Gökkuşağı!
Eklenme: 9/7/2013 12:00:00 AM

Maşallah.

Herkesin elinde "boya" kutusu.

Bir de fırçası.

Merdiven, cadde, sokak, yol, basamak ne varsa "boyuyor".

Renk deseni de "Gökkuşağı".

Tüm renkler!

Memlekete bak, rengrenk

***

Ha.

Bir de anlam yüklendirildi.

"Özgün düşüncenin" eseri.

Maşallah.

Malum.

Gezi Parkı sonrasında "yaratıcılık" hsıl oldu.

"Tepkisel" eylem icadı.

***

İyi, güzel de.

Her tepkinin; "demokratik" sorgusu yok mu?

Var.

O zaman, bu işin hikmeti.

Ve Özgün düşüncesi, neye dair?

Sahi.

Topluma endeksli mi?

Yoksa.

***

İşte bu yoksadır.

Haliyle;

Söylenecek söz "Haydaaaa".

Veyahut ta; "Hopallaaa" olmaz mı?

***

Velhasıl.

Nur topu bir "eylem" tur!

Bir de.

Ezbercilik-kopyacılık hsıl.

Biri ötekine bakarak, hareket ediyor.

Nitekim

Gezi'de olduğu gibi Gökkuşağı renkli "merdiven ve yol" halinde de durum aynı.

***

Şöyle ki.

İstanbul'da başladı.

Bugün ülkenin dört bir yanında.

Öyle ki.

Gece boyanıyor.

Sabah, "tinerle" siliniyor.

Eylemciye "iş".

Belediyelere de, "ekstra" uğraş çıktı

***

Ha buarada.

Belediyeler bugün-yarın yıllık bütçelerinde değişime giderlerse.

Hele ki; "Merdivenleri griye boyamak için, bütçe" ayarına giderse.

Sakın kimse, şaşırmasın.

Ve halkın paraları boşa gidiyor diye; "belediyelere ve başkanlara" yüklenmesin.

***

Anlayacağınız.

Ciddi manada "feraset" zihninden uzaklaşıyoruz.

Bu haliyle.

Kanayan birçok hadisemiz!

Ne yazık ki, "acınacak" noktada "magazinsel" bir kimlik kazanıyor.

Ki o zaman da tüm uğraşlar; gümbürtüye gidiyor.

Sizce!

***

Benden de "özgün" bir eylem türü.

Ama sorgulamak şartıyla.

Sizce.

Eldeki fırçayla.

Herkes.

Birbirini "gökkuşağındaki" renklerden biriyle boyarsa.

Sahi ülkedeki.

İnsanların hal-i pür melali "ne olur?"

Buyrun size;

Özgün, ferasetle yoğrulmuş cevap isteyen bir soru.

Haydi, cevap verin.

***

"Hayır" diyebilmek.

Sakın!

"Yaşam" kalitesini düşürmeyin!

Aman ha.

"Hayır" demek ya da olmaz demeyin.

***

Sakın.

"Bencillik olur?".

"Ayıp karşılanır?"

Ya da.

"Saygısızlık" arz-ı endam eder diye de düşünmeyin?

***

Sakın.

Hayırı" evetle, bütünleştirmeyin.

çünkü "sağlığınız" için zararlı.

Yani.

Hayır derseniz "yaşam" kaliteniz artar.

Hele ki, "stres" gibi yıkıcı bir haliyeti ruhiyet vaki iken.

***

Deniliyor ki.

Karşınızdaki kişi için; "hayır" ne anlam teşkil eder.

İstekleri var ise.

"Evettin karşısında "hayır"ınızda olsun.

çünkü.

Sizin "evettiniz karşınızdakinin yaşam seviyesini yükseltir.

***

Sizin için.

O evet "ayıplı" karşılığı varsa.

Ve siz de;

Bu nedenle "hayır" diyemiyorsanız.

O zaman; "sizin" yaşam kaliteniz düşmüştür...

İkilem bir durum.

***

Uzman değilim.

Hekim de!

Gün geçirmiş olmanın zihniyle.

Diyorum ki.

Hayır diyebilmenin de,

Evet diyebilmenin de öncü ilkesi vardır.

***

O da şudur.

"Altında" yatan sebeb!

"Net" ise.

Vereceğiniz karar "öz değer" taşımalı.

Bu da haliyle.

Stresinizi de, kaygılarınızı da.

"Sağlığı" etkileyen diğer aksiyonları da, "bertaraf" eder.

***

Onun için!

Siz siz olun.

Sağlığınızı sakın ola;

"Evet, ve hayır" ikilemin içerisine düştüğü cenderede boğdurmayın.

Yaşam kaliteniz.

İç huzurunuz.

Bilesiniz ki "inandığınız" yolun seyrindeki hakikatlerden geçer!

***

Dedik ya; 'feraset".

Evet.

Feraset sahibi olabilmek.

Buyrun size; "bu meyanda" bir fıkra.

Ama fıkramız, ülkemize özgü değil.

Uluslararası.

Okyanus ötesi yani.

Buyrun.

***

Kızılderililer sonbaharda yeni seçilen genç büyücüye gidip sorarlar:

Bu kış nasıl geçecek?

Modern dünyanın adetleriyle yetişmiş genç büyücü eskilerin sırlarını bilmediği için kışın nasıl geçeceği konusunda hiçbir fikre sahip değildir.

Ne olur ne olmaz diye işi sağlama almak ister:

"Bu kış sert geçecek!"

Sonra kendisi de merak edip meteorolojiyi arar:

Sizce bu kış nasıl geçecek?

Meteorolog "Sert geçecek gibi görünüyor" der.

Bu söz üzerine genç büyücü kabileye haber gönderir:

"Kış çok sert geçebilir."

Kabile tekrar odun toplamaya başlar.

***

Genç büyücü bir süre sonra meraklanıp meteorolojiyi yine arar:

Bir gelişme var mı, durum nedir?

Yetkili cevap verir:

Valla bu kış daha öncekilere benzemeyecek galiba. çok sert geçecek.

Genç büyücü kabileyi toplar:

"Daha çok odun toplayın, kış çok sert geliyor!".

Kabile ormana yayılır, harıl harıl odun toplamaya başlar.

Bir süre sonra büyücü meteorolojiyi tekrar arar.

Bir değişiklik var mı?

Yetkili "Valla ben böylesini görmedim. Feci bir kış geliyor" der.

Genç büyücü "Hayret!" der, "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?"

Meteorolog, biraz da endişeyle "Kızılderililer" der, "Harıl harıl odun topluyorlar. Hiç bu kadar toplamamışlardı."