HAFTASONU NOTLARI…
Eklenme: 2/19/2022 12:00:00 AM

Gündem siyasi ve sosyal, ekonomik noktada hareketli Masada da hayli biriken mevzulara dair özel notlar var.. Diyorum ki, şöyle özetler diye bir fasılla, haftasonu muhabbetini renklendirelim!..

***

ÖZEL KALEM MEVZUSU!..

Dün, buradan dillendirmiştim!.. Ki daha önce de çok kez, yazıp çizdik.. İthal Bürokratlar furyasından tutun da, hülleli Özel Kalem odaklı, kadro tahsis edilişini!

***

Gün boyu, bir çok kurum ve kişiden, siyasiler de dahil telefon ve mesajlar aldım!.. Bu hülleli kişiye, şahsa, nüfuza, siyasi dayı ve abilerin çevresine özgü imiş Özel Kalem Müdürlüğü, müderrisliği..

***

Ve buradan yola çıkanların bir adım ötesi de; Ya İl Müdürlüğü, Ya Daire Başkanlığı veyahut da, kamuya ait Şirketlerin Yönetim Kurulu başkanlığı ile Üyeliği!.. Ballı bir yol!?..

***

Ha bu arada, işin hukuki ve adli yönünden söz etmiştim!.. Hukukçu dostumun ifadesiyle; ister hülle, ister hile, ister desise süreklilik arzıyla, yapılıyorsa suçtur

***

Ve bunu yapan kişi de, makam yetkilisi de, onay veren de silsileli şekilde, birden fazla söz konusu ise.. O zaman da; suç organizeli bir kimlik kazanıyor!.. Ceza-i müeyyidesi de yüksektir!

***

Ne demiştik dünkü yazımızda!.. Yerel Yönetimler özellikle Diyarbakırımızda, her altı ayda bir 20 kişiye Özel Kalem Müdürlüğü hülleli, kadro tahsisi sağlanıyorsa; buna neşter şart!

***

--DOLANDIRICININ FENDİ--

Amma velakin; Sosyoloji fena şekilde yendi.. Hem de tüm itibarı yerle yeksan ederek!.. İşte koskocaman size bir delil, yaşanmış gerçek bir hadise!

***

Sosyoloji Profesörü Nilüfer Narlı! Öyle böyle olmayan bir şekilde; dolandırılmış!.. Hem de, elde, avuçta, bankadaki paralarla birlikte, kasadaki ziynet eşyaları da dahil; hepsini bir çırpıda kaptırmış!

***

Kime; kendilerini polis olarak tanıtan kişilere!.. Barış/Pınar parolasıyla!.. Dümen sizin şu veya bu kişilerle iltisaklı bağlantınız ortaya çıkmış!.. Yani, son önemlerin bilinen dümeniyle, bu iş yapılmış!

***

Biliyorum!.. Diyeceksiniz ki, hadi oradan, nasıl oluyor?.. Böyle şey mi olur? Doğrusu ben de; ilk duyduğumda sizin gibi düşündüm ve öyle dedim, inanmadım!

***

Yahu Narlı bir profesör!.. Uzmanlık alanı sosyoloji.. Toplumu bilen, halkı tanıyan, bireylerin ruh alemine vakıf, yani insan sarrafı!.. Onun ötesinde, okuyan, yazan, araştıran!

***

Hepsi bir yana!.. Gazeteler, televizyon kanalları gün geçmiyor ki, böylesi dolandırıcılık haberleri yayınlanmasın!.. Artık, beşikteki bebek dahi, bu yöndeki dümene, oltaya gelmez!

***

Ama bizim Sosyoloji Bilimi Profesörü Narlı gelmiş!.. Dolandırıcının fendi, sosyolojiyi yendi!.. Bu ne demek biliyor musunuz; hayattan, halktan, yaşamdan ne kadar, kopuk olunduğu!

***

Narlının Sosyoloji Profesörlüğünü alt eden Dolandırıcılardaki sosyoloji üstünlüğünün, altında bir hissiyat var ki!.? Aslında iltisaklısınız sözünün gizemi, daha bir, dümenli..

***

Mevzuda, benim aklımın takıldığı nokta; burası!.. Yoksa, yeryüzünde dolandırıcılık sosyolojisi tüm sosyoloji bilim dallarına karşı formül üretebilecek kapasiteye sahip!

***

SORUMLU VATANDAŞLIK!

Eğitimci, Eyüp Beyin uyarısıyla.. Evet ya!.. Nerde bizim sorumlu vatandaşlık kültürümüz, ilkemiz, anlayış ve felsefemiz!.. Her şeyi devletten, kurumlardan, yetkili makamlardan mı, bekleyeceğiz!.. Yok; biraz da kendimiz sorumluluk alalım!

***

Hayat pahalılığı, zamlar, fahiş fiyatlardan herkes mustarip!.. Ki, hükümet bu alanda, mücadele etmiyor değil, ediyor!.. Yeterli mi değil!.. Ama yeterli olabilmesi için biz vatandaşlar olarak da; bir sorumluluk üstlenmemiz gerekmez mi!?. Gerekli

***

KDV Yüzde 8den bire indi!.? Ki gıda ürünleri, öncü!.. Ama hala, raflarda indirim yok diye tepki veriyoruz!.. İşte buradan bir öneriyle; sorumlu vatandaş kimliğiyle denetmen olalım. Fahri müfettiş.. Şikayet etti, davacı ol, ya da açıkça ben boykot ediyorum de!..

***

Eyüp Beyin dediği gibi!.. Gör o zaman, el mi yaman, bey mi yaman!?.. Doğru.. Galiba ülke ve millet olarak bizim en büyük yoksulluğumuz, yoksunluğumuz, sorumlu vatandaş olamamak!...

***

-YUVARLAK MASA-

Şef kodlu, yuvarlak masanın, hükmü ve eksikliği ile mutabakatın açıklanacağı, 28 Şubat gün noktasında, siyasi meşguliyeti yoğunlaştı!

***

Altılı içerisinde, 28 Şubattan sille yemeyen var mı!?. Şecerelerine bakalım REFAHYOL hükümeti.. Yani, 54. hükümet!.. 28 Şubatta al aşağı edildi

***

İktidarda kim vardı!.. Temel Beyin başında bulunduğu Milli Görüşün temsilcisi, Erbakan vardı!.. En büyük silleyi Temel Bey almıştı.? Ki, otel yakılmasında, bilfiil sanık gösterildi!

***

Akşener.. Ki o da, Tansu çillerin parti üyesi ve İçişleri Bakanı idi.. Yağlı kazık muhabbeti, kendi idaresine ve yönetimine dair, tehdit söylemiydi!.. Yani bilfiil sille yemişti

***

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu derseniz!.? Belki, fizikken yedikleri bir sille olmamıştır.. Ama, fikren ve zihnen maruz kaldıkları, tartışılmazdır.. Kendileri değil, ama işleri başörtülerinden dolayı, silleyi hissetmişlerdir..

***

DPli Uysal!.. Onun başında bulunduğu siyasi akımın geleneği, 28 Şubatın daha haşin halk deyimiyle babasını, yemiştir!.. Yani varlığıyla, o dönemin aziz hatırasını temsil ediyor!

***

Altı artı 1 diyorlar ya!.. Kapı önünde tutulan HDP.. Eee, zaten 28 Şubatta sağlı, sollu, önlü, arkalı sillelere, yumrukları, en dehşetli şekilde maruz kalan kendisi.. Parti kapatma mı, faili meçhul cinayetleri kurban verme mi!. Hepsi mevcut.. Neyse, zaten masada yok!

***

Eee!.. Geri kalan masadaki şef!.. Yani, CHP.. Peki sicilinde, darbeye, vesayete, muhtıraya, postal mağduriyetine ilişkin sille yemişliği var mı Yok

***

12 Eylül derseniz!.. Evet, CHPye bir çarpma vardı.. Ama o CHP bugünkü, ya da ondan önceki, CHP değil.. O CHP Ecevitin başında olduğu parti idi.. Yani, şimdiki DSP.. Zaten o da Şefin masasında yok!..

***

Kala kala, Şefin CHPsi kalıyor.. Eee; onu da, tek parti şeflik ve dipçik dönemiyle biliyoruz! 60tan da biliyoruz.. 71i de hatırlarsak.. Demek ki; 28 Şubat hiç de tesadüfi bir gün değil..

***

Temel Bey!.. Her ne kadar; bir şeyler ağzında gevelediyse de!.. İngiliz komşu, masayı da, günü de dünden önce, organize etmiştir.. Bakalım; o gün 28 Şubatın ruhuna bir dopingli, Parlamenter Sistem çıkar mı!..

***

ELEKTRİK FATURASI!

çok konuşuldu, çok söylendi, nice metotlar üretildi!.. Ki yeni bir formül arayışı da var.. Ama şimdiye kadarki tüm iş ve işlemler bir sonuç vermediği aşikar.. Ve halkta bir tatmin edilmişlik yok

***

çünkü, fiyat yüksek.. çünkü gelen fatura çarpıcı!.. Faturadaki fiyat düşmedikçe, kilovatsaat üretimli kota sistemiyle; alabileceğin mesafe, tatmin edici bir beklenti, alamazsınız!

***

Devletin 34 kuruşa sattığını, şirket 115 kuruşa satıyorsa; arıza-i durum, aradaki farkın; vatandaşın cebinden çıkmasıdır.. Düşük satış, fahiş perakende satış!.. çözüm; aradaki farkı indirmektir! Sizce

***

ŞEVKO NE DİYOR!?..

Bizim evin, yetmesi Şevko bir gün gecikmeli mesaj atmış!.. Dünya Kediler Gününe ilişkin Tepki gösteriyor, güne dair!.. Ekrana yansıyan haber, AVMlerdeki vitrin görüntülerinden hayli rahatsız olmuş

***

Açlığın, sefaletin, yoksulluğun, hayat pahalılığının başını alıp gittiği dönemde; ne bu kapitalizme biat edici haliniz diye! Not düşmüş; Dünya kediler Gününe itirazım var.. Böyle bir günü kabul etmiyorum

***

Haksız mı!?.. Yorum sizin.. Ama bir gün; Dünya İnsanlar Günü diye bir gün, ilan edilirse!.. Ve bugünü; Şevkonun familyası, yaparsa! Tepkim; etme bulma dünyası olur!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Siyasetin ana ilkesi; adamın varsa, adam olmana gerek yok!..