El insaf yahu?
Eklenme: 2/8/2012 12:00:00 AM

Bilmem;

Haberiniz oldu mu, ey Diyarbakır ahalisi?

Mutlaka olmuştur!

Eee.

En büyük gıda kaynağımız ekmek olduğuna göre, duyulmaması imknsız.

Neyse.

Duyan-duymayan açısından; ben müjdeyi vereyim!

Ekmeğe zam yapmışlar.

***

Hem de nasıl?

Oranı,

Duymadan biliyorum ki, elektriğe çarpılmış oldunuz.

Malum,

Daha geçen hafta, "elektriğe" zam geldi.

Doğalgaz.

Benzin.

Gıda maddelerine gelen zamlar silsilesi.

Ki Ocak ayının zam şampiyonu "salatalık" idi.

***

Peki,

Ekmeğe zam oranı ne kadar biçilmiş?

İşte burada, sıkı tutunun.

İkinci devasa şok geliyor size, bize "ekmekle" gıdasını temin eden, herkese.

Tüm,

Zamların en baba "kazığı" misali, zam-ı reva görmüşler.

Tamı tamına;

Zam oranı yüzde 25 olarak belirlenmiş.

El insan.

***

Ha.

Bir de, zam gizli tutulmuş.

Son bir haftadır.

Kentin bazı semtlerinde, "zamlı" satışa geçildiği için, ahali haberdar olmuş.

çünkü zam;

Geçtiğimiz Ocak ayının 16'sında karara bağlanmış.

Şuan,

Fırınlardaki ekmek gramajı ve satış tutarı, "farklılık" arz ediyor.

Sanırım;

Yavaş yavaş halkın ve kamuoyunun "tepkisini" üzerlerine çekmemek için, alıştıra alıştıra!

***

Zam gerekçesiyle alakalı; Oda başkanı Şahin Güler diyor ki.

1 lira olan 400 gram ekmeği, 480 grama çıkardık.

Fiyatı da, 1 lira 25 kuruş oldu.

Yani,

80 gramlık bir gramaj artışına karşılık, yüzde 25'lik bir fiyat zamını uygun gördük.

Bunu da;

Maliyetlerin "yükselişine" bağlıyor.

***

Ne diyebiliriz ki;

"El insaf" demekten başka.

Baksanıza;

Hükümet asgari ücretliye yüzde, 4 veriyor.

Tefe-tüfe oranı yüzde 8'lerde.

Diğer zam,

Paketlerine bakarsanız, tek haneli rakamda.

Ama bizim;

Fırıncılar odası ki Genel Başkanları daha iki hafta önce "ufukta ekmeğe zam yok" açıklamasını yapmışken.

Onlar iki haneli mevcut fiyatlarına;

Yüzde 25 oranında, zam mı uygun görüyorlar.

***

Velhasıl,

çalışan-çalışmayan, geliri olan-olmayan.

Ekmek,

Bilesiniz ki, artık "lüks" gıda maddeleri arasında.

Hesabınızı,

Ayağınızı yorganınıza göre uzatın.

Bakalım,

Ekmeğe paralel, hangi gıda ürünü ve işletmeler zam yapacak.

Eee.

Bu ülkede usul böyle, "çay kaşığıyla" verilir, kepçe ile geri alınır?

***

Don lastiği zihniyeti?

...Ve gelelim; şu "dindar nesil" polemiğine ve üzerinde, koparılan fırtınaya.

Hiç kuşkusuz ki;

Ülkenin,

Bölgenin,

Ve tabi ki yaşadığımız çevrenin, "çözümsüz" bırakılan mevzuların tek sebebi mucibesi vardır.

O da; her döneme sirayet eden; "don lastiği" patentli zihniyettir!

çarpıt. çekiştir.

Olmazsa, biraz daha "hamle" yap, zihni bunalt...

Bakın; yine kemal-i afiyetle, maharetlerini sergiliyorlar.

***

Vatan,

Millet, Sakarya misali.

Vesayetçi.

Laik bir formatla, "zihin" karmaşası atmosferini körüklüyorlar.

Neymiş!

Başbakan Erdoğan, İl Başkanları Toplantısında demiş ki;

"Dindar, nesil yetiştirmek istiyoruz."

Vay sen misin bunu diyen!

Tabi don lastiği zihniyetiyle, "cümlenin" ifadenin devamına dahil olmadan, hüküm veriyorlar.

Hani deriz ya;

"Sazan balığı" misali, lafa hemen balıklama atlama gibi.

***

Rejim elden gidiyor.

İrtica,

Şeriat,

Mola zihniyeti, Türkiye'de "hükümran" edilmek isteniliyor.

Yuh.

Yuh ki yuh bu zihniyetin; vesayetçi, darbeci, cuntacı, "kömür" düşüncesine.

Akla arıza.

***

Sormak istiyorum;

Büyüklerine isyankr.

Milli ve manevi değerlerden kopuk.

İnanç.

çağdaş, demokrat, kültürel nizamı almamış.

Hoşgörüsüz.

Eğitimsiz.

Eşitliği,

Özgürlüğe karşı bencil, beyin arızası olan böyle bir neslin, "yarını" olur mu?

Olmaz.

Olsa olsa;

Ahlaktan yoksun, biçare nesil olur?

***

Hatırlayalım.

Bundan;

1015 hatta 20 yıl öncesini.

Peşin hükümlü.

Ön yargı, infazıyla, hep şu algı geliştirilir di?

Zaten,

İmam Hatip Liselerine,

Din derslerine,

Ezan-ı Muhamediye ye, medreselere karşı çıkışları da bu ön yargılarından gelirdi?

***

Derlerdi ki;

çocuk dindar olursa, medreseye giderse.

İmam Hatipte okursa.

Hoşgörüsüz olacak.

çağdaşı, yobaz, irticacı olur.

Demokrasiyi,

Cumhuriyeti, İlerici, değişimci, üretici olmaz.

Başörtüsüne hazımsızlıkları.

Velhasıl,

Enva-i düşüncesizlikle, "milleti ve neslini", statükocu "batağa" sürüklediler.

Bugün bile;

Eğitim'de tam özgürlük denildiğinde, birilerinin "don lastiği" zihniyeti diken oluyor.

***

Diyorum ki;

Bu akıl arızası sahipleri.

İnançlı,

Nesil paronayağından kurtulup, "neslin beyni" formatlanıyor, on yargısızdan arınıp.

Ne olur?

Vesayetçi, statükocu ve laikliği "dini yok etme" stratejisi olmaktan çıkarıp.

Kendi;

Beyin Zührelerine ve hardskine format atsınlar ki.

Gelecek nesil.

Büyüklerine ve geçmişine "isyankr" olmasın.

Saygıyla ansın.