyubinin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camiinde namazımızı da kılacağız
***
Hep soruldu, ifade edildi, üzerinde siyaset üretildi!.. Özellikle Esatla hala bile görüşün diyen, Anamuhalefet partisinin siyasi liderleri!.. Ne oldu, hani, nerede denilip, duruldu.. Ve önceki gün, bunun ilk adımı atıldı..
***
MİT Başkanı İbrahim Kalın.. Ki, Hakan Fidanın da orada olduğu söyleniyor.. Şama gittiler.. Emevi Camiinde namaz kaldılar.. Dün ilk kez tarihi bir kazanım zaferiyle, Suriye halkı Şama ülkenin dört bir tarafından akın ederek; özgürce ilk cuma namazını kılarak, hürriyete kavuşmanın şükrünü yaptı?!..
***
Şimdi!.. Şimdi gözer Erdoğanın o sıkça muhatap olduğu sorunun fiziki yanıtında.. Suriye politikasında taviz vermeyen ve sonucu zaferle neticelendiren Erdoğan, ne zaman Şama gidip, Emevi Camiinde namaz kılacak?.. Yakındır!
***
GÜNÜN SÖZÜ
İktidarını dökülen kanla sürdürenin; vicdanı ve izanı olmaz!.
Failed to load the video