Dün iki mevzu bana intikal edince, hadi ya söze girip, tepki verdim.. Birincisine, bu kentin sahipsizliğine, kurumların da politize oluşup, çıkar odaklı işlediğine, ikincisini de; hepsi iş bitene kadar mı dedirtti..
***
BİRİNCİ MEVZU Karamanın Koyunu sonra çıkan oyunu dedirten, uygulamalarıyla bildiğimiz merkeze çekilen Vali Münir Karaloğlunun, Diyarbakıra kazandırdığı(!) mahir bürokrat Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Ayhan Kardan.. Kendisiyle alakalı en çok konuşulan mevzuların başında bilindiği gibi; çoklu maaş alımı!..
***
Karaloğlunun merkeze çekilmesinden sonra, devran bitti İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınıp yerine Sur Kaymakamı ve kayyımı Abdullah çiftçi getirildi..Ancak Kardan ilişkisini kesmedi, raporlarla 7 ay boyunca, Diyarbakır Belediyesine adım atmadan maaş aldı Ki bu maaş alımı, çok konuşulup tartışıldı; bankamatik genel müdür diye
***
Eee, Türkiyenin bürokrasideki işleyişinde liyakat ve ehliyet(!) büyük ölçü sayılıp, dikkate değer görüldüğü için, Kardana dokunan olmadı.. Bilakis, Kardan terfi aldı bu kez.?.. Gençlik ve Spor Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı oldu.. Tam da akçeli işlerin başına geçti.. Neyse bir şey diyeceğimiz ve mevzu edeceğimiz hal yok!.. Büyükler öyle uygun görmüş dedik
***
Ama velakin dün bana hayda dedirten, vaziyet Kardanın kadrosunun hala da, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde, olduğu.. Yani, Bakanlıkta görevli, ama kadro Diyarbakırda?.. Meğer ki, çiftçi hal-i hazırda vekletten bu görevi yürütüyor.. İşin sırrı nedir bilmiyorum.. Ama muhakkak ki bir izahı olacaktır.. Ne garip bir memleket şu Diyarbakır..
***
İKİNCİ MEVZUDiyarbakır T Plaka Hak Sahipleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Kısa adı, DİTHAK-DER.. Bilindiği üzere geçtiğimiz ay, adından pek söz edildi.. Özellikle, Belediye ile Ticari Taksiler arasında askıya alınan haklar konusunda..
***
Yargı kararı.? Ve askıdaki haklar indirilerek, aktifleştirildi.. İşte bu haklar ve aktifleşme evresinde, DİTHAK-DER Yönetimi 528 üyeden belediye için 300 bin, derneğe de 20 bin lira zorunlu bağış, istemiyle gündem olmuştu
***
Dün haber geldi; DİTHAK-DER misyonumuzu tamamladık deyip, kendini feshetme kararı almış!.. Yani derneğe artık ihtiyaç kalınmamış.. İyi de, üye sayısı 900 idi, 528i askıdan indi geriye kalan 372 mağdurun hakkını bundan sonra kim koruyacak?!.. Bu iş; biraz koku veriyor gibime geldi..
***
Neyse!.. Muhakkak ki, ilgili ve yetkili birimler feshin arka planına bakacaklar, tabi ki, dernek yönetimi de bir izahat verecektir?!.. Yoksa; vaziyet, yangından mal kaçırma sorusuna yanıt arama meselesine dönmeye başlar
***
ESAS MESELE O!..
Bile bile mi, kana kana mı bilemiyorum!.. Ama velakin, fena bir şekilde; tuzağa çekiliyoruz.. Ve biz; olup biteni, sıradan, hafife alarak, normalmiş gibi, görüyoruz!.. Lakin fahiş fiyat tezgahının altında, hiç de masumiyet yok!
***
Bir kere, fahiş fiyat ya da serbest piyasa, girdi, maliyet artışı veyahut, döviz kuru gibisinden; mazeret ihtiva etmiyor, artık mevcut duruma!.. İşte, Asgari Ücretin açıklandığı gün.. Dün de, EYT açıklandı.. Ama, çarşı-pazar, marketler yangın yerine dönmüş!..
***
Tencere, tava ve mutfak hücuma geçmiş, kimseyi içeri almıyor!?.. Cep deseniz, yandım anam yandım diyerek, soygun var çığlığını atıyor Dişler ve yumruklar sıkılı.. Kemerler de bir o kadar.. Akılda; öfke hakimiyeti var..
***
Demem o ki; fahiş fiyat fahişelikten öte, sokağı provoke etmenin gayreti içerisinde!.. Tezgahların altındaki sır da; bu!.. Sizi sizden etmek.. Yani bir taraftan cebinizi hortumlayacaklar.. Siz de, fahiş fiyat diyerek, paranızla onların mallarını olacaksınız?..
***
Yetmez, günün ilk ışıklarında, kuyruklar oluşturacaksınız, kapılarının önünde.. Onlar da, etiketleri şişirecek.. Arada bir üst akıllarının koduyla; buna dayanılmaz, haydi sokağa diyecekler.. Ki diyen çok.. Peki sonrası, ne olacak!?..
***
İşte orası; vahim bir tuzak!.. Şiddetin de, dehşetin de, vahşetin de, cinayetlerin, katliamların, insanlık dışı hadiselerin zincirleme vücut bulacağı ortam oluşacak.. Yağma ve talan, başını almış olacak!.. Kimin gücü kime yeterse; otoritesi gelişecek?!..
***
Tabi, demokrasi, insan hakları, özgürlük, eşitlik, adalet havarisi kesilen, timsah ruhlar da, alanda, en büyük kurtarıcı olarak, arz-ı endam edecekler.. Geçmişte, yaşatılan ve yaşanan haller gibi.. Argümanları; Nerde bu devlet, nerde bu millet olacak..
***
Onun için; bu fahiş fiyata, açık ve aleni soyguna karşı, yekvücut mücadele şart.. Sadece devlet ve kurumlarıyla olmaz.. Biz vatandaş olarak da, sorumluluk almamız lazım.. Bir önceki yazımda da, dile getirdim bunlarla en büyük mücadele, vatandaşlık sorumluluğunun yerine getirilmesiyle mümkünlük kazanılır!..
***
Hem şikayet, hem de takipçi olmak.. Salt çarşı-pazar, manav, market değil.. Hayatın her alanı için; o vatandaşlık sorumluluğu denetimini, ortaya koymalı!.. Hani bir söz vardır, belki biraz ağır olacak.. Ama, vatandaşın cebine göz diken ve fahiş fiyat uygulayan her kim ise; en büyük fahişe olduğu için, namus mefhumunu pek bilmez!
***
İşte bu namus yoksunu fahişelerin furyası yüzünden, şerefiyle, haysiyetiyle, ahilik kimliği ve ruhuyla, iş yapan esnafı da, sapkınlıklarına alet eder hale geldiler.. Onları da etkiliyorlar.. Eee, düzen hakimiyeti karşısında el mahkum oluyor.. Nitekim bu furyayı, en basit bir işyerinde, dükkanda da görür hale geldi..
***
çünkü, kimse ama hiç kimse!.. Satışını yaptığı ürüne karşı; makul bir kar hesabı içerisinde, değil ve girmiyor.. Tatminkarsız ve doyumsuz!.. çılgınlaşan bir hal içerisinde; soyulan, soyulana, soyunan soyunana? Garip olan bir tablo var ki; o da ayrı bir düşünce zonklaması yapıyor..
***
Yani bir taraftan, yangın yerine döndüğü konuşulan, çarşı, pazar, market, manav.. Mutfak ve tencere.. Beri yanda, bol müşterili mekanlar.. İşte gecenin bir vakti, Diyarbakırın 75i.. Tıpkı, İstanbulun Nişantaşı , İzmirin kordonu bilmem Ankaranın Kızılayı.. O biçim; hareket ve bol akçeli trafik!..
***
Hiç kuşkusuz ki, güzel, olsun!.. Ama bir söz var; nereye kadar!.. Ya buralara akan para da suyunu çekerse.. Yemenin de, içmenin de zaruri haline, sabır ve direnç, tükenirse!. Buralar da, kar marjinaline afaroz olursa.. Hiç de huzur verici bir ortam olmaz!
***
İşte bütün mesele burası; huzur verici ortamın yok edilmesi.. Fahiş fiyat ya da kar marjinali gibi söylem ve eylemlerin özünde yatan bu!.. Onun için de; pusuda bekleyen hain düşünce sahiplerine, timsahlara ve darbe sevici anlayışlara ortamı teslim etmememiz gerektiği gibi heveslerini de kursaklarında bırakmamız gerekir.. Bunun için de; elbirliği, gönül birliği şart..
***
GÜNÜN SÖZÜ
Ey insan, yanlış bildiğin ve inandığın yolda birileriyle yürüyeceğine, doğru bildiğin yolda tek başına yürü
***
HAYIRLI CUMALAR..
Failed to load the video