GARİP HALLER YAŞANIYOR?!…
Eklenme: 10/24/2022 12:00:00 AM

Ne yazık ki, öyle böyle değil bu yaşanan haller!.. Tuhaf mı, tuhaf, garabet mi, garabet, ucube mi, ucube, zihin yorucu mu yorucu!!.. İtici mi itici, öfkelendiren mi öfkelendiren?!.. Doğurdukları etki ise; travmatik hali dikte ediyor, ahaliye!.. Toplumsal bir dengesizliğin ruh haliyle ülkenin siyasi hayatı da, siyaset üreticiler de ve bizatihi ahali de, aynı trend içerisinde, saldırganlaştıkça saldırganlaşıyor! Boşuna söylenmiş söz değil, üzüm üzüme baka baka kararır misali.. Bizimkisi de, böyle bir haldir yaşanıp gidiliyor..

***

İktidarı devirmek muhalefeti iktidar yapmak?.. Ya da, iktidarın devamlılığını sağlamak, muhalefeti beterin beteri haline getirmek!.. İki eksenli mevzuya odaklanıp, tartışmanın ateşi gürleştirilirken, karar kılıcı olarak, milli iradeyi yani sandığa giden seçmenin hür tercihini değil, dış ülkelerin liderlerinin tercihlerine odaklanıp, görecek kadar gafletleşmenin cenderesinde bulunuyoruz.. Yoksa, iktidar yanlıları ile iktidar muhalifleri; dışarıya laf yetiştirme ve medet umma hali içerisinde olurlar mıydı?

***

Neymiş; Şu Putin var ya şu Putin.. 2023 seçimlerini Erdoğana kazandırmak için, enva-i organizasyonla, prim verip, destek sağlıyor?!.. Seçimi kazandırırsa, Putin kazandıracak?!..

***

Neymiş; Şu Biden var ya şu Biden.. 2023 seçimlerinde Erdoğanı iktidardan devirmek için, enva-i organizasyonlar, kumpaslar, itibar suikastleri yapıyor.. Muhalefete seçimi kazandırırsa, Biden kazandıracak?..

***

İşte bu iki taraf var ya!.. Onların unuttuğu bir hakikat vardır.. O da, Milli iradenin tecellisiyle sivil iktidarlar iş başına ancak gelebilir?.. Yoksa, diğer şekli vesayettir, darbedir, post modern anlayışın, tahakkümüdür!.. çok partili sisteme geçildiği tarih itibariyle; hep böyle oldu, olmuştur!!!

***

Onun için, bu ülkenin seçmeni Ne Putine, ne Bidene ve ne de bir başka elin bilmem neyine, meyil vermez, telkinine de, tavsiyesine de hele ki, operasyonel örgütlerin baskılarına da, gelmez prim de vermez!.. Hala mı anlamamışsınız!?.. Ee kendi milletinden bi haberdar olana, gaflet uykusu tatlı gelir?!..

***

Gel gelelim, 20 yıldır soluksuz girdiği her seçimi kazanan bir iktidar var karşınızda!.. Ve bugün bile, iktidar olabilme adına, mevcut muhalefetten, 70 yıldır iktidar yüzü görmeyen ana muhalefet partisi konumundaki CHPden daha aktif, daha istekli ve daha bir iddialı stratejilerle mücadele veriyor.. Yani, azmeden kazanır demiyor muyuz?! Garip olan, kedinin ciğere mundar kesilmesine dair siyasi duruşların var olması!?..

***

HAMBURGER SİYASETİ

Şu altılı masa ekseninde, hakikatten çok ama çok garip haller, itişme, kalkışma, laf sokmalar yaşanıyor da yaşanıyor?.. Ahali, Kılıçdaroğlunun ABD ziyaretine, İyi Partinin yollara düşüp, Okyanus ötesine karşı hamle yapmasının; sırrını ve ilişkilerini, bağlantılarını çözmeye çalışırken, gündeme birden, işin ciddiyetine limon sıkan bir hamburger siyaseti düştü

***

Düşüren, yine altılı masanın koca cüsseli bir üyesi!.. ABDye giden İyi Parti heyetinin Başkanı.? Ki Akşenerin de Yardımcısıdır, Ahmet Erozan.. Malum, Kılıçdaroğlu yolda hamburger yedik dedi ya, ABD ziyareti esnasında.. Tabi Erdoğana laf yetiştirme adına bunu dedi.. İşte Erozan da ABDye yetişir yetişmez, Biz ABDye hamburger yemeye gelmedik? lafını döktürdü ağzından

***

Gel de bu laf kime de sorma? Bu laf Kılıçdaroğluna fena geldi.. Nitekim, gündem oldu, üzerinde hayli konuşulup tartışıldı.. Eee hamburger yedik diyen Kılıçdaroğlu, biz hamburger yemeye gelmedik diyen Erozan.. Sorgulanan; Altılı masada yer alan bir partinin üyesi, nasıl olur da böyle der?.. Sonrası, her lafın nereye gideceğini bilmede mahir olan Erozan, kendini tekzip etme durumuna düşmesi.. Söylediğini yaladı, topu taca attı.. Maksadım. Kılıçdaroğlu değil, Erdoğan.. O da nasıl oluyorsa?!

***

Neyse, gördük ki, siyasetteki duayenlik lafın ve şakanın vuracağı yeri de iyi bilmek gerekiyormuş?!.. Eee; ABD ziyaretine böylesine itibarsızlaştırmayla, hamburger siyasetine boğdurmak, kabul değil, olamaz da?!.. Ne diyorduk, ah ki ah şu muhalefetin muhaliflikteki siyasi dağınıklığı?..

***

FAKIBABA İSTİFASI

Siyaseti gerilimler üzerine kurgulu olan Eşref Fakıbaba bir çıkış yaptı.. AK Partiden istifa etti.? Bir adım daha ileriye giderek, Şanlıurfa Milletvekilliğinden de istifa etti.. Önceki gün, Meclise kendi el yazısıyla; görülen lüzum üzerine deyip, dilekçeyi verdi; artık yokum diye!

***

İyi partiye Türkiyenin siyasi hayatında ender bir tavır ve çıkış Fakıbabanın.. Prensip, takdir gördü.. Ama, gider ayak parti içerisindeki kişisel çekişmelerini vahim suçlama içeren iddialarla, dile getirmesi; özellikle Şanlıurfa merkezli şu sorgulamayı ikmale getirmedi değil?..

***

Yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık dedin nerde belgesi.. Cinayet, tehdit, şantaj dedin nerde belgesi!.. Beni tehdit ediyorlar dedin, kim bu tehdit edenler?!.. Evet, AK Partililer Fakıbabanın bu çıkışıyla topyekün zan altındalar.. Yani ortada, tuhaf ve garip bir suç işleme var..! Şanlıurfanın defteri açılmalı, ama iki yönlü husumetli.?!..


***

SAADET KONGRESİ

30 Ekimde kongre var.. Pek parti geleneğinde olmayan bir hal, gelişti.. Temel Karamollaoğluna rakip aday çıktı Prof. Dr. Mete Gündoğan.. Adaylığını, duyurması Milli Görüşte yankı bulurken, Karamollaoğlu kesin gidici, fikri ağırlık kazandı..

***

Ama ne hikmetse, Gündoğan geri adım atarak, çekildi.. Ne deniliyor, eğer ki yönetim değişseydi, Karamollaoğlu liderlik koltuğundan kalkmış olsaydı, Altılı masada, Saadet olmazdı?!.. Hükümete meyil verilirdi İşin garip ve tuhaf tarafı, Gündoğanın çekilmesiyle alakalı tek bir laf etmeyişi.. İş gizemli, ama kafalardaki soru şu, yine bir dış müdahale mi oldu.? Başka izah var mı?!

***

ERDOĞAN KİMİ RAKİP İSTİYOR?!

Denir ya, hal-i alem orta yerde!.. Resim ve çıkışlar, hodri meydanlar her şeyi, açıkça ifade ediyor.. Erdoğan kendisine rakip olarak, Kılıçdaroğlunu istiyor

***

Altılı masa istese de istemese de, CHP kendi içinde, iki kutuba ayrılırsa ayrılsın, içteki ve dıştaki tüm müdahaleler iki eksenle, Kılıçdaroğluna yaklaşım gösterirse göstersin, Erdoğanın güreşmek istediği isim Kılıçdaroğlu?

***

Tabi, Kılıçdaroğlunda bir cesaret fakirliği var.. Yahu, Erdoğan, halk deyimiyle, Kasımpaşalı ifadesiyle sana diyor ki; Erkeksen çık karşıma, aday ol?.. Peki Kılıçdaroğlu ne yanıt veriyor; çık karşıma, televizyonda tartışalım?. Siyasetin basiretsizleştiği hali ortaya koyan ne tuhaf bir şey değil mi?

***

CHPNİN KİMYASI BOZULDU!

Şu; TSK kimyasal silah kullandı iddiası mı, iftirası mı, algı üretmeye yönelik provokasyon mu, yoksa başka bir amaç mı güdülüyor noktasında, çok konuşulup, tartışılıyor mevzuu!.. Hala da, konuşuluyor?.. Görünen o ki çok konuşulacak.. Tabi her iddia, iddianın sahibi tarafından iddianın ispatı gerekli.. Ve her iddia da, gözardı edilmemeli.. Ve tabi ki, laf edenin de kim olduğuna bakılır.. Tabi işin siyasi seyrinde, iddia CHPnin kimyasını bozar bir noktaya geldi diyebilirim!!

***

CHPnin başındaki zat mevzudan haberdar mı değil mi bilemiyorum!!?.. Ama şu düşünce beyinleri kemirir, Kemal bey, ABDden yeni geldi, gelir gelmez de kimyasal silah iftirası gündeme geldiTesadüf mü, yoksa danışıklı dövüş mü? Mevcutlu hal, Kemal beyi şaibe altında bırakmaz mı?!.. Hele ki, 8 saat gibi bir kayıpla, suçlanıp boğuşmanın içerisinde bulunurken

Daha açık bir ifadeyle, iddiayı gündeme getirme talimatı Bidenden mi geldi demezler mi?! Derler ve üzerinde çok şey söylerler.. Tabi işin bir de, parti ilkelerine gelen tezat hali var.. TSKyi kutsayan bir parti konumundan, TSKyi suçlayan parti konumuna düşmek.. Ve atılan bu iftiranın, hem partide hem de altılı masada; çifte tepki görmesi, kendilerinin de ketum takılmaları, sorgulanıyor.

***

Nitekim gözler kendisinde!.. İddiayı Meclise getirip, soru önergesi veren Sezgin Tanrıkuluna bir yaptırımı olacak mı, yoksa aferin mi çeker?.. Ki Tanrıkuluna destek veren Canan Kaftancıoğluna iki kelamı olacak mı? Kız sen ne yapıyorsun, koltuğuma mı göz diktin, yoksa helal kızıl Kaftancıoğlu mu diyecek?..

***

Vaziyet bilinmezliği içeriyor.. Bir saniye belki de adam tüm bu olup-biten mevzulardan bi haberdar Bakar mısınız, seçim işleriyle çok ama çok meşgul?Yoğunluğu var.. Olmasaydı, muhakkak ki iki lafı olurdu?.. Sakın mevzu boyunu aşıyor demeyin?!.. Sizce aşıyor mu? Garip ve tuhaf bir durum

***

TABİPLER BİRLİĞİ..

Gündemleştiği mevzuya girmiyorum!. Ama, isminin başındaki Türk kelimesine takıldım.. yıllardır söylem, eylem ve kimlik tanımı noktasında, polemik üretici.. Onun için, şart mı Tabipler Birliğinin başına Türk ifadesinin konulması!.. Bence, gerekli değil Kaldı ki, hal-i hazırda yakıştıran da yok!..

***

Baksanıza, Kimyasal Silah Kullanımıyla alakalı PKKnın iddiasına destek verip, arka çıkmasına, hatta yayın organlarına bağlanıp siyasi mülahaza edilmesine rağmen, yayın organlarının tümünde, Tabipler Birliği ifadesi kullanılıyor.. Kimse, Türk Tabipler Birliği demiyor.. Aynı noktada, Avrupadaki yandaş yayın organları da bu ifadeyi kullanıyor..

***

Evet biz niye; bu kadar ısrarcı ve kullanıcısı oluyoruz!.. Kullanmayalım.. Kullanıldığı içindir ki; bazı aykırı beyanlar ahalide alerji yaratıyor.. Baksanıza, 16 İlin Başkanı, Başkanları Şebnem Fincancı Korura bayrak açtı; bizim adımıza konuşamazsın, Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanmış olabilir cümlesini kuramazsın!.. Sizce

***

GÜNÜN SÖZÜ

Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok, hayret!

Failed to load the video