Dün…
Ofis Yeraltı esnafları aradı.
Tanıdık isimler…
Önce teşekkürlerini dile getirdiler…
Sağ olun…
Haber yaptınız. Sorunumuza eğildiniz.
Belediye de lütfetti…
Gelip Ofis Alt geçidini; "çöplükten" temizledi..
***
Ama sadece…
Çöpleri aldı, bir iki süpürgeyle temizledi..
Başka da yok…
Bizim istemimiz…
Ki, burayı kullanan vatandaşların da beklentisi…
Altgeçidin…
Onarım ve bakımının yapılması…
Boyansın…
Elektrik aksamları onarılsın…
Aydınlatılması yapılsın…
***
Yoksa…
Hiç kimse, o karanlık tüneli kullanmaz.
Korkar..
Bir süre sonra, tekrar "bağımlıların" mekanı olur..
Çöplükten..
İnsan pisliğinden geçilmez hale gelir..
Bir de..
Güvenliğin sağlanmasını istiyoruz…
***
Ofis Yeraltı esnafının istemi ve teşekkürü bu yönde..
Biz de buradan;
Bir kez daha Büyükşehir Belediyesi Yetkililerine seslenelim..
Esnafın teşekkürü var..
Ama yapılan "eksik" ve o eksikliğin de giderilmesi isteniliyor..
Ofis alt geçit…
Karanlığa mahkûm edilmesin…
Aydınlığa kavuşsun…
***
Tabi bu vesileyle…
Ki daha önce çok şikayet aldığım bir yer altı geçidi daha var..
O da, İstasyon alt geçidi…
Buranın akıbetinin de, Ofis Altgeçidi olduğuna dair…
El değişmişken.
Buranın da, temizlikten, genel bakımına kadar gözden geçirilmesi gerekmez mi?
Sayın Gültan Kışanak sizce..
***
Ofis Yeraltı Esnafının…
Genel bir isteği de..
Sur esnafı kadar olmazsa da; kendileri de..
Ki Diyarbakır esnafı "genel itibariyle", yaşanan hendek ve barikat teröründen zarar gördü.
Devlet-i Âliye tarafından yaratılan imkânlardan…
Kendilerinin de; kısm-i olarak yararlandırılmasını istiyor..
Aslında komple bir, "esnaf" nezdinde afet bölgesinin ilanı şart deniliyor…
Haksız da değiller…
***
Siyasilerin…
Seçilmişlerin…
Atanmışların…
Gelen giden ilgili makamların da…
Bu istemi mevcudiyet içerisinde; "not etmeleri"
Pek tabi ki, değerlendirmeleri bekleniyor…
***
Altan Tan'ı dinlerken…
Ne diyor…
İvedi bir şekilde;
İçeride yaşanılan "iç kavga ve çatışmadan",
Dış dünyada oluşan; "izole" operasyonundan kurtulması gerekir…
Yani; "İç ve dış barışa" mecburuz…
***
Çağrısı var…
"Türkiye, tekrar, acilen 2013 şartlarına dönmelidir"
HDP'nin,
PKK'nın ortaya koyduğu "şiddet, terör ve gerilim" siyasetine rağmen…
Tan…
"PKK'nın kayıtsız, şartsız silahlarını susturması,
2013 Nevruzunda Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda,
Silahlı güçlerini Türkiye dışına çıkarması ve silahla hak arama şekline son vermesi gerekir."
***
Hükümete de mesajı…
"Hükümetin de atması gereken bütün adımları atması,
Diyalogları,
Görüşmeleri,
Demokratikleşmeyi,
Yeni anayasanın içine koyarak sonuçlandırması gerekir"
Eğer bu yapılmazsa…
O zaman diyor…
"Hep birlikte bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete"
Yani…
"Gidişat hayırlı bir gidiş değil"
***
Tan'ın bu çıkışına…
HDP'liler…
PKK'lılar…
Yani "siyasi noktada" bulunduğu cenah ne der?
Ama… Tan'ın bu çıkışı..
Birçok kesim için; çok şey ifade ediyor…
Ama birçok kesim için de; hiç anlam teşkil etmiyor…
***
Çünkü öylesine bir girdaptayız ki..
Ya tarafsız, ya bertaraf…
Orta yol yok..
Ki bu her kesim, her taraf için geçerli bir hale geldi..
İşte asıl sıkıntı bu..
Ya söylersem; "mahallem" beni kapı önüne koyar mı?..
Biraz daha cesaret..
***
Şunu da iyi okumalıyız..
Özellikle;
Kürtlerin siyaset yapma hakkını gasp eden,
Küresel,
Ve Ortadoğu'daki vesayete "güç veren",
Kürtleri,
Kürtlerin değerlerini mevcudiyete "kurban" eden…
***
Vekâlet savaşını,
Kürtlerin "yaşam" alanlarına taşıyan,
Çözüm varken,
Barışa yol alınırken "şiddeti ve terörün" silahına sarılmayı yeğleyen zihniyet…
Mevcut yapıdan;
Arınmadıkça, tasfiye edilmedikçe, "alınacak" mesafe, söylenecek sözün kıymet-i harbiyesi olmaz..
***
Eee…
Ne diyoruz; "terör tehdidi" bertaraf edilmeli..
Ama birileri de hesap vermeli…
Yakanında, yaktıranın da..
Ölenin de, öldürenin de..
Şehirleri yaşanılmaz kılanın da; "yanında" yaptığı kar kalmamalı…
Lakin inkârcı ve despotiğe "boyun" eğilmez.
Çünkü, hal-i hazırdaki seyir; Kürtlerin demokratik hakları veya statüsü için değil..
Birilerinin nam-ı hesabınadır..
İşte bu resimle;
Çözüm sürecine,
Geliştirilmesi gereken diyaloga bakılmalı…
Cumanımız mübarek olsun…