HAL-İ VAZİYETİNİZ ISINMA TURLARI MI?
Eklenme: 4/13/2013 12:00:00 AM

Akil İnsanlar.

Evet...

çözüm sürecine ilişkin Akil insanların oluşumu ana stratejilerden biri gibi görünüyor!

Pek tabi ki, muhteva itibariyle, farklı stratejiler de yok değil.

Varlar.

Barışın ve çözümün sağlanabilmesi için.

Onu da;

İmralı, Kandil, BDP ve MİT ile Hükümet ekseninde, görüyoruz.

Mektuplar.

Tarafların karşılıklı yazdıkları notlar.

Ser vermeyip, sırlarları sızdıran kayıt dışı görüşmeler.

Her şey şuan için görünürde;

Yüksek oranda toplumsal beklenti çizgisinde iyi gidiyor gibi görünüyor.

***

Silahlar sussun.

PKKliler, ülke dışına çıksın.

Barış-kardeşlik sağlansın.

Artık kan akmasın,

Analar, bacılar babalar ağlamasın, evlatlar öksüz kalmasın.

Evet, bu meyanda hamle var,

Niyet gelişiyor,

Kurgular,

Yeni yapılar ikmal ediliyor.

Bunda itiraz ve karşı duruş pek görünmüyor, olmamalı da.

***

Ki şuan esen barış rüzgrı herkeste umutlar yeşertti.

Huzur var,

Süknet var,

Kaotik bir ortam yok, her ne kadar fitne geliştirenler varsa da; cılız kalıyorlar.

Barışın rüzgrı huzur verici!

O nedenle;

Canı gönülden oluşan atmosferin sonuca ulaşması noktasında destek verilmeli.

Ki biz ilk günden itibaren vermekteyiz.

Desteğin de,

çoğalması noktasında, çağrı ve temennilerimiz de var.

Devam edecek de.

***

Silahlar sussun, halklar konuşsun.

Silahın,

Şiddetin ve terörün yaşandığı ortamda; halklar konuşamaz.

İşte bu hakkaniyetle; çözüme katkı bir sorumluluktur diyoruz.

Tabi ki herkes için!

***

Ama velakin, ne hikmetse.

Ortaya konulan stratejiler ilk etapta umut geliştiriyor ise de sonuç yok.

Yani sonuca bitişe ulaşmanın daha ilk adımlarında kaygılar gelişmeye başlıyor.

Bir iki adım sonrasında; bilahare başa dönülüyor.

Silbaştan misali.

Neye hikmet bilinmez?

Bu da,

Samimiyet ve cesaret eksikliğinden mi?

Yoksa farklı bir durum mu hsıl?

Yorumu size bırakıyorum!

***

Evet,

Akil İnsanlar belirlenen bölgelere gitmeye-gelmeye başladılar.

Tabiri caizse verilen görevle iş başı yaptılar.

Kolay gelsin diyoruz.

Öncelikle,

çözümde köprü vazifesi görmeleri.

Özellikle;

Hükümet, Kandil ve İmralı.

Aynı zamanda; Kürt ve Türk, diğer etkin kimlikler dhil olmak üzere.

Komşu ülkelerle bile.

***

Velhasıl,

Bütünlük içerisinde masanın dört bir tarafındakilerle.

Yani hepsiyle;

Diyalog ve çözüm gayretini ortaya koyabilecek, bir aksiyon içerisinde olmalarını hep istemiş ve savunmuşumdur.

Birileri, 6 ay, 4 yıl önce bu durumdan söz ettiğini söylüyorsa da.

Biz; 1993ten beri, bu stratejiyi savunmaktayız.

Sorunu; çözecek meclis ise, köprüyü oluşturacak olan tarafsız akil insanlardır.

Ama velkin, kime dinlettik.

***

Doğrusu,

Hükümet Akil insanlarla alakalı ilk beyanı sırasında, sevinmiştim.

Nihayet diyerek!

Doğru bir hamle.

Ki ilk etapta bir kaç yazımda da, ifade ettiğim gibi, gönül desteğimi de ortaya koydum.

Tabi, akil ölçüsüne-kriterlere eleştirim vardı.

Özellikle tarafsızlık ölçeğinde!

çünkü bir kaç isim, siyasi manada politize olmuşluklarından dolayı, eleştirildi.

Benim gibi niceleri, aynı noktaya vurgu yaptı.

***

Neyse.

Meramıma gelince.

Gerek Doğu Anadoluda faaliyet gösteren heyet olsun.

Gerekse de, üç günden beri, Diyarbakır ve önümüzdeki günlerde diğer illerde gidecek olan, heyetler olsun.

İzliyorum.

Hem di pür dikkat.

Yaptıkları, icra ettikleri nedir ne değildir diye?

Ağırlıklı üzerinde durdukları ne?

***

Evet,

STKlarla.

Parti İl Başkanlarıyla,

Din adamlarıyla,

Kentin kanaat önderleriyle (kendi belirledikleri kanaat önderleri),

Ve pek tabi ki, bu işte canı yanmış göz önündekilerle, görüşüp-sohbet ediyorlar.

Kendi çaplarına göre barışın önemini de anlatmıyor değiller.

Dedikleri de ilk duyulan değil.

Kamuoyunda daha önce konuşulan- ifade edilenler.

Yeni bir hal-i vaziyete dair bir şey yok.

***

Ha bir de aldıkları önerileri, not alıyorlar.

Sanırım bilahare; rapor haline getirip hükümete sunacaklar.

Malum; görev süreleri, iki aylık.

Bu iki ay içerisinde; ne bilgi ve öneri, görüşme yapabildilerse.

Sonra, görev alacaklar mı, almayacaklar mı belli değil.

***

Ancak, ortaya çıkan tablo bende bir ikilem yaratmıyor değil.

Şöyle ki;

Akil heyetin aksiyonu hep böyle mi devam edecek?

Yoksa ısınma turları şuan ki, görüşmeler!

Sonra, çözümün koşulları ve şartları, deklare edilecek?

Eğer ki;

İlk etapta, ısınma ve nabız turuysa şuan ki görüşmeler açısından diyeceğim bir şey yok!

***

Lakin bu böyle devam edecekse!

Halkta bir deyim var;

Bir iş nasıl başlamışsa öyle gider.

Eğer böyle bir serüven hasıl ise..

Bu durumda diyeceklerim var?

Şöyle ki bu işlev zaten, daha önce birçok kez yapılmadı mı?

Yapıldı, hem de, birden fazla kere!

Daha yakın bir zaman dilimi içerisinde yapıldı.

***

Özellikle; Demokratik Açılım süreci içerisinde.

Ki o takvimde,

Bakanlar, Milletvekilleri, Akademisyenler, gazeteciler-yazarlar.

Kimi derseniz kafile kafile gezip-durdular.

İl, ilçe gezdiler, konferanslar, çalıştayılar yapıldı.

81 İli turlayarak.

Yani üç yıldan beridir bunlar yapıldı-edildi.

çözüm nasıl olmalı,

Strateji nasıl ortaya konulmalı diye konuşuldu, anlatıldı.

***

Kanaat önderleri.

Bilumum diyebileceğim kesimlerden öneriler alındı.

Daha üç-dört hafta önce,

Dışişleri Bakanı Davutoğlu Diyarbakıra gelip, görüşmelerde bulundu.

KCKdan, uzun süre tutuklu olan Yenişehir Belediyesi eski Başkanı Fırat Anlıyla bile görüştü.

STKlarla,

Din Adamlarıyla,

İş Adamlarıyla, enine-boyuna konuştu-görüştü.

***

Ankaradaki kulisler.

Kapalı kapılar ardındaki görüşmeler ayrı.

BDP kurmaylarıyla,

AK Parti yetkililerinin akşam yemekleri ve ev toplantıları!

Ki, Demokratik Açılımın Koordinatörü Beşir Atalay tabiri caizse, Diyarbakırı mesken tutmuştu.

Yani özü itibariyle; konuşulmayan, söylenmeyen kalmadı.

***

O nedenle diyeceğim şu.

Eğer; her şey silbaştan edilecekse.

Ve şuan ki, vaziyete de ısınma turları yeni zemin hazırlığı içindir denilecekse!

Demek ki;

Bir dönem daha bekleyeceğiz, çözüm hakkaniyetle işlerlik kazanması için.

***

Ve kendi kendimize şunu mu diyeceğiz!

Kürt meselesinin çözümü,

PKKnin silah bırakması

Ve Güneydoğunun sosyo-ekonomik gelişme trendi, başka bahara kaldı!

çünkü hükümetin misyon yüklediği Akil insanlar ülke ve bölgelerin keşfine çıkmışlar.

çözümü,

Sosyo-ekonomik yapıyı,

Kültürel ve İnanç değerleri ölçeğinde, yeni keşif bitene kadar, bekleyeceğiz.

Şimdilik umut rüzgarıyla, avunalım..

Ondan sonra; barışın yol haritası bize aktarılacak.

Anlayacağınız;

Ben hal-i vaziyeti pek anlamış değilim!