Şu stadyumlarda yaşanan hallere bakın?.. Ve buna dair, alınan kararların gerekçelerinin muhtevası!!! Adına ırkçılık mı dersiniz, anarşi mi dersiniz, tribün terörü mü dersiniz; stadyumlarda vücut bulan hadiselere her ne derseniz deyin, yaşanan haller, toplumsal bir lanet içermektedir.. Ve tabi ki, kişiler, toplumlar, milletler ve ırklar noktasında da, bir insanlık suçu işlenmektedir?

***

Türkiye dahil, yer küresinin ekseriyetine baktığınızda; ırkçılıkla, fanatizmle, ideolojik saplantılarla mücadele edildiği, görülür, söylenir ve yaptırımlarda bulunulur.. Ama gel gör ki pratikte bir adımın atılmadığı, bir caydırıcılık durumun hasıl olmadığını görüyoruz, ki ırkçılık ve milliyetçilik artık siyasetin diktasıyla, yaşamın her alanında pik yapmış durumda Ülkelerdeki iktidar değişikliği de bunun göstergesi Ama gel gör ki, önleme noktasında her şey söylemde kalıyor.. Sonuç itibariyle, hadiseler sürekli tekerrür ediyor

***

İşte Amedspor, işte Diyarbekirspor!.. Ya da, Güneydoğu illerindeki bir çok futbol takımı başta olmak üzere.. Ya renklerinden, ya temsil ettikleri kentten, ya da isimlerine karşı oluşan alerjik bir tutum.. Pek tabi ki, batı illerindeki takımların, Doğu ve Güneydoğu illerine yansımaları da, aynı düşünce ve anlayışla, karşılık buluyor? Ne yazık ve ne hazindir ki; şoven, faşizan, ırkçı, ideolojik siyasi kutuplaşmayla hem takımlar, hem taraftarlar, birbirlerine hasım edilerek, kırdırılıyor.. Açık ve aleni şekilde düşman edilerek; futbolun o barışçıl, kaynaştırıcı ruhuna karşı tabiri caizse cinayet ve cinnet getirtiliyor

***

Ne futbol federasyonu, ne de illerdeki kurullar sorunu caydırıcılık noktasında çözüme odaklanmadıkları gibi, günübirlik mevzu ya da siyasi taassupla bakıyorlar Yasaklar, cezalar ve taraftar ambargolarıyla geçiştirmeye yönelmeleri denir ya, yaşanan kutuplaşma ve hizipleşmeyi daha bir körüklediği gibi, her şey kan davasına döndürülüyor Onun içindir ki, tribünlerde intikam tezahüratları sıkça dillendirilir hale gelindi?..

***

En vahimi de, futbol takımlarının isim ve renkleri üzerinde yaratılan Türk-Kürt kutuplaşması giderek, sokağa taşınmaktadır.. Salt tribünler değil.. Maç öncesi ve maç sonrasında vuku bulan, olaylar tüm kesimler açısından, kabul edilemez bir durum içermektedir.. Ve tüm bu olup bitenlere; hala da kafalarını kuma gömen yönetim ve idareciler kadar futbol federasyonu da söz konusu..

***

çünkü tribünler; kan revan içerisinde.. İnsanlar birbirini bıçaklıyor?.. Ki o kesici aletler nasıl stadyuma sokulabiliyor, o da ayrı bir muamma.. Sahaya atılan yabancı maddeler, patlayıcıların yarattığı tahribat.. Tribinlerdeki koltukların paramparça edilmesi, kim kime ne bulduysa fırlatması!.. Futbol değil, savaş arenası gibi.. Yani futbol dışında tribünde ve sahanın göbeğinde, her şey mübah şekilde sergileniyor, icra ediliyor

***

Yaşanan hal ve haller, ne Türkiyenin milli değerleriyle örtüşüyor, ne de millete ve halklara yakışıyor.. İnancımızın her türlü ırkçılığı ayaklar altına aldığı gerçeği karşısında, sporun, futbolun özü için sözde yapılanlar hiçbir şekilde tasvip edilmemesi gerektiği gibi; utanç verici, ayıplı bir haldir.. Laneti de, telini de şarttır

***

Ne diyoruz, spor her dalıyla bir bütünlük içerisinde, kardeşliği, birliği, dirliği, centilmenliği, saygıyı, sevgiyi, muhabbeti, bağrında tutarak yaşatır.. İnsanları birbirine yakınlaştırıp, kaynaştırır, kardeş haline getirir Ve en önemlisi de, fütursuzca, şuursuzca, insanlık suçunu işleten o ırkçı, dil, din ve renk üzerine inşa edilen ayırımcılığı, buldozer misali yok eder

***

Bırakın illeri, ilçeleri, bölgeleri, ülkeyi.. Ülke sınırlarını, denizleri, okyanusları aştırır; güzellikleri yaşatıp yakınlaştırır!.. Ama gel gör ki; siyasi ve ideolojik, ırkçı şoven anlayışın, zihnin cenderesine kapılarak tüm bu güzellikleri ortaya konulan anarşiye boğdurarak terörize ediyoruz İşte bundan dolayıdır ki; sporu ve özellikle futbolu keyif vermez, anlamsız kılan bir potaya soktuk Şu bahis çeteciliği de ayrı bir dert

***

Son bir kaç haftadır, ülkenin bir çok ilerinden gelen bu minvaldeki haberler, hiç de huzur verici değil.. İç açıcı olmadığı gibi; vahim ve korku yaratıcı sürecin de tetikleyicisi.. İşte, Amedsporun son maçları, gerek kendi sahasında ve gerekse deplasmanda yaşananlar, istenmeyen olaylar olarak karşımıza çıkıyor.. Her ne kadar al birini vur ötekine durum hasılsa da; bölgeye ırkçı bakış daha bir agresiflik içeriyor, bir de peşin hükümlülük var

***

Taraftara getirilen yasaklar.. Dile kolay, 6 yıl içerisindeki 130a yakın deplasman maçından sadece ve sadece iki maçı seyircili oynuyorsunuz.. Neden böylesi bir anlayışın cenderesinde futbol, mahkumiyet yaşıyor.. İsimden kaynaklı bir, istemezlük var.. O zaman demezler mi; niye tescillendi bu isim.. Kaç yıldır, liglerde?.. Ne diyoruz Amedspor, siyasi bir kurum değil sadece futbol takımıdır.. Onu siyasallaştıranlar ister kulübün bizatihi kendisi olsun, ister kulübe karşı alerji duyanlar olsun, taviz verilemez!..

***

Hep derim, her kim olursa olsun?.. Hangi gerekçeyle olursa da olsun, mazur görülemez, masumiyet karinesi içerisinde tutulamaz.. Ki bunu yapanlara da, bu ülkenin insanı olma noktasında ferdi diyemem, çühkü futbolu terörize eden ya da ettirme gayretinde olanlardır bunlar.. çünkü bu kadar açık ve net bir terörize eden ben bu ülkenin ve bu milletin ferdiyim diyemez.. Ne Türküm, ne de Kürdüm ya da başka bir ırktanım diyemez..!

***

Tabi futbol adına, bu anarşiyi körükleyenler gerçek taraftar, futbolcu, yönetici ve teknik adamlar da değiller, olamazlar, olmamalılardır da!.. Bu anarşiyi çıkaranlara karşı en tavizsiz ve caydırıcılık noktasında, katı ve tavizsiz tutum ve tavır, ile yasak getirilmelidir.? Ki, herkes ders-i ibret almalı Her kimin ağzından, tavrından, hal ve hareketinden futbolun ruhuna aykırı hal ve hareket icra edilmişse; ömür boyu men edilmeli.. Aksi halde, bu çirkinlikler sürer gider ve olan da ülkemize, milletimize, birlik ve dirliğimize ve futbolumuza olur...

***

GÜNÜN SÖZÜ

Güven bir ayna gibidir, bir kez çatladı mı hep çizik gösterir