Sıkça telaffuz ederiz! 'Hayatın' idamesinde; 'Yaşam' bir sınavdır diye. Gerçekten de öyle. Öyle ki; 'hayatın' her evresi 'sınavlarla' geçiyor. Yeryüzüne 'intikalle' başlayıp, ebediyete intikale kadar sürüp gidiyor. Sayısı 'tahmin' edilemeyecek 'hayat sınavları'! Üstadın dediği gibi; 'dünyaya' intikal bile bir 'sınavdır'! Ve bu sınav 'ebediyetin' huzuruna yönelik ne yazık ki 'sınavlar' değil. Ne yazık ki; bu sınavların ekseriyeti 'fani dünyaya' yöneliktir. Yaşayabilmek ve ayakta kalabilmek, kendini kanıtlayabilme 'sınavlarıdır'! Ve bu sınavların 'hepsini' geçmek zorundasın. Birine 'takılırsan' bilmelisin ki; 'gerisi' ardı ardına gelir. O zaman da; 'hayatın' en başarısız insanı oluverirsin. Bu da 'kahredici' yaşamın zalimane 'dengesine' yenik düşersin.
***
Bakınız; Cumartesi ve Pazar Günü 'Seviye Belirleme Sınavı' (SBS) vardı. Bir milyon 50 bin öğrenci 'geleceğe' güvenli bir adım atabilmek için; 'ter' döktü. Onlarca 'soruya' cevap vermek için. Onlar 'sınıfta', veliler de dışarıda. İlkokula 'başlayıp', eğitim ve öğretim'in 'öğrenme' evresindeki ilk 'sınav' basamağı; SBS. Yeni bir 'uygulama' SBS. İlköğretimin 6, 7 ve 8'inci 'sınıflarında' okuyan öğrencilerin 'sınavı'! Buradaki amaç; 'öğrencinin' daha önce 'ortaokul' olan bölümdeki 'başarısını' ortaya çıkarmak. Ve bir sonraki adım olan Orta Öğretim Kurumları (OKS) sınavına 'hazırlıklı' hale getirmek. Fen Liseleri, Anadolu Liseleri ve Süper Liselere 'dahil' olabilmek için 'ter' döker. Çünkü buralardaki 'eğitim-öğretim' kaliteli. Hem sınıf mevcudiyeti, hem eğitimcilerin 'seçiciliği' söz konusu. Bir de Devlet Parasız Yatılı, Polis Koleji ve Askeri Okullar var. Bunlar için de 'ayrı' bir sınav.
***
Bu sınavları 'kazandınsa', yaşıtlarından farklısın. Bir sonraki 'sınav'a daha şanslı ve imkânlı 'girebiliyorsun'! Kazanamayanlar ise 'düz lise'de, sınıf mevcudiyetinin 'yoğunluğu'! Öğretmen yokluğu nedeniyle 'derslerin' boş geçtiği. Eğitim 'kalitesinin' düşünülmediği. Karnelerin 'sadece' tatmin anlamında verildiği bir 'eğitim' kulvarında iseniz. Vay halinize. Neyse! 'Hayatın' sınavı bitti mi? Hayır 'daha yolun' başında. Bitmesi de mümkün değil. Daha iki sınav olundu. Sırasıyla 'gelenler' var.
***
Bin-bir güçlükle 'Liseyi' bitirdiniz. Yani yaşınız artık 17-18'e geldi. Gençliğinizin 'en delikanlı' dönemi. İşte bu evrede 'hayati' bir sınav daha karşınıza çıkıyor. Hem de 'var mısın, yok musun' anlamında. Kariyer yapabilecek misin, yoksa 'nokta mı' koyacaksın? Bu sınav da; Üniversite'ye 'ilk adım' sınavıdır. Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS). Dershane, Özel Öğretmen. Özel Dersler. Bir koşuşturma 'sınava' hazırlık diye. Bir yandan 'öğrenci' diğer yandan onun geleceği için çırpınan 'ailesi'! Deyim yerindeyse 'herkes' dokuz doğuruyor. Ve sınav günü. Fen lisesi ile düz lise 'öğrencisi' eşit şartlarda 'ter' döküyor. 1.5 milyon genç 'bu sınava' giriyor. Ve her ne yazık ki sadece bu rakamın yüzde 10'u 'ipi' göğüslüyor. Yani üniversiteye girmeye hak kazanıyor. Geriye kalanlar ise 'avuç' yalıyor. Bir sonraki 'sınavda' şansını deneyecek. Ama nerdeee?
***
Peki, 'hayatın' sınavı bitti mi? Hayır. Daha çetin sınavlar var. Ki 'hayata' tutunabilecek sınavlar 'bundan' sonra başlıyor. Şuana kadar olan sınavlar 'öğrenme' sınavı. Bundan sonrası 'yaşama' sınavı. Çünkü 'öğrenme' evresindeki sınavda 'destek olan-katkı sunan' ebeveynler vardı. Bundan sonra 'yalnızsın' tek başına mücadele edeceksin. Diyelim ki; Üniversiteyi 'bitirdin'. Lisans, Ön lisansı da 'tamamladın'. Ve o koca 'hayal' ettiğin diplomayı almaya hak kazandın. Ve aldın. Her şey bitti mi? Hayır!
***
Çünkü her 'diplomayı' alan 'iş sahibi' olamıyor. Öyleyse; 'işsizler' ordusuna dahil olacak. Ve İş sahibi olabilmek için bir başka 'sınava' girecek. O da 'Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPDS). Veya Üniversite 'kapısında' geri bıraktığı arkadaşlarının dahil oldukları KPSS sınavı. Burda 'puan' öne çıkıyor. En az 70 puan alman lazım. Diyelim ki; buradan da başarılı çıktın. Ve 70 puan'ın 'üzerine' çıktın. Peki, iş bitti mi? Hayır! Artık iş sahibi olabilirim 'diyemiyorsunuz?'! Çünkü 'sıranı bekleyeceksin'! Ne zaman 'sana sıra gelirse'! 2 yıl içerisinde 'bir yere yerleşemedin'. Bir başka KPSS-KPDS'ye girmen lazım. Yani 'sınav' tazeleyeceksin.
***
Yoksa 'kapı kapı' dolaşmaya başlayacaksın. Çalmadık kapı, gitmedik sektör bırakmayacaksın. İş ve İşçi Bulma Kurumu'nu 'ikinci adres' olarak adıl edeceksin. Ve 'kahvehaneyi' mekân edineceksin. Derken 'Asgari ücretli' bir iş buldun. Oh be artık iş sahibi oldum. Elime 'bir-kaç kuruş' giriyor? Hayatım kurtuldu diyebilecek misin? Hayır! Çünkü 'sosyal' güvencen yok. Çünkü 'kayıt dışı' çalışansın. Tıpkı Diyarbakır'ın Kocaköy İlçesi'ndeki 60 genç gibi. Onlar da okudu, ilköğretimi hatta liseyi. Şartların 'eşitsizliği' ve maddi ekonominin 'yokluğu', Üniversite şansı vermedi. Erken 'yaşta' hayatın sınavına atıldılar.
***
İş bulma umuduyla da 'evlerini-yurtlarını' terk edip İstanbul'a gittiler. İş buldular. Ama 'kayıt' dışı, ama sağlıksız bir ortamda. 'Kot Taşlama' atölyesinde çalıştılar. Kum püskürtme 'yöntemiyle' kot 'taşlama ve ağartma' yaptılar. Her geçen gün 'sağlıklarını' kaybettiklerinden 'habersizdiler'! Ve gün geldi; 'vücut' direnci düştü. Hem de 12 yıl gibi kısa sürede. Gençler 'Tıp'ta Silikozis' denilen Çöl akciğeri hastalığına yakalandılar. Artık 'iş göremez' oldular. Böyle olunca da 'kapının' önünü gördüler. Dönmek zorunda kaldılar. Baba ocağına. Kimi evli, kimi çocuklu? Şimdi 'çok büyük' bir sınav veriyorlar. 'Hayatta kalabilmek' ve Çöl Akciğeri Hastalığını 'yenebilmek' için. Umutların 'hayal' kırıklığına dönüştüğü bir 'sınav' hayat!
***
Sonuç itibariyle; 'hayat' bir sınavdır. Doğal olarak da 'her sınavın' kazananı ve kaybedeni de vardır. Onun için de; 'bizler' eğer bu hayat sınavında 'başarılı' olmak istiyorsak. İyi çalışmalı. Ve bizlere 'hayatı' sınav maratonuna dönüştüren zihniyeti de; 'alt' etmemiz lazım. Ki 'sınavın' bir mecrasından sonra; 'başarısız' kalınsa da; 'huzurlu' bir yaşam olabilsin. Haksız mıyım?