Yine ırkçılık yine şovenist anlayışla; ülke ve millet gerilmek isteniyor!.. Yıllarca, Türk-Kürt üzerinde; en basit sıradan hadiseyi kimlik çatışmasına döndürmek istediler Ki hala aynı ihaneti, hainliği ve kalleşliği körükleyen var!
***
En tazesi, Orman yangınları Etnik/mezhebi temel üzerinden, tuzak kurdular Ki kaşıdılar.. Konyada, yılların birikimiyle gelen vahşetin da yaşanılır hale gelmesi; alevlendirdi
***
Şimdi; mülteciler üzerinden, ülkeye sığınan Suriyeliler, Afganlılar, Iraklılar, Pakistanlılar!.. Yani; iç çatışmalardan kaçıp, bir umutla ülkemize gelen, yabancı uyruklu vatandaşlar üzerinden; kaos oluşturma, gayreti içerisinde olanlar var! Ve bu kışkırtıcı hal; büyük bir tehlike çanlarını çaldırıyor!..
***
Altındağdaki, Şanlıurfadaki, İstanbuldaki, İzmirdeki, Antalya ve Mersinde, en sıradan, basit, kişiler arasındaki anlaşmazlık, uyuşmazlık bir anda, alevlendirilerek, çatışmaya dönüştürülüyor!.. Giderek de, körüklenmektedir! Potansiyeli yüksek bir kulvarı, ateşliyorlar!?..
***
Altındağdaki olay üzerinden, sosyal medyada yaratılan fırtınaya baktığımda!.. Her yönüyle, insanı, vicdani ve rahmani duyguların tar-ümar edildiğini, görmekteyim! Ve bu tehlikeli, kışkırtıcı, önü alınamaz bir yangına dönüşmeye doğru giden, olaylar silsilesi ne hazindir ki; iki yönlü prim almakta!
***
Bir kesim var ki!.. Özellikle siyasilerin kışkırtıcı, sularını keseriz, ekmeklerini vermeyiz, bunların ne işi var burada, hemen gönderelim, noktasındaki göçmen karşıtlığı rüzgarına, kapılanlar var!.. Sorgusuz, sualsiz, kayıtsız, şartsız sığınmacı düşmanı kesilmiş!
***
Daha vahi mi, sosyal medyanın bir tik toku var ki; her türlü ırkçılığı, şovenistliği, faşizanlığı öylesine dehşetli bir şekilde; körüklemektedir ki!.. Ne insani, ne vicdani ne de rahmani, duygu bırakmıyor.. Dehşet ve vahşet, körüğü!.. Hele ki, Afganlılara ait videolar var ki nerde çekildi, kim çekti bilinmezliğiyle; olaylara ateş ve benzin misali!
***
Bir değil, çok yönlü provokasyon ve komplolar içeren bu vidoların, çıkışları!.. Ve bu videolar üzerinden, teyide, araştırmaya ihtiyaç duymayan, halk deyimiyle sazan balığı gibi atlayıp, haber servisi yapanlar! Yazılı ve görsel medyanın bakıyorsunuz ki, manşetinde!
***
İşte bu noktada; aman ha aman önlem, tedbir, sağduyu şart.. Olaylara, göçmenlere, ülkemizde bulunan sığınmacılara yaklaşım ve bakış açımızda; insanı, vicdani ve rahmani olmamız gerekir!.. Maddi ve manevi endişelerin körüğüne bakılıp, hasıl kesilmeyelim!..
***
Şu da bir gerçektir! Ülkemizde son yıllarda ciddi bir düzensiz göç dalgası var!.. Ve bu göç dalgası da, anlamsız bir şekilde her geçen gün fırtınaya dönüşmektedir.. Dalga dalga gelişiyor!.. Eğer ki bir tepki, bir eleştiri, bir karşıtlık içerisine girmek istiyorsak, o da düzensiz göç karşıtlığıdır?..
***
Ki bu karşıtlığı ne kimse ırkçılık ve faşizan anlayışa, harmanlanabilir?.. Ne de, böylesi bir harmanlamayı yaparak, ateşle dört bir tarafı yakmaya yeltenmez! çünkü buradaki duruş düzensiz göçe karşı, çıkıştır.. Netice itibariyle; vicdan odur ki bakışınla, ikmal olsun!..
***
En önemlisi de, ırkçılığı kaşıyan, kaşıtan provokasyon ve komplolara pirim vermemek!.. Ve buna dair; önlemler almak gerekir! Ki görüyor ve biliyoruz ki,, şer yapıların el altındaki organizasyonuyla, Türkiyeye göçmenler üzerinden derin ve karanlık bir operasyon çekme gayretindedirler..
***
Afgan gençlerin akın akın Türkiyeye geldiği, infial oluşması için Afgan gençlerin sahile bayrak çektiği, Suriyelinin cinayet işlediği şeklindeki; haber ve yorumlar!.. Kışkırtıcılıkta sınır yok. Bu ırkçı dalgaya en son, siyasal iktidar ve Erdoğan karşılığı kişilerin de, katılım göstermesi! Yayımlanan bir bildiri var ki, Allah sizi bildiği gibi yapsın diye beddua etmemek elde değil..
***
Şu kışkırtıcı ve yalan tespitlerine bakarmısınız Nüfusumuzun büyük çoğunluğuna karşı, olası bir milis güç oluşturma hazırlığı olduğu... Ebe yuh yani! Yılların klişeleşmiş vesayetini, yeni bir yol seyriyle, iktidarı al aşağı etme gayretiyle, ortaya koyan, zihni ve fikri köleleşmişler?..
***
Önceki gün, Ercan Ezgi kardeşim, Göç ve Uyum Bakanlığı başlıklı bir makale kaleme aldı Ki yazısı, Millatın da manşetini oluşturdu.. Yerinde bir tespit ve öneri! Sorunların çözümü, yerinde müdahalesi noktasında, ivedilikle atılması gereken, ilk adım olarak görmek lazım!..
***
Evet, bu hamle elzemdir, büyükte bir ihtiyaçtır! çözüm üretici mekanizmadır?.. Netice itibariyle, Türkiye göçmen kampı değildir, olamaz, olmamalı!. İşte bu gerçekçilikle, Hükümet Ezgin kardeşimin, önerisine kulak vermelidir!
***
NE DİYOR ÖMER çELİK!...
AK Parti Sözcüsü Ömer çelik, Altındağda yaşanan olaylara şöyle diyor
Emirhan Yalçın kardeşimizin hayatını kaybettiği hadise hepimizi derinden üzmüştür.
Bu çok üzücü hadise üzerinden bazı provokasyonlar tertip edilmeye çalışılıyor.
Bu provokasyonların hedefi ülkemize ve insanımıza zarar vermektir.
Sığınmacı düşmanlığı yapan provokatörler ile sığınmacı kılığındaki provokatörler aynı şeyi hedefliyorlar.
Hepsi aynı madalyonun iki yüzüdür.
Ülkemize ve insanımıza zarar vermek istiyorlar..
Failleri etnik kimliği üzerinden tanımlayan ve toplulukları hedef gösterenler ülkemize zarar vermeye çalışan bir atmosfer oluşturmaya çalışıyorlar..
Millet olarak birliğimizi ve dirliğimizi hedef alan provokasyonlara karşı sağduyulu olmalıyız.
OKUR NOTU!
Bir önceki yazımda Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özere çağrıda bulunmuştum.. Siz de, gelen gideni aratan, bakanlardan olmayın?.. Milli Eğitime, yerli ve milli bir kimlik kazandırın Eğitim ve Öğretim müfredatını, milletin milli değerleriyle, örtüşen mevkutelerle donatım diye de, seslenmiştim!
***
İşte bu öneri ve isteklerime, okur not düşmüş! Diyor ki, Bakan Özer Fen Bilgisine neşter atsın çünkü, Fen Bilgisi kitaplarının dini inançları yok sayıyor.. Yaratıcıyı inkar ediyor Materyalist bir gözle, ateist bir bakış açısıyla, ele alıyor.. Bilgiyi kıfayetsizleştiriyor..
***
Yani özetle, Özerden beklenilen en önemli icraat, bilimi ateistlerin istismarından kurtarmak! Gençlerimiz ateizm ve deizmin pençesinden kurtarırsak, nesil salih amel sahibi olur!.. İmanlı ve inançlı gençliği ancak ilmi hikmetle birlikte yarınlara yetiştirebiliriz...
***
GÜNÜN SÖZÜ
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar.
HAYIRLI CUMALAR