Hepimiz; Potansiyel Engelli miyiz?
Eklenme: 12/3/2012 12:00:00 AM

Takvim yaprağı 3 Aralık gününü işaret ediyor.

Doğru.

Peki, günün tarihsel önemi nedir?

Evet, bugün yani 3 Aralık;

Dünya Engelliler Günü

***

Bu güne,

Özgü kullanılan şöyle bir slogan var.

Hepimiz,

Potansiyel Engelli adayıyız.

Öyle ya;

Kimin garantisi var, bir dakika sonrası akıbetinin ne olacağına.

***

Mevlananın,

Şöyle güzel bir sözü var.

Der ki;

İnsanların birbirlerini iyi anlaması için, aynı dili konuşmaları değil, aynı duyguyu paylaşmaları önemlidir.

Yani, empati yapmak, onun yaşadıklarını hissedebilmek.

***

Zaten yer küresinde, beşeriyet bu hikmeti icra edebilseydi.

Bugün; savaşlar, katliamlar, cinayetler, zorbalıklar yaşanır mıydı?

Haklar, hukuklar, gasp edilerek, insanlık dışı hayat ikmali olur muydu?

Veyahut yoksulluk, açlık ve perişanlık.

Sınıfsal, ayrışmalar.

Mağdur,

çaresiz, dara düşmüş, insanlar vaki olur muydu?

Ne olurdu; her beşeri bir barış, kardeşlik hoşgörü sefası içerisinde olurdu.

Ama yok.

***

Onun için; duygu dili beşeriyet için, en büyük kazanımdır.

Dedik ya; engelliler gününe özgü, şöyle bir slogan var.

Hepimiz, Potansiyel Engelli adayıyız...

***

Biliyorum.

Bugün; günün önemine ilişkin, mikrofonu alan herkes, nutuk atacak!

Yaldızlı sözler,

Parlak, görüntüsü dolu ama içi boş, cümleler kuracak.

Ve ekleyecekler; onların sıkıntılarını biliyoruz, çözmeye çalışıyoruz.

***

Sonra mı? Sonrası; unut gitsin.

Ta ki, bir 3 Aralık günü daha gelene kadar.

Bir süre önce; yasal düzenlemeye gidildi.

Denildi ki, 2011 yılının sonuna kadar.

Tüm kamu kurum ve kuruluşları başta olmak üzere;

Resmi daireler Engellilerin ulaşımını sağlayacak, fiziki düzenlemeye gidilecek.

***

Yani;

Engelli rampası,

Engeli asansörü,

Ve diğer fiziki, yapıların bu tarihe kadar, tekmil edilmesi gerekir.

Yapıldı mı?

Yok.

Yapan varsa da sayısı bir ikiyi geçmez!

Diğerlerinin hiç birinde yapılmış değil.

***

Engelli,

Dostların mırıldadığını hisseder gibiyim.

Diyorlar ki;

Engelli yasası var, peki yasa koyucular uyuyor mu ki?

Ne diyelim;

Anlayış engelliliği yüzünden değil midir mi, hal-i vaziyet!

***

Hafta içerisinde;

Bir engelli okurum e-mail atmıştı.

Buradan da; dillendirmiştim.

Köşenin müdavimleri hatırlarlar.

Şöyle çığlık çığlığa, seslenmişti.

Demişti ki;

Bana gösterir misiniz;

Diyarbakırda inşa edilmiş olan üst ve alt geçitlerin hangisinde; engelliler yararlanabiliniliyor?

Ya da; Engelliler düşünülmüştür.

Ne yazık ki; yok!

***

Beri yanda;

Kaldırımlarımız, nadir!

Park, bahçe, umuma açık meknlar.

Kahvehaneler,

Lokantalar,

Pastaneler, eğlence yerleri, velhasıl bütünlük içerisinde.

Dizayn edilmiş midir?

Engelli müşteriler olabileceği duygu-düşüncesiyle.

***

Bırakın;

Umumi ihtiyaç giderici meknlar.

Engelliler için; tedbir var mı?

Yok! Hiç ama hiç yok!

Şehiriçi toplu taşıt araçları.

Mesela; minibüsler.

Ya da halk otobüsleri; inip-binmelere ilişkin bir sistemleri var mı?

Yok!

***

Beri yanda;

Hayata tutunmaları için,

Ya da azmin zaferini ortaya koymaları için;

Onları, tüketen değil, üreten konuma getirmek için;

Tam teşekküllü,

Eğitim, öğretim ve istihdam yaratıcı, bir politika icra ediliyor mu?

Hayır!

***

Velhasıl;

Diyebilir misiniz ki, yaşam alanları engelliler için verimli?

Diyemezsiniz!

çünkü verimsiz, verimsiz olduğu kadar hayattan küstüren, yapıya sahipler.

***

Peki,

Birey olarak bizler.

Yani; her an için Potansiyel engelli olmaya" aday olarak bizler.

Onların,

İhtiyaçları için,

Hayatlarını kolaylaştırmak için, bir şey yaptık mı?

***

Bilmeliyiz ki;

Hayat onlar için engelli parkur gibidir.

İşte bu parkurda çıkarabilecek engelleri, aşabilmek için girişimde bulunmak, sorumluluktur.

Öncelikle;

Acımak yerine kendimizi o kişinin yerine koymak yeterlidir.

***

Şöyle ki;

Her insan gibi onların da özgür ve hür yaşama hakları vardır.

Ne kadar engelleri de olsa bizden biri olan insanlardır.

Bu hak ellerinden alınmamalıdır.

Bilmelidir ki;

çektikleri sıkıntılar, onları daha çok duygusal hale getirir.

***

Yardım elini uzatırken;

İlk önce acıma hissini bir kenara bırakmalıyız.

çünkü;

Duygusaldırlar, kendilerine acıyarak bakan kişinin yardımını asla kabul etmez.

Onlarda bizler gibi bir bireydir.

Engelleri ne olursa olsun mutlaka topluma faydalı bir birey olmayı isterler.

Özetle; onlara empati ve duygu şefkatiyle, yaklaşmalıyız.

Ki; engeller aşılabilinsin.

***

Yazıya,

Nokta koyarken, ajanstan bir haber düştü.

Hani deriz ya;

Olur, da bu kadar olur. cinsinden bir haber!

Haber, çarşamba ilçesinde.

Denildiğine göre;

Hırsızlar Bedensel Engelliler Derneğine girmişler.

Orda;

Tekerlekli sandalye almak amacıyla toplanan mavi kapakları çalmışlar.

Başka da bir şey çalmamışlar.

500 kilo mavi kapak!

Gel de söyletme!

İşte ülke insanımız; bu hale gelmiş!

Her şeye, ama her şeye rağmen, Engelli dostlarıma engelsiz günler, dileğiyle.

Gününüz; kutlu olsun.