Yine, Öcalan'ın ipine" sarıldı…
Ama üç yıl sonra!..
HDP'nin elindeki "tek koz!.."
Çünkü ne vardıysa; "hoyratça" harcadı…
Birilerinin nam-ı hesabına...
Çukura..
Barikata..
Kobani fikriyatıyla; "Kürtler'i" evinden, yurdundan, ilçesinden, mahallesinden macir" eden akıma "siyasi duruş" sergilemedi!..
Engel olamadı..
Bilakis, benimsedi…
Ama Kürtler adına değil..
Türk soluna..
Türk sosyalistlere..
Türk seküler zihniyetin savunuculara adına yönelim gösterdi..
Onların "değirmen suyuna" yöneldi..
Kuyruk oldu..
Kendine, idari mekanizmanın patronu yaptı…
Tanrıkulu "kurgulu..!"
Ve gel beni; "Türk solu" yönet denildi..
Ki öyle de oldu..
Yönetimde "Kürt" misyonu kalmadı..
***
Sonuç; Kürtler'in tüm kozları "harcandı" gitti!…
Küskünler oluştu..
Kopmalara neden oldu..
Var olanlar kapı önüne konuldu..
Konuşan'a da, "sen sussana" denilip, dışarı bırakıldı..
Ötesi, düne kadar Parti'nin lideri olan Demirtaş'a bile "sırt" dönülmüştü…
O kim diye..
Sözü dinlenilmedi..
Özeleştiriye dair fikriyatına bile tahammül edilmedi…
Tepki konuldu..
Tek politika..
Tek siyaset..
Tek hedef Erdoğan üzerinden muhalefet üretip, Türk solunu güçlendirmek!..
Karşıtlık!…
"Çözüm sürecinin" hebası da, bu yüzden olmadı mı?!..
Ve gelinen aşama!..
Ne savunulacak "siyasi" bir fikrin zeminini bulabiliyor..
Ne savunulacak "haklı" bir dava alanı..
Tabiri caizse; zerre-i miskal, hiçbir şey kalmadı…
***
Zaten niyetleri de, o idi!…
Herşeye boşa çıkarmak..
İtibar gören..
İşte haklılık diyebilen de kalmadı..
Yerel seçim evresine girilince görüldü ki; "papuç pahalı!…"
Şimdi u dönüşünde!..
Vay biz ne yapmışız...
Tepki var..
Kaynayan kazan ha bire taşıyor….
Eee…
Evi de yaktık..
Köprüleri de yıktık..
Gönülleri tar-u mar ettik…
Yüzümüz kalmadı; "heba ettiklerimize" bakmaya..
Geriliyoruz..
Tabanla uyumlu değiliz..
Uzaklaştık..
Ne yapacağız!…
Neyse!?..
3 yıldır unuttuğumuz Öcalan'ı…
Eleştirisine tahammül etmediğimiz Demirtaş'ı…
Cezaevinde tutulan "siyasileri.."
Çantada keklik görülen "Kürtleri.."
Görevden alınan başkanları…
Kapıda bekletilen "teşkilatları..!"..
Belediyelerde işinden, aşından olan işçileri..
Memurları..
İdari kadroda görev alanları..
Yerinden, yurdundan edilenleri..
Yanlış, tutarsız politikalara maruz kalanları…
Hak, hukuk, adalet diyelim..
***
Kısacası, yine ortamı "Kürtler" üzerine gerelim..
Belki "koz" yaparız..
Belki, bu koz üzerinden prim elde edip Kürtleri bir kez daha "cantada keklik ederiz?"..
Kürtleri..
Kürtlerin oylarını..
"Biat" ettiğimiz CHP'nin "akıl hocalarına..!" bakınız tekneye aldık diyeceğiz!!
Onun kuyruğu olduğumuz CHP'nin "Kemalist, tekçi, sol, sosyalist" değirmenine ve planına, su taşıyabiliriz?…
Onları kurtarabilir miyiz?..
Yoksa, Kürtler "kimin" umurunda..
Şimdi; bu "unutulmuşluk" ve kuru kuruya "hatırlanış" geri dönüş sağlar mı?..
HDP'ye, kazanç sağlar mı?..
Yürekleri kazanır mı?
Duygulara hitap edebilir mi?
Kaybedilenleri geri getirir mi?
Kazanılan ama politikaları yüzünden elden gidenlerin, telafisini sağlar mı?…
Ümitvar değilim…
Çünkü, iş kesimler için "timsahın gözyaşlarından öte bir duruma" geldi!..
Onun için de; "herkes" olan-bitene vakıf…
Kürtler derenin iki yakasını da gördü!..
Kim "dereyi geçene" kadar, neyi ürettiği, geçtikten sonra neler yaptığını yaşadı, gördü ve şahit oldu?
Eğer, HDP yaşananları görmüş olsaydı "çok şey" değişirdi?
Ama değil..
***
GÖZALTI VE TUTUKLAMALAR…
HDP'nin cephesindeki durumun özeti bu iken!..
Ama garip bir durum ki..
Gözaltılar.. Tutuklamalar.. Davalar..
Peş peşe redde ilişkin çıkan hukuki kararlar var da dikkat çekmiyor değil..…
Ve bu kararlar tabiri caizse; "can suyu" misali!…
Doğrusu!..
Tablo karşısında, insanın kafası karışıyor…
Der demez insan acaba diyor.. Mekanizma "bilinçli mi" işliyor..
***
ADAYLAR KİM?…
AK Parti belli…
70'in üzerinde adayını açıkladı..
Sırada; ilçe var..
İstanbul henüz, "açıklanmamışsa da.?!"..
Ki bellidir..
Binali Yıldırım..
Tabi ilçeler de önemli.. İstişaresi yüksek..
Nitekim, Erdoğan dün beyan etti..
"İnce eliyoruz..!"..
***
Lakin..
Muhalefet kanadında, aktif bir "ses" yok..
Vaki olan; bir belirsizlik..
Kör-topal misali bir aday açıklama süreci yaşanıyor…
CHP..
HDP..
Ki HDP dün itibariyle "başvuru" süresini uzattı..
Yani, zaman tüketimi var..
Doğrusu..
Aday çokluğu..
Tercihler artılar..
Partiler açısından; "aday zenginliği" olarak görülse de!..
İsim yarışı..
Kriterler…
Ve yeni sürecin zorunlu hal-i durumu olan; ittifak söz konusu olsa bile!…
Vaziyet; uzadıkça "çıkmazlar" ikmale gelir..
***
Kararsızlık..
Kafa karışıklığı..
Belirsizlik…
Algılanma riski, noktasında ibre "beyin jimnastiğine" zaar verir…
Seçime kalalı, üç ay kaldı..
O kişi partide, "nasıl bir tartışma" götürecek..
Hazmedecek mi?
Hazmetmeyecek mi?
Teşkilat ne der, parti tabanı ne der?
Dahası, o aday seçmenin karşısında nasıl bir donanımla çıkacak..
Vaatleri..
Projeleri..
Hizmete dair hedef belirlemedeki, Arge çalışması!..
***
Hani bir söz var..
Erken kalkan yol alır..
Geç kalkan; "kim yolda bilmez, şaşırır..!"
Bence..
HDP ve CHP şuan ciddi bir "zihin travması" geçiriyor…
Yoksa çoktan adaylarını açıklamış olmalıydı..
Nitekim!…
MHP de "havlu atmış" gibi!…
Pek umutlu değil..
Tek hedef, mevcutları elde tutabilmek..
İlerisi pek düşünülmüyor..
Neyse yazıya noktaya koyup, gazeteye gönderirken haber geldi..
CHP 8 Büyükşehir, 212 belediye için aday belirlemiş..
Ha gayret...
***
İTTİFAK…
Hep ifade ettim.. Etmeye de devam ediyorum..
Ki, 24 Haziran'a dair de; analizim aynı..
Partiler arasındaki ittifak..
Bilinsin ki, matematiksel bir, hesap çıkarmaz..
Nasıl ki, siyaset için ifade ediyoruz..
İttifak için de geçerli; "iki kere iki dört etmez..!"
Parti tavanı..
Yani liderler istedikleri kadar; "ittifak" desinler..
Kursunlar..
Beş benzemezlerle; bir araya gelseler…
Seçmen nezdinde..
Yani tabanda "ittifak" söz konusu olmazsa..
Hele ki, açıklanacak aday "ruha uygun" değilse..
Vakıa "boşa kürek sallamadır.."
Dahası, var olanın da elden gitmesi, kaybıdır..
***
MANSUR YAVAŞ!…
Baksanıza!…
Partiler "üstü" isim, moduna girdi..
Diyor ki..
"En büyük rakibin 12 puan önündeyim..
Kararsız değilim…
İki parti ittifak yaparsa adayım.."
Yani, CHP ve İyi Parti.. Yoksa; "birinde" yokum..
***
İSTANBUL GARANTİ…
Kim diyor?..
Konsensus Araştırma Şirketinin sahibi Murat Sarı diyor..
Son ankete göre; yüzde 40.7 AK Parti...
Ve ortaya çıkan verinin bu minvalde olduğunu söylüyor…
Tabi bu rakam İstanbul için..
Sarı'ya göre…
***
Bu pazar yerel seçim olsa adaylardan bağımsız olarak İBB Başkanlığı için hangi partiye oy verirsiniz?
AK Parti: Yüzde 40.7
CHP: Yüzde 33.6
MHP: Yüzde 6.4
HDP: Yüzde 4.7
İYİ Parti: Yüzde 4.1
Adayların açıklanmasını bekleyenler: Yüzde 1.4
Oy kullanmayacaklar: Yüzde 3
***
Kararsızlar dağıtıldığı zaman ortaya çıkan sonuca göre;
AK Parti: Yüzde 44.6
CHP: Yüzde 36.8
MHP: Yüzde 7.0
HDP: Yüzde 5.2
İYİ Parti: Yüzde 4.5
Diğer: 1.9
***
Oy vermeyi düşündüğünüz parti seçimde aday göstermezse hangi partinin adayına oy verirsiniz?
AK Parti: Yüzde 5.6
CHP: Yüzde 8
MHP: Yüzde 31.4
HDP: Yüzde 4.2
İYİ Parti: Yüzde 20.9
Diğer: Yüzde 0.2
Oy kullanmayacaklar: Yüzde 17.2
***
MHP aday göstermezse İstanbul'da kime oy verirsiniz?
AK Parti: Yüzde 45.5
CHP: Yüzde 34
HDP: Yüzde 4.7
İYİ Parti: Yüzde 4.3
Diğer: 1.7
***
Sarı, AK Parti-MHP ittifakıyla ilgili;
"AK Parti'ye oy veririm diyenlerin 2. partisi yüzde 66.3 ile MHP.
AK Parti'nin seçmeni aday çıkarmaması halinde MHP'yi 1. sıraya taşıyor.
AK Parti kurulduğundan beri yüzde 50'yi ilk defa Cumhurbaşkanı Erdopğan aldı İstanbul'da.
Dolayısıyla yüzde 50'yi alan seçimi kazanıyor zaten"
***
HDP SEÇMENİ KİME GİDECEK?
HDP seçmeninin CHP adayına oy vereceğini iddia eden Sarı, "İttifak kurulmasa bile HDP seçmeninin büyük bir çoğunluğu İstanbul'da CHP'ye oy verecektir.
Çünkü HDP'lilerin 2. partisi yüzde 68.5 ile CHP gözüküyor.
Sandık ittifakı zaten kurulmuş"
Hayırlı cumalar...