Zaman içerisinde sıkça telaffuz ederiz.
Çünkü "derin" anlam içeren bir deyişti.
Özellikle de; "geleceğe" ilişkin söyleriz.
Ortaya "konulan" bir tahmine yönelik.
"Fala kanma, falsız da kalma" diye.
Seçimlere "has" organize edilen anketleri de; bu minvalde hep görüyorum.
Ve "sonuca" göre değerlendiriyorum.
***
Şunu da açıkça ifade edeyim.
Hiç bir zaman "seçimlere" ilişkin anket sonuçları bende "tam" güven oluşturmuş değil.
Ama şu vardır; olabilecekler "noktasında" fikir geliştirmeye vesile olmuştur.
Bu anlamda "haftanın" ilk gününde "seçim analizine" odaklanmak istedim.
Her ne kadar; "hafta sonu", siyasi anlamda hareketlilik geliştirdiyse de.
DTP, Tunceli ve Bingöl, Şanlıurfa'da "miting" gibi gösterilerde bulunduysa.
AK Parti Diyarbakır'da "seçim bürosu" serisine devam ettiyse de..
Gündem "istenilen" hareketliliği arz etmiyordu.
Bu nedenle de; "analize" odaklandım.
Nitekim Diyarbakır Söz'ün cumartesi günkü manşeti "Kale düşecek mi"? idi.
Manşet haber tanınmış bir araştırma şirketinin Diyarbakır'la alakalı "yaptığı" anketi içeriyordu.
"Kime oy vereceksiniz?" sorusuna, Diyarbakır ahalisinin verdiği cevaplar yer alıyordu.
***
Evet.
Anketin sonucuna yönelmeden önce "geçmişteki" seçim sonuçlarını biraz dikkate alalım.
2002, 2004 ila 2007 "seçimlerinde", hangi parti "kaç" oy aldı. Kim "seçim zaferinde" ipi göğüsledi.
Kim ne yaptı, kazanç hanesinde "ne vardı?".
Ona bi bakalım. Tabi önce "geneli"
2002 seçimlerinde Diyarbakır İl Genelinde AK Partinin aldığı "oy" oranı 67.298.
Demokratik Toplum Partisinin "oy" oranı ise; nerdeyse "dört" katı kadar.
Yani 236 bin 689 kişi o gün için DTP'ye "oy vermiş".
22 Temmuz 2007'ye baktığımızda; "durum" çok farklı.
DTP'nin "kaybı" yüksek, AK Parti'nin "kazanımı da" bir o kadar yüksek.
AK Parti'nin oy potansiyelini 2002 yılına göre "üç kat" artırarak 189 bin 707'e çıkardığını görüyoruz.
Tabi aynı dönemde; DTP yüzde 20'lik bir oy kaybıyla 236 bin 689'dan, 199 bin 663'e iniyor.
***
Genel'den yerele geldiğimizde; "farklı" bir durum burada da söz konusu değil.
Düşüş ve artış "aynı" istikamette.
Şöyle ki;
2004 tarihindeki yerel seçimlerde Diyarbakır şehir merkezindeki oy oranı AK Parti 41 bin 534.
Oyların yüzde 35'ini almış görünüyor.
22 Temmuz'da "kent merkezindeki" rakamı 68 bin 2007'e çıkıyor.
Demokratik Toplum Partisi ise; 2004'te 69 bin 287 oy aldığını görüyoruz.
Bu da oyların yüzde 58'ine tekabül ediyor.
2007'deki veri; 93 bin'e yükseliyor.
***
Ortaya çıkan bu tablo şunu göstermektedir;
Seçimlerin iki favori partisi DTP ile AK Parti "arasında" geçmişe oranla yüksek bir "uçurum" yok.
Yıllar "ilerledikçe" aradaki farkın "kapandığını" görüyoruz.
Bu da demektir ki; 29 Mart "seçimi"nin bir hayli çekişmeli ve çetin geçeceğini gösteriyor.
Ki; bunu da cumartesi günkü "yayımlanan", anketin sonucunda görüyoruz.
İki partinin "sandığa" bir aydan kısa bir süre kaldığı zaman dilimi içerisindeki "seçim" stratejileri ne olabilir? düşüncesine "yönelmeden" önce; anketin verilerini aktarmak istiyorum.
Ki; "gelecek" anlamında daha aydınlatıcı bir düşünce gelişebilsin.
***
İPSOS adlı şirketin Diyarbakır merkez, 4 ilçe ve 45 mahallede toplam bin 364 kişi ile yapılan bir anket.
İstatistikî hatanın yüzde 2,7 olarak belirtilen anketin sonucu şöyle:
Demokratik Toplum Partisi yüzde 41,5
AK Parti yüzde 30,2
Diğer partiler; 5,2
Kararsızlar; 14,6
Burda "Kararsızların" oranı bir hayli ciddi.
Kararsızlar ve "seçime" dahil olmayan partilerin "oy oranlarını", AK Parti ve DTP'ye dağılım yapıldığında; ortaya şu sonuç çıkıyor.
DTP'nin oy yüzdeliği 50,5'e, AK Parti'nin ise yüzde 39,3'e çıkıyor.
DP 1,6, MHP 1,9, CHP ise 1,3.
Ankette ilginç olan nokta da; "seçmenin" profili.
DTP'nin "seçmeni" genç kesimden.
AK Parti'nin ise; "orta yaş" kesiminden.
Evet.
Anketin sonucu, 2002, 2004 ve 2007 tarihindeki "seçim sonuçları" analize aldığımızda; "kapatılmayacak" bir fark görülmüyor.
***
Peki; şu kısa zaman dilimi içerisinde DTP için "farkı" açmak.
AK Parti için de "farkı" kapatma anlamında; geliştirilen "siyasi argümanlar" nedir?
'Kale düşürülebilinir mi, yoksa elde kalmaya devam mı edecek?
DTP'nin "seçim" aktivitesi az çok netleşti. 'Kale düşmez" diye!
Seçim mitinglerindeki ana eksen "AK Parti'nin Kürt Politikasıyla alakalı "çifte" uygulaması".
Ve bu politika üzerinden "Kürt sorunun" çözümüne ilişkin yaptırımları "dillendirmek"!
Ki bu noktada; DTP kurmayları "ciddi" söylemlerde bulunuyor.
Daha doğrusu "söylemleri" sertleştirerek.
Demokrasinin "iliğine" kadar; var olan "siyasi nizamını" kullanmaktadırlar.
Hem "sistemi" hem de yasaları "zorlayarak"!
AK Parti'nin "Kürt dili" açılımıyla gelişen TRT Şeş'in "samimiyetini", Ahmet Türk sınadı.
Meclis'te Parti grubundaki "konuşmasının" bir bölümünü Kürtçe yaptı.
Nitekim son iki günden buyana "seçim mitinglerinde" DTP, Kürt sorununun çözümünde gösterdiği "muhatap" adres var.
"PKK ve İmralı"
Çözümün "tarafları" diye.
Diğer kozları ise; AK Parti'nin Güneydoğu'ya ilişkin "ekonomik" yapılanmaya yönelik çabasında; istenileni "vermediği"!
Ve daha sayamayacağımız "onlarca" siyasi düşünce.
***
AK Parti'ye gelince.
DTP'yle arasındaki "farkı" aşağı çekme anlamında; "Hükümet" icraatlarına sarılmış vaziyette.
GAP, KOP ve DAP. KÖYDES, Sağlıkta Dönüşüm. Sosyal Destek.
Bölgede "ekonomik" rahatlamayı getirecek "organizasyonları" dillendirmekte.
Beri yanda; Diyarbakır'la alakalı "yapılması" düşünülen dosya içerisindeki projeler.
Tabi son bir hafta içerisinde, özellikle Başbakan'ın Bölge gezilerine "ilişkin", DTP'nin "sergilediği" tutum da siyasi malzeme.
"Şiddeti" körükleyen bir siyasetin güdüldüğünü öne sürerek, "toplumsal" korku yaratılmak istendiğini söylüyor.
Dün bunu "Suriçi" seçim bürosu açılışında AK Partililer telaffuz etti.
"Seçim elde ettikleri menfaatlerin sonu olacaktır. Çünkü Diyarbakır sokakları artık şiddete, baskıya dur diyor"
***
Sonuç itibariyle şunu ifade etmek istiyorum.
DTP ve AK Parti arasındaki "10 bin" civarında olan yüzde 10'luk fark "kapatılmaz" değildir.
DTP "farkı" açma noktasında bir hayli "zorlanacak"!
AK Parti ise "farkı" kapatma noktasında; çok yorulacak.
Ama sonucu değiştirecek etken; bence "iki tarafın da" ortaya zaman tüneli içerisinde ortaya koyduğu "ikircilikli" tavrı kabul etmeyen insanlar olacaktır. Çünkü onlarda oluşan "kuşku", sandığı sonuç şüphesine düşürecektir.
AK Parti de, DTP'de "ikircilikli" siyasi tavırdan; kaçınması gerekir.
Evet. 29 Mart akşamı ve sonrasındaki günlerde halkı nasıl bir ortamın bekleyeceği "merak" konusu.
Ancak demokrasinin ve Diyarbakır halkı için önemli olan yararına bir sonuç çıkması ve sürecin kavgasız, gürültüsüz ve terörsüz geçmesidir.
Huzurlu ve mutlu bir hafta dileğiyle.