ESKİ VEKİLLERİN HALET-İ RUHİYETİ?
Eklenme: 4/24/2015 12:00:00 AM

Liste dışı; vekiller.
Aday adayları.
Eski yeni, fark etmez.
Ekseriyeti.
Bugünlerde haber ve yorumlarda "revaç" buluyor.
"Listelerde yer verilmediği" için…
Nasıl bir halet-i ruhiyet içerisinde olduklarına dair.
***
Yerel ve ulusal gazetelerde…
İtinalı.
Mahiyetli bir fikri dizaynla.
"Küskün değiliz.
Partiye kırgın değiliz.
Dargınlığımız da yok.
Partinin bir neferi olarak çalışmaya devam edeceğiz"
Kabilinde beyanatlar var.
***
Doğrusu ilk bakışta "vaav" dedirten bir duruş söz konusu.
Özellikle, benim cephemden.
AK Parti cephesi açısından "hoş" bir durum.
Kırgınlığın olmayışı!
Küskünlerin "lobi" oluşturmaması!
Teşkilat.
Ve Adaylar, vekiller "koordinasyonun" tam olduğu noktasına dair.
***
Çünkü bu seçim "AK Parti" için hayat-memat meselesi.
Onun için de.
Kırgınlığa,
Küskünlüğe,
Oy kaybedici bir duruma "meyil" vermemesi gerekir.
Var olanları da; "geri döndürmeli."
***
Ama velâkin; durum hiçte "süt liman" değil.
Görüntü dağınık.
Bilaistisna zıt durum var.
Yani; "içten içe" ciddi bir fırtına geliştiriliyor.
Tıpkı "volkanik" dağ gibi.
Her an patlayabilir.
***
Nitekim son bir haftadaki gelişmeler bunu söyletiyor.
Bırakın;
Parti kulislerini.
Teşkilatlardaki; "iç kavganın" homurtusunu.
Kısm-i olarak, basına yansıyan "tepkisel" ifadelerin "yansıma" hali işleri kötüleştiriyor.
***
Sosyal medyadaki yorumlar.
Ismarlama yapılan haberler.
Ve alt yorumları.
Kimler; kimler için neler söylemiyor ki.
Öyle rezillik.
Öyle ucuz.
Ve bağnaz bir siyasi "çekişme" ve küskünlüğün "içten içe" fırtınalar yaratıyor hali vaziyet; maazallah dedirtiyor.
***
İğneli ifadeler.
Fütursuzca; "kurgulanan" ithamlar.
Akla ziyan.
Bırakın birbirlerine laf yetiştirmeyi.
Akçeli işlerden…
İhale takipçiliğinden söz edilmesini...
"Belden aşağı" saldırı zihniyeti söz konusu.
***
Öyle ki, "yatak odaklarına" kadar sızılmış.
Şimdi bu hali vaziyet karşısında "küskünlük yok, küskün değiliz" ifadeleri size göre bir anlam teşkil eder mi?
Bence etmez!
Etmediği için de listelerin "ifşasından" sonra hep yazdım.
Ki bugünde yazıyorum.
***
Diyarbakır dâhil olmak üzere.
Güneydoğu'nun ekseriyetiyle.
AK Parti "volkanik" durumda.
Her geçen gün de; "patlamaya" meyil veriyor.
Nitekim!
Dün Batman'da bu konuda "silahlar" konuştu.
***
Eski Vekil'in oğlu hayatını kaybetti.
İki kişi de yaralı.
Her ne kadar "alacak verecek" deniliyorsa da.
Durum hiç de "öyle" demiyor.
Anlayacağınız!
İşler hiçte "göründüğü" gibi gitmiyor.
***
Bazıları var ki.
Kendini "dev" aynasında görüp; alenice "kaçak güreşiyor"
Ne şiş, ne kebap diyor.
Ama iş "sen de kimsin" sorusuna gelince.
Homurduyor.
Haksızlığa uğradım, halk tarafından seviliyorum.
Peki, çık itiraz et.
Yok.
Pısırık siyasi zihniyle "ikili" karakter üretiyor.
***
Aslında!
AK Parti cephesi için bunu net ifade ediyorum.
Kimsenin.
Evet, hiçbir kimsenin "listelere" itiraz etme hakkı yoktur.
Olamaz da.
Niye derseniz.
***
Bunu herkes çok iyi biliyor.
"Aday belirleme" sisteminin, nasıl işlediğini.
Şimdi.
Bile bile "müracaat" eden sizlersiniz.
Aday adaylığı için; "biz de varız" diyenlersiniz.
Bu işte "son sözü" Parti Genel merkezinin söyleyeceğini bilmenize rağmen.
Yani peşinen "her şeye" rıza göstermişsiniz.
O zaman; itirazınız niye!
***
Onun için itiraz hakkınız yok diyorum.
Karara saygılı olmalısınız.
Liste dışında olsan da,
Listede istenilen sıralamada bulunmazsan da,
Üzerinize "çizikler" alsanız de "Kabulümdür" demelisiniz.
***
Hele hele bir dönem vekillik yapmış olanlar.
Eski-yeni fark etmez!
Siz bu sistem içerisinde; "listeye alınıp vekil" olduğunuza göre.
Bugün liste dışı kalıyorsanız…
Şunu demeniz gerekmez mi; "Parti Yönetimine müteşekkirim" diye.
***
Sonuç itibariyle!
Partideki bu arızayı mevzuya son nokta koyma babında.
Diyorum ki.
Kimse kusura bakmasın,
Kimse dediklerime homurdanmasın,
Hele ki "ispat" diye güruh bir akılla, karşı çıkanlar.
***
Sizin; "mevcudiyete" itirazınız olamaz.
İtirazınız varsa.
O da, Partinizdeki "aday belirleme" yöntemine olmalıdır.
Daha demokratik,
Daha çağdaş,
Daha "halk tercihini" öne çıkaran, bir aday belirleme sisteminin "hayata neden geçirilemediğine" ilişkin olmalı.
***
Ama bunu yapmıyorsunuz?
Çünkü siyasi mülahazalar öylesine fütursuzluk içerisine girmiş ki; "karnından" konuşmanın ötesinde, icraat üretmiyor.
Bu sistem "değişmediği" müddetçe mevzuu hep aynı trendde "tartışılır durulur?"
Eğer demokratik bir hal çaresi arıyorsak…
Bunun tek yolu var.
"O da parti tabanının ve seçmenin belirleyici olmasını" sağlayacak yasal bir düzenlemenin, var edilmesidir.
***
Yoksa.
Küskünüm,
Değilim,
Kırgınım,
Saygılıyım,
İtirazım var,
Kabulümdür.
"İkiyüzlü" siyaset hep bukalemun karakterler üretir ki…
Şu an Türkiye'nin en büyük siyasi tahribatı bu "karakterlerin" hızla üreme göstermesidir.
Hayırlı cumalar.