Gündem ve hava; kavurucu!
Eklenme: 7/14/2012 12:00:00 AM

Vakti, zaman'da not almıştım!

"Eğer"

Diye başlayan, "hayat" ikmaline ilişkin, ders-i ibret, notlarını!

Bugün, Cumartesi!

Malum dışarıda hava hayli sıcak.

Kavurucu, mübarek!

Gölgede, 4045 dereceyi aştı.

Güneşte ise, 55'in üzerinde!

Nefes aldırmıyor.

***

Meteorolojiye göre,

Salı gününe kadar, "Afrika" sıcaklarını yaşayacağız.

Zaten sağlık uzmanları da uyarıyor; "aman dikkat" diye!

Diyarbakır.

Son yıllarda, "sulu tarım".

Ve sulanır arazilerin artmasıyla oluşan atmosferdeki nem oranı bir hayli yükseldi.

Nem.

Ve sıcak hava ciddi manada "ani ölümlere neden olabilir".

***

Tavsiye,

Gün içerisinde saat 10 ila 16.00 arasında, "zorunlu olmadıkça" dışarı çıkılmasın.

Buarada, bölgemize özgü, "dam palas" damdan düşmeleri de arttı.

D.Ü Hastaneler Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan, açıkladı.

Diyarbakır'da 349 kişi damdan düşmeden dolayı yaralanıp tedavi altına alındı.

Bunlardan 4'ü hayatını kaybetti.

Salt Diyarbakır ve kendi hastaneleriyle ilgili veri bu.

Bölgede, 3 binin üzerinde damdan düşen sayısı var.

***

Velhasıl,

Salı gününe kadar, Afrika sıcaklarıyla "kavrulacağız".

Tabi, Mübarek Ramazan-ı Şerif için de, meteoroloji "sevindirici" haberleri kısm-i veriyor.

Serinleyecek.

Ama bilahare yeniden, sıcaklar artacak.

Biliyorum.

Bir çok kişi de, şu duygu ve endişe hakim.

Ramazan-i Şerif'te ne yapacağız.

Uzun günler.

Ve kavurucu sıcaklar.

Diyebileceğimiz,

Allah'ü Teala, her daim "kuluna" yardımcı olduğu için.

Merak etmeyin.

O gücü ve sabrı pek tabi ki, bizlere "serinliği" bahşedecektir.

***

GERİLİMİN çANLARI çALIYOR?

Ve gel gelelim;

Diyarbakır'ın "sıcak gündemine".

Keskin, kavurucu ve yakıcı bir süreci ikmal ediyor!

BDP'nin "Öcalan'a Özgürlük" mitingi.

Malum, valilik belli gerekçeler sunarak, "yasakladı".

Şuan, iki eksende, "hizip" bir gerilim hkim.

Hele dün akşam saatlerinde,

Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak'ın "şok edici" açıklaması.

Dediğine göre;

Mitingde, "provokasyona" dayalı, katılanlara "silahla ateş açılacağına" ilişkin, PKK'nın Planı ortaya çıkarılmış.

Ve bu plana paralel olarak da çok sayıda silah ele geçirilmiş.

BDP ise, ısrarcı.

Demokratik bir hak, "özgürlük" mitingi!

***

Anlayacağınız,

Gerilimin "çanları" çalıyor.

Umut ediyoruz ki;

Bu gerilimde, "sağduyu ve aklıselim" hkim çıkar.

Olup-biten,

Pusuda bekleyen, yatan, kandan beslenen,

Kan akması için çaba gösteren,

Yer alttı ve yerüstü tüm şer yapıların, "hevesleri" kursağında kalsın.

Aksi takdirde;

Bilesiniz ki, akan kan, dökülecek gözyaşı, "bizdendir".

***

Ve;

"Eğer" diye başlayan, hayata dair ders-i ibret notlarına gelirsek!

Düşünür, şöyle kaleme almış, "o inci taneleri gibi değerli" sözcükleri!

Her biri, asırlar "yaşamışlığın" tecrübesine bedel!

Şöyle diyor:

***

Eğer çevrendekiler itidalini kaybedişte seni suçladığı zaman;

Sen soğukkanlılığını muhafaza et.

Eğer herkes senden şüphelendiği halde, sen onların bu şüphesini

Hoşgörü ile karşıla. Ve kendine olan güveni kaybetme.

Eğer bekleyebilir ve beklemekten usanmazsan!

Yahut senden nefret edilirse sen de nefretle karşılık verme!

Ve yine, ne çok iyi görünmeye çalışır, ne de çok bilgiçlik tasla.

***

Hayal kurabilirsin, fakat hayallerinin esiri olma!

Eğer düşüneceksin düşün, fakat düşüncelerinin kölesi olma.

Eğer zafer ve felaketle yüz yüze gelir isen bu iki sahtekrı da aynı olgunlukla karşıla.

Doğru olan sözlerinin hilekrlar tarafından ahmakları aldatacak bir tuzak haline getirilmesine tahammül etme.

Hayatını vakfettiğin şeylerin bir anda yıkılışını seyredebilir ve durup, yıpranmış aletlerle onu tekrar kurabilirsin.

***

Bütün kazançlarını bir hamlede şansın kucağına atıp kurban etme.

Yoksa yeni baştan "kazançlara" başlayacaksın ki elde etmen mümkün olur mu?

Ve kaybından ötürü hiç sesini çıkarmazsan. İlesin ki, 'iş işten" geçmiştir.

Kalbini, sinirlerini ve enerjini tekrar seferber edebilir!

Ya yine ulaşmaya çalışabilirsen sana: "dayan" diyen iradenden vaz geçme!

Başka hiçbir şeyin kalmadığı zaman dişini sıkmasını bilirsen,

Eğer cahillerle konuştuğun halde faziletlerini muhafaza edebilir,

Yahut krallarla dolaştığın halde gururlanıp benliğini kaybetmezsen,

***

Eğer ne dostlarının,

Ne de düşmanlarının sözleri seni incitmezse,

Eğer herkese kıymet verir,

Fakat kimseye fazla güvenmemeyi bilirsen,

Eğer her dakikanın altmış saniyesini faydalı olarak doldurabilirsen,

İşte o vakit, dünya da, içindeki her şey de senindir.

Sana denilecek olan da;

Adam gibi adamsın, yoksa "değilsin".

***

Ve.

Mehmet çobanoğlu isimli okurumdan gelen bir şiir.

Günler öncesi maille göndermişti.

Kısmen bugüneymiş.

Bakalım; "Savaşlara yok diyelim" isimli şiirinde bize neleri anlatmış.

Hep birlikte okuyup bir dinleyelim!

Söz, çobanoğlu'nda.

***

SAVAŞALARA YOK DİYELİM

Hep yürekten bir olalım, barışlara he diyelim,

Tanklar, toplar hiç olmasın, savaşlara yok diyelim,

Evlatlarımız ölmesin, vatan da mezar olmasın!

Anneler hiç ağlamasın, ordulara yok diyelim.

***

Gençler savaşa gitmeyin yüreklere sevgi dolsun,

Yaşama hep gönül verin Anadolu hayat dolsun

Atılan fişek, bombalar zenginlerin icadıdır.

Artık durun yeter deyin ülkemize barış dolsun.

***

Tanklar, toplar üretenler ülke size yar olmasın

Devlet olmuş karabulut fakat al güller solmasın,

Tüm insanlar hep kardeştir patron-ağalar kalmasın;

"Büyüt, besle asker eyle" bu sözlerde hiç olmasın

***

En büyük vatan özgürlük, en güzel duygu barıştır,

As olan mutlu yaşamdır, kötülük kin ve savaştır,

Akıllarda barış kalsın yüreklere neşe dolsun.

Hem Irak'ta hem Turan'da tüm insanlar hep kardeştir.

***

Tüm zalimler savaş ister, ordu kurar ordu besler,

Gençleri de asker eder tüm anneler barış bekler!

Ezilen halklara özgürlük bu dünyaya barış gelsin

Tank, top, silahları kırın, kardeşlik halklara yeter.