GENÇ'İN MAŞALLAHI VAR!
Eklenme: 11/20/2009 12:00:00 AM

Hani bir söz vardır ya; 'gerçekler' gün ışığına çıktığında söyleniriz. Ya da yalan-dolanla hadiselerin üzerini örtenlerin deşifre olması esnasında deriz; 'Kep düştü, kel göründü' diye! İşte CHP'li Onur Öymen'in mevzusu da aynı bi minvalde cereyan etti. 'Dersimde Analar Ağlamadı ki?' sözü; gerçek yüzünü gösterdi. Tabi bu salt 'kendisiyle' alakalı değil; CHP'nin 'savunma' zihniyeti ve Baykal'ın 'sırt sıvazlaması'! Evet! Maske çok ciddi bir şekilde; deşifre oldu.

***

Aslında Öymen'le gelişen Dersim tartışması hayra da vesile oldu. Özellikle siyasi anlamda. Çünkü yıllardır Alevilerin ve Dersim ahalisinin siyasi rantını tüketenlerin 'maskesi' düştü. Düşünebiliyor musunuz? Kurucusu Atatürk olan CHP'ye yıllardır gönül veren Alevilerin. Ve Dersim umumiyetinin 'düştüğü' hale? Bel bağladığı; siyasi düşüncenin yaptığına. Bilirsiniz Tunceli Milletvekili Kamer Genç'i. Birçoğumuz onu 'Çiçek Sulamadan geliyorum' hadisesiyle tanırız. Meclis'teki 'ateşli' saldırılarından çok!

**

Bakın onun için de; 'Kep düştü, kel göründü' diyebiliriz. Şöyle ki; Önceki gece Uğur Dündar'ın 'haber bülteninde' konuktu. Öymen'in 'Dersim' söylemini konuşuyordu. Dahası Dündar'ın 'ısmarlama' sorularına cevap veriyordu. İzleyenler bilir, izlemeyenlere de hatırlatayım. Dersim Katliamı için 'öyle' bir anlatım gerçekleştirdi ki; Methiyelerin de ötesinde. Ağzından bal(!) mı, kan mı dökülürcesine; şöyle diyordu: 'Devlet hukuk düzeni tesis etmek isterken istenmeyen bazı hadiseler oldu?' Yani orada yapılan-edilen 'meşru'!

***

İlk etapta 'bu ani değişimi' algılayamadım. Siyasal İktidar'a karşı 'kini' olduğu içindir bu tavrı koyuyor dedim. Çünkü kişilik anlamda çok çabuk her türlü coğrafik ortama uyum sağlayan biri olması münasebetiyle; yadırgamadım. Ancak dakikalar ilerledikçe; 'çaktım', Meclisin haşarı ismi olan Bağımsız Milletvekili Genç'in neden böyle yaptığını. Dündar'ın 'CHP'ye katılır mısın?' sorusu; maskeyi düşürdü. Cevabına gelince! 'Halka sorarım, destek verirlerse katılırım' Sen neymişsin be Genç ağabey! Düşünebiliyor musunuz 'siyasetin' ne kadar 'ahlaki' bir yol haritasına sahip olmadığını. Dersimde 'halk sokağa' dökülmüş Öymen'e tepki göstermek için.

***

Yurdun dört bir yanından tepkiler yükseliyor. Yurtdışında 'kınamalar' yağıyor. Ve hala da 'ulu-orta' tatmin edici bir 'özür' ifadesi kullanılmamasına rağmen! Genç kendisine oy veren, onu yıllardır siyasi anlamda sırtında taşıyan Dersim halkına 'yüz çeviriyor'! Yaklaşan seçimde 'kapağı' bağımlı bir alana atabilmek için. Nasıl bir siyasi duruş bilemem? Baykal 'değişime' uyan sulu alanları pardon magazinsel programları benimseyen Genç'e kucak açacak mı? Gösterilen şirinliğine 'mükâfat' verilebilecek mi? Onu zaman gösterecek.

***

Ya Kemal Kılıçdaroğlu! Dersim Milletvekili. Hatta Öymenin 'o gafını' icra ettiğin gün, Dersimdeydi. Annesinin vefatından dolayı. İlk günler; 'tavır' koydu, hatta basına yansıyanı kadarıyla 'istifasını' istedi. Ama sonra! Yüz seksen derece dönüşle; hadiseyi dış dinamiklere bağlayıp 'çirkin tezgâh' elbisesini giydirdi. Ustadın dediği gibi; 'ufukta' seçim göründü. Yelkenler fora; gemi alabanda. Genç'in 'isteği', CHP'ye katılmak, Kılıçdaroğlu'nun da korkusu Öymen'in önünü kesmemesi. Bilirsiniz; siyasetin ne kadar ikiyüzlü olduğunu. Her an yeni bir yüz fırtınasıyla; bulunduğunuz yer elinizden alınır. Ki CHP bu alanda 'bilinmez' bir çatı.

***

Sonuç itibariyle; İnsanların çoluk, çocuk, kadın yaşlı denilmeden. Kısacası yediden yetmişe; 'insanların' katledildiği. Sorgusuz-sualsiz kurşuna dizdiği. Bir değil, yüzlerce insanın kanının akıtıldığı bir 'hadiseyi', küçümsemek. Ve ona meşruluk kazandırmak. Analar Ağlamadı deyip, 'örnek' göstermek. Hangi akla-mantığa sığar. Ne yazıktır ki bunu söyleyen, bunu tartışma konusu eden kişi de sözde 'diplomat'. Ve sözde 'medeni' biri. Ustadın dediği gibi; 'gereğini yerine getirmeyen' Öymen'e en güzel cevap; 'ona hitlerin bıyığını' layık görmek. Ya da Mussolininin çizmesini giydirmek hafifi. Ona en büyük ceza; ona arka çıkan zihniyeti 'demokrasinin' havuzunda boğmaktır. Dersimli ve dersimlinin yanında olduğunu söyleyen düşüncenin onuru ancak; bu onurlu tavırla bir kez daha yücelir.