GÜNEYDOĞU KARARSIZ SEÇMEN!
Eklenme: 2/14/2017 12:00:00 AM

Hiç tartışmasız…

Ki anketler de bunu kısmi olarak ifade ediyor…

Sokak da…

Her görüştüğümüz, konuştuğumuz kişi de…

Referandum'a dair tercihte; "kararsız"…

Soruyor…

İki yönlü çifte soru başlıkla…

Diyor ki;

Kime ne için, neden "evet" diyeyim…

Kime ne için, neden "hayır" diyeyim…

***

Kafa karışık…

HDP'ye verilen…

Siyasi destek şansının; "heba" edilme hali…

Kandile odaklı…

Şiddete benimseyen "siyasetin" ortaya konulması…

Diğer tarafta "çukur siyasetinin" yarattığı kırılma…

***

Pek tabi ki…

Tüm bu gelişmelerin zıttı kulvarında yaşananlar.. "HDP-DBP'lilere yönelik" operasyon..

Gözaltı, tutuklama..

Yerel yönetimlerin görevden alınmaları…

Yeni soruşturmalar..

Yeni tahkikatların peş peşe gelme hali..

***

Beri yandan; kayyumlar..

Yeni atananların görev anlayışı…

Sosyal destek faaliyetleri…

Ekonomik gelişme.. İşçi çıkarmalar.. Yeni işçi alımları..

Projelerden söz edilmesi...

Ciddi bir beyin; "git gelleri" var…

***

Bu halet-i ruhiyenin yanında..

Birde, yıllar yılıdır var olan "vesayet" sistemi..

Ki bu vesayet sistemi..

Cumhuriyet tarihinden itibaren diyebiliriz ki..

En büyük mağduru; "Kürtlerdir.?"

Güneydoğu'da yaşayanlardır..

İnkarı, asimilasyonu!..

Şiddeti.. Kanı, gözyaşını, işkenceyi, ölümü…

Yargısız infazları.. Faili meçhulleri…

Yaşayan.. Yaşatılanlar oldu…

***

İktidarlar içerisinde!

Kürtler adına..

En demokratik adımları atan…

Kürt realitesini kabul eden…

Kamuda, sivil hayatta "serbestiyet" eşitlik merhaleleri kaydeden…

Çözüm süreci gibi, "hayati" bir projeyi ortaya koyabilen irade sahibi bir iktidar…

Her ne kadar!

Karşılıklı "samimiyetsizlikle" işler aksadıysa da…

***

İşte tüm bunlar!

Bölge insanı açısından…

Referandum için;

Evet mi, hayır mı "denilmesi" gerektiği hakikatinde; "kararsızlık" hâsıl…

Ki mevcut konjonktür de; "ikilem" üretici…

***

Sonuç itibariyle!

Kararsızları; "kararlı" hale getirmek…

Tercihte "taraf" edebilmek için…

AK Parti için ciddi ve gerçekçi bir samimiyet sınavının gerektiğini söylüyorum!

***

Eğer ki Ak Parti…

Oluşan kırılmayı, "kendi hanesine" çıkmak istiyorsa…

Evet’leri çoğaltmak istiyorsa…

Sahaya süreceği "siyasi aktörleri" iyi seçmeli…

Güven verici olunmalı…

Ve tabi ki…

Kürtler adına yarınlara dair…

Halklar ve haklar yönünde; "samimi vaatler" ortaya koymalıdır…

***

Ve mevcut vaki olan…

Sorunlara…

Özellikle, "çukur siyasetinin" yarattığı yıkıma dair…

Ötelemeyen… Geçiştirmeyen…

İvedi…

Çok ama çok hızlı; "sosyal devlet" olabilme ilkesini, "sahaya" sürmelidir…

Bunlar vücut bulursa…

İnanıyorum ki;

Evet'ler "bölgede tarihsel" bir patlama yapar…

***

Ama!

Önceki seçimlere benzer bir politika ortaya konulursa…

Değişen bir şey olmaz…

Var olan da; "elden" gider…

Çünkü oluşacak kanı…

Tıpkı, 7 Haziran ve 1 Kasım sonrası…

HDP için ortaya konulan tavır neyse…

Daha fazlası, AK Parti'ye gösterilir…

Ki bu durum…

Çok ama çok vahim; hadiselere de ikmal sağlar…

***

REFERANDUM GENÇLERİN ELİNDE?

Anketler! Birbiri ardına açıklanıyor…

Lakin… Verilerde "açık ara farklılık" arz-ı çok…

Uyuşmuyor… Bir iki puan, "firesi" olan pek nadir?

Kararsız çok… Çekimser çok…

Anayasanın muhtevasına "Fransız" olan çok…

Ya… Var olan "tercihsel" karar..

O da; iktidar yanlısı, ya da muhalefet yanlısı…

***

Tablo… Şunu söyletiyor..

Referandum'a dair…

Taraflar..

Öncelikle; "tercihsel" karara odaklanacak..

Seçmen;

Sandığa "neden" gidiyor?…

Evet'e "ne için" karar verecek..

Ya da, "hayır" demesini gerektiren nedir?

***

Bu noktada!

Ciddi ve hızlı bir; "ikna" stratejisi ortaya konulmalı…

Zaman kısa…

Ama, "ikna ve tercihe" yönlendirme, hayli zor..

Kafalar karışık…

Rejim mi değişiyor,

Yönetim sistemi mi değişiyor?

Tek adam mı?

Vesayetten kurtulma mı?

***

Ancak! Göz ardı edilen…

Pek konuşulmayan…

Üzerinde fikri mülahaza yapılmayan bir kesim var…

Yeni seçmen!

Genç neslin; "söz sahipliği"…

Gençler…

Ki ortalama 6-7 milyonluk bir "rakama" sahip…

***

Öyle ya!

Seçmen yaşı 18'e inecek…

Seçme ve seçilme; "hakkına" kavuşacak…

Yani; "genç beyinler" artık ülke yönetiminde "söz sahibi" olabilme şansını yakalamış olacak…

Diyorum ki…

Kararsızlar, çekimserler!

Her ne kadar; "sonuca" etki edici görünse de!

Referandumun kaderini bu kez; "gençler" belirleyecek…

***

Ve bu gençlik!

Ekseriyetiyle; Üniversiteli gençlik…

Düşleri olan..

Hayalleri olan..

Geleceğe dair hesap-kitap yapan onlar…

Yarınları, bugünden daha "kazanımlı" olmasını isteyen onlar…

***

Sorgulayacaklar...

Beni ben yapacak...

Beni benim yönetebileceğim…

Sosyal..

Siyasal..

Ekonomik..

Kültürel "varlığım" özümle birlikte yaşayabilecek…

Yaşatılmasında; "söz" sahibi olabileceğim…

***

Eğer ki; bu ülkenin evladıysam…

Vatan için...

Millet için...

Ülke için…

Canımı veriyorsam..

Alın terimle, "varlığına" güç sağlıyorsam…

Beynimle; zihnimle "bu ülkenin" evladıysam…

***

En önemlisi de!

16 Nisan'da; "geleceğim" oylanıyorsa…

Bir saniye…

Benimde diyeceklerim var; "diyecek"…

Ki diyecektir…

İşte bu benim de "diyeceklerim var" sorusuna; "taraflar" cevap vermeli..

"Evet" desin…

Ya da "Hayır'da" karar kılsın…

***

7 milyon bir seçmen…

Partisizlerse de!

Sandığa katılımları; "bir çok partiyi" geride bırakır..

Özü itibariyle! Diyeceğim o ki…

Referandum'da…

En çok odaklanılacak kesim; "gençlik" olmalı…

Planların da, stratejilerin de…

Söylemlerin de…

Miting sloganlarının da…

Liderlerin kuracakları cümlelerin de odağında; "gençlik" olmalı…

***

Pek tabi ki gençlikte…

Geleceğim oylanıyor…

Benim yarına dair "varlığım ve söz sahipliği" söz konusuyla…

Şunu kendisine demelidir…

"Ben bu sandığın, sahibiyim, savunucusuyum"…

Özümde sözümde; "geleceğe" dairdir…

Bunun için; "Evet" önemli…

Sandığa gitmek daha bir önem arz edici…

***