En büyük düşman; “şakşakçılar!”
Eklenme: 2/4/2013 12:00:00 AM

Ah ki. Ah.

Ne çekiyoruz şu yalakalardan?

İkiyüzlüler!

Tabi ki; dönek.

Bu girift zihniyet.

Ve ona hayat veren, insanlar.

Diyorum ki,

Olmasaydı, dünya daha yaşanır olurdu.

***

Barış.

Huzur.

İnsaniyet ve sağduyu, kardeşlik.

Doğruluk ve hakkaniyet.

Adalet, eşitlik, şaşmazdı..

Ama maalesef; tam aksi ikmalde bugün!

***

Zaten;

Hal-i lem ortada!

İnkarı ne mümkün.

Tabi.

Bahsettiğim yalakalar.

Ya da, fikri beyanında bulunduklarım; sıradan değiller.

Bunlar,

Halk deyimiyle, tırşıkçı-şakşakçı oludkları gibi kendilerine göre itibarlılar(!)..

çünkü,

Ekseriyeti en pik, makam ve mevki sahibi!

***

Yani bir ölçüde nasıl olmuşsa, devlet erki ünvanı elde etmiş!

Malum,

Cumhuriyet öncesinde, Padişahlık, Krallık vardı.

Şahlar.

Padişahlar, Vezirler ülkeyi yönetirlerdi.

Ve onların,

Yanında ağ örmüş, ... çok yaşa. diyen yalakalar hakimdi.

***

Şimdi ise;

Cumhurbaşkanlığı,

Başbakanlık,

Pek tabi ki,

Bakanlıklar ve Milletvekilleri.

Devlet kademesindeki diğer makamlar.

Komutanlar,

Genel Müdürlükler, daire müdürleri.

Velhasıl;

Devlet mekanizması içerisindeki, idareciler.

***

Ne var ki.

Dün olduğu gibi bugün de.

En modern bir kimlikle;

İstisnalar hariç hemen hemen hepsinin çevresinde ağ örmüş, yalaka. Sen çok yaaşa... diyen bir kesim vardır.

Bakıyor ve görüyoruz ki;

Bunlar ya kendi menfaatleri için, uğraş verirler.

Ya, kör taassuba hizmet ederler.

Veyahut ta, birilerinin nam-ı hesabına uğraş verirler.

***

Hele bir de;

Efendilerinin ikmal ettiği yalakaları var ki.

Onlar da,

Kraldan çok kralcı kesilirler ki, maazallah!

Aldıkları emirleri.

Ya da kararı.

Sorgusuz-sualsiz, tartısız bir şekilde yerine getirirler.

Hem de, en haşin bir ruh haliyle!

***

Sormaz!

Sorgulamaz, zararı-karı nedir, düşünmez?

İlla ki, kelle vurula der!.

Zaten;

Bu şakşakçılar yüzünden değil midir ki?

Toplumsal Dağınıklık ve buhranlık yaşadığımız.

***

Savaşlar.

çatışmalar.

Sosyal,

Ekonomik,

Kültürel ve aynı meyanda siyasa dağınıklık.

Hali vaziyetle;

Ciddi bir incinme ve asimilasyon yaşamıyor muyuz?

***

İşsizlik mi..

Yoksulluk mu?

Açlık, perişanlık, zulümler ve işkenceler.

Hırsızlık.

Kapkaç, soygun, rüşvet.

Ve ahlaki çöküntüler.

Güçlünün, güçsüzü ezdiği.

Sefalet,

Cehalet ve hizipleşme, kin.

Hepsini acı bir şekilde yaşıyoruz iliklerimize kadar.

***

Müsebbipleri.

İşte bu yalaka kesim!

Yaşanan,

Yaşatılan,

Olup-biten olumsuzluklar.

Halkın perişanlığı.

Ve beklentileri, görmezler aynı zamanda, hiç bir alaka göstermezler!

Gösterilmeye de izin vermezler.

***

Varsa yoksa

Kendi küçük çıkarları ve ikballeri.

Bunun uğruna; en baba üç maymunu oynarlar!

Görmedim,

Duymadım,

Bilmiyorum.

***

Pek tabi ki,

Efendilerinin de, zafiyetiyle gerdan kırarlar.

Dünya,

Ülke,

Bölge ve ilimiz güllük gülistanlık diye!

Sanki hiçbir olumsuzluk yok muş!

Ne yolsuzluk,

Ne rüşvet ne de görevi suistimal.

***

Görüyorum!

Yalakalar.

Şakşakçılar, çatlarcasına alkış tutuyorlar efendilerine.

Pembe bir tablo çiziyorlar!

At gözlü bir bakış,

Ölçeğiyle o efendi de kendini kahraman olarak görüyor.

Her şey; doğru diye!

Ama değil.

***

Demem o ki;

Dünyaya,

İnsanlığa,

Ve ülkemize hele ki, Diyarbakırımıza!

En büyük kötülüğü; tırşıkçılar ve şakşakçılar yapmıştır.

Modern tabirle;

Yalakalardır bu insanlığın baş düşmanları.

****

çünkü,

Hakikatleri örten ve gizleyen en büyük siyah şaldırlar.

Onun için.

Siz de,

Biz de,

Ve efendi misyonu almış olanlar da, kendilerini yalakaların şerrinden ve alkışından korusun.

Yoksa, hal-i pür melalimiz daha beter olur.