Dünden devam mı edelim?
Evet, edelim
Diyarbakır'da "güzel şeyler" oluyor.
Sosyal alanda,
Kültürel alanda,
Ekonomik alanda.
Ve tabi ki, "beşeriyet" kaynaşması alanında da!
***
En önemlisi de kurumlar arası "işbirliği".
Özellikle Valilik ve Belediye!
İki kurum şehrin tabiri caizse; "kalbi ve beyni".
Malumunuz üzre bilinen, ancak anlamsız olarak hep gördüğüm "soğukluk" birbirini tanınmama, zihniyeti!
Şehir için, hele ki yaşayanları için, vücutta hayli ariza-ı durumlar yarattı.
***
Kalkınmayı da,
Gelişmeyi de,
Birlikte var olmayı da "öteleyen" zihniyet körüğü icra edildi.
Vesayet misali.
Ama şimdi, hava değişti, vesayet kalktı.
Seçilmişte, atanmışta, net görmeye başladı hakikatleri.
Vesayetçi, ayrıştırıcı, "algı ve zihniyet" artık mazide kaldı.
***
Dedik ya, Diyarbakır'da güzel şeyler oluyor.
Daha da güzel şeyler olmaya da devam edecek.
çünkü o samimiyet, o hissiyat artık öncü.
Evet..
En taze güzel gelişme mi?
İşte, "Ortadoğu İnşaat" ve "Belediye İhtiyaçları" fuarları!
Dün, eş zamanlı iki fuarın açılışı yapıldı.
TUYAP'ın organizasyonuyla, normalleşen atmosferin de getirisi olarak.
***
Pek tabi ki,
Vali Mustafa Cahit Kıraç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın iştiraki!
Gurur verici ve daha bir anlam teşkil etti, birlikte yer almaları!
Ki bir hafta önce de, Tarım Fuarı vardı.
Aynı resmi ve diyalogu orda da gördük!
Bu da, "kent için ve yaşayanları için" aynı zamanda, "dışarıya" bakış açısı için de, hayli birleştirici!
***
Unutmadan.
Siz bu yazıyı okurken; "ikilinin" iade-i ziyareti olacak.
Malumuz üzre önceki gün Sayın eş başkanlar ziyaret etmişti, Valiliği.
Kışanak ve Fırat Anlı.
Bugün de Vali ve Emniyet Müdürü gidecek.
Vali Kıraç, yanında İl Emniyet Müdürü Halis Bögürcü'yle Belediye'yi ziyaret edecek.
"Hayırlı uğurlu olsun" diyecek!
***
Hep derim!
Ve birçok kez buradan eleştirilmişliğim olmuştur.
Diyarbakır'ın tüm bileşenler açısından "yapıcı kurumsal işbirliklere" ihtiyacı var.
Ki her daim ihtiyacı var buna.
çünkü "yılların tahribatıyla" alı konulduğu ve mesafe alması gereken yol var.
İvedi bir şekilde katedilmelidir!
***
Diyarbakır!
Jeopolitik kimliğiyle, 30 yıllık çatışmalı sürecin "en ağır" faturasını ödemiş bir kent.
Derin yaralara sahip.
Bunların tez elden, sarılması gerekir!
Şehir daha çağdaş, daha modern bir kimlik ve görünüme sahip olmalı.
Cazibesini artırmalıdır.
Yaşayanları da, iş, aş sahibi olmalı.
***
Fuarlar!
Elbette ki, "iktisadi" bir etkinliktir.
Yüzyıllardır da, devam ede gelen bir faaliyet.
Her ne kadar, Diyarbakır bu alanda, "yeni yeni" kendini göstermeye çalışıyorsa da.
Artık, rotayı büyütüyor.
Evet, ekonomik bir kazanım, "buluşma" açısından Fuarlar önemli.
***
Değinmek istediğim nokta Fuar'ın iktisadi sonucu değil.
çünkü, bu buluşmanın beşeri-sosyal ve zihinsel envanteri vardır
Aslında en büyük kazanım işte bu sonucun sirayet alanıdır.
Lakin Diyarbakır'ın buna ihtiyacı çok.
Takdir edilirse hiç bir sosyal faaliyet doğası gereği "hedeflenen" amaçla sınırlı kalmaz.
Dışa açılımı da var.
***
Ne demek derseniz?
Dışarıyla temas.
Farklı tecrübelerle etkileşmeye girmek.
Pek tabi ki, "onlardan" faydalanabilmek.
En önemlisi de "beşeri" iletişimle, sizin ve karşınızdakinin "algı" ölçeği!
Ki bu o atmosferin yaratacağı sinerciyle değer bulur.
***
Dün açılış sonrası fuarı şöyle bir turladım.
Yerli, yabancı "inşaat sektörü".
Ve tabi ki aynı zamanda Belediyeler.
Yurt içinden.
Yurt dışında çok sayıda katılımcı var.
Büyük bir farkındalıktır, aynı meyanda zenginliktir.
***
Gerek ziyaret edenlerin.
Gerek dışarda gelenlerin kentte yarattığı "sinerji"..
Hiç kuşkusuz ki, 7'den 70'e her kes ve kurum için, maddi ve manevi geri dönüşümü oldu.
Otelcisinden, Restorantına kadar.
Bir de ziyaretçilerin stantlardaki diyalogu!
Hele ki, "fuar" içerisinde yer alan kuruluşların kendi alanlarındaki, "iletişimleri" dikkate değer.
Aslında hepsi; Diyarbakır'ın hanesine "kazanç" yazmakta.
***
Tablo insana şunu söyletiyor.
İşte, güçlü bilgi.
Zihinsel, kazanım!
Elbette ki var olan gerçek de "bunun kalıcı" hale getirilmesi.
Yoksa ne demişler" bir gülle bahar olur mu?"
Olmaz...
***
Diyeceğim şudur.
Medeniyetlere beşiklik eden.
Tarihiyle, kültürüyle.
İktisadi alanlarıyla, "kadim bir şehir" olan Diyarbakır tüm bileşenleriyle kabuğunu kırmalı.
Kolektif olmalı.
Üzerindeki kara bulutları artık, dağıtmalı.
Ürküten. Hele ki, adı zikredildiğinde tedirginlik olarak ifade edilen kent olma imajını ve algıları değiştirmeli.
***
Onun için de, Dışa açılmalı.
İçe kapanık olmamalı.
Bu açılımla "şehre" insani sirkülasyonla yeni kazanımlar sağlamalıdır.
Dışa açık, gel-gitleri çok olan bir şehir ve tabi ki, yaşayanları hiç kuşkusuz ki özgüven üstünlüğüne de sahip olur.
Sürekli güçlenen bir yapı kimliğiyle hep kazanır.
Kaybeden olmaz.
***
Sonuç itibariyle!
Bu alandaki tüm aktiviteler değerlidir.
Bileşenler ve bu yapıları ikmale getirenler.
Hele ki, Diyarbakır ahalisi, şunu iyi analiz etmelidir.
Ayırımsız!.
Belediyenin, Valiliğin veya Sivil Toplum örgütlerinin.
Veyahut ta başka bir kurum!
Şu veya bu demeyecek.
***
Velhasıl.
İcra edilen "her türlü" çalışma, hem insanımıza hem de iktisadi bazda işlerimize "değer" katmaktadır.
Onun için, sahiplenmeliyiz, bel çıkmalıyız!
Maddi ve Manevi "güç birliğiyle" ona katma değer olmalıyız!
Muhakkak ki herkes payına bir şeyler nasiplenir!
Büyükşehirlerin ruhu medeniyet ile olur, bu medeniyetlerin mimarı da işbirliğidir.
Sizce de öyle değil mi?
Hayırlı cumalar.