HER ŞERDE BİR HAYIR VARDIR
Eklenme: 11/4/2009 12:00:00 AM

Bildiğiniz üzere meşguliyetimiz Diyarbakırspor! Eksenindeki gelişmeler ve yönetimce sarf edilen sözler ciddi bir şekilde kafa karışıklığı yaratıyor. Zihinler dağınık! Son 72 saattir odaklandığımız malum hadise; 'Diyarbakırspor ligden mi çekilecek, Galatasaray maçına mı çıkmayacak? Sözü'. Her ne ise! İkisi de; 'tepkinin' ikiz kardeşi ve aynı cümlenin iki kelimesi.  Dünkü yazımda malumunuz üzere; Diyarbakırspor'un 'biyografisini' ve gelinen süreci dillendirmiştim. Gelenin ne yaptığını, gidenin ne bıraktığını? Ve bu 'dağınıklıkla' oluşan kopukluk ve tepkisel anlamda, küskünlerin yaratılmasıyla Diyarbakırspor'un yalnızlaştığını. Yani 'hayat hikâyesi' içler acısı olan bir kuruluşun 'iflahı mümkün olur mu?' diye de sormuştum.

***

Neyse! Geçmiş Diyarbakırspor'a 'sevgi besleyenlerin' yüreğinde bir hançer. Fazla da kıpırdatmak istemiyorum, çünkü derin kanar. Ben; dünkü yazıma başlık olarak kullandığım cümlenin ekseninde; 'son' gelişmeleri; kurgulamak istiyorum. Yani 'Yapmamız gerekeni yapalım' diye! Söze iki derin mana içeren deyimle başlamak istiyorum. Meramımızın daha iyi anlaşılır olması için. Şöyle ki; boşuna dememişler 'öfkeyle kalkan zararla oturur' diye! Tabi bir de; 'Büyük lokma ye, ama büyük söz söyleme'! İşte Diyarbakırspor Kulüp Başkanı Çetin Sümer'in, Gaziantep maçı sonrasındaki 'çıkışı' ve sarf ettiği 'büyük sözü' bu minvalde, okuyorum.

***

MANTIKLA DEĞİL, DUYGUYLA HAREKET ETTİ Salt ben değil! Diyarbakır'da hemen herkes; aynı bakış ve düşünceyle 'cümleyi' okuyor. Nitekim dün yerel gazetelerimizi, televizyon kanallarımızı ve internet sitelerimizi taradım. Olup-bitene karşı sergilenen tavır nedir diye? Kim nasıl bir söylemde bulunuyor. Ve tabi bir de; Diyarbakır eşrafının yani Diyarbakırspor'a gönül verenlerin, yaklaşımı hangi yönde. Kentin kanaat önderleri! İl Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Belediye Başkanı Osman Baydemir, DTP ve AK Parti Milletvekilleri, parti İl Başkanları. Kısacası; Diyarbakır ahalisi. Şunu net gördüm! Hani derler ya 'aklın yolu birdir' diye! Hepsinin ortak fikri ve ana tavrı birinci derecede 'olup-biteni' kınıyoruz, bu tür çirkinliklerin bir daha tekrar edilmemesi ve önlemler alınması gerektiği. Ancak 'Takımı ligden çekeriz' tavrını kesinlikle kabul etmiyoruz, Zaten kabul edilmesi de mümkün değil. Sistem doğru, söylem yanlış.

***

Tabi bu fikirlerin ortak çizgisinde, şu soru da yüksek sesle sorulmuyor değil; 'çıkış' yapan Diyarbakırspor yönetimine aklınız nerdeydi diye? Çünkü Bursaspor maçında göstermeniz gerekeni neden icra etmeniz de; 'tavizkar' kaldınız? Gaziantepspor maçında olup-biten belli. Bursa, Antalya, Fenerbahçe maçında olanların yanında devede kulak bile değil. Ama kopartılan fırtına ve sergilenen çıkış; birbiriyle örtüşmüyor. Ki örtüşmediğinden dolayıdır ki; 'destek ve itibar' kamuoyunda da ciddi görülmedi. Ulusal gazetelerdeki resimlere bakıyoruz. Belli bir kare. Sümer'in şoföründen bahsediliyor. 'Bu adam kim diye?'! Yedek kulübesinde bulunan yöneticilerin; tepkileri. Anlayacağınız şu anki tablo, 'çıkmaz' sokak! Sümer sadece kendini değil, temsil ettiği Diyarbakırspor'u da 'çıkmaz sokağa' soktu.

***

Nitekim 'ulusal medya' şuan Diyarbakırspor'la alakalı çok manidar bir def çalıyor. 'Yaramaz çocuk' diye! Dahası; 'ekonomik gerekçeler' öne sürülerek, 'Bahane üretip' kaçmanın hesabı yapılıyor diyen de var. Varan 1'lerle süren haberler de; boşuna değil. Futbolcuların alacakları, çalışanların maaşları. Eski borçlar. Yani ekonomiksel anlamda 'durum' gırtlakta. Onun için de Çetin'in ifadelerine aklı, mantığı dışlayıp, duyguyla konuşuyor diyorlar. Sözde gerekçeleri de "Hakem kötü maç yönetmiş. Diyarbakırspor'u kimse ligde istemiyor. Ön yargılı tavır sergileniyor. Ve tribünlerde-yıllardır var olan- çirkin siyasi içerikli tezahüratlar yapılıyormuş".

***

HAYDİ!.. HUKUKİ MÜCADELE BAŞLATALIM?

İyi de; bunlar ilk kez olmuyor ki. Hep var olmuştur! Dünkü yazımda bir öneri getirmiştim! Şu yıllardır 'muzdarip' olduğumuz, 'ayrılıkçı' sloganların atılmasıyla alakalı. TFF'nin 'Gaziantep' maçıyla alakalı açıklamasında 'siyasi sloganın' atıldığından resmi olarak bahsetmişti. TFF'nin bu münferit(!) gördüğü sloganı, yayıncı kuruluştan maçın görüntüsü alınarak 'yargıya' götürülüp, hukuk mücadelesi başlatılsın. Ve 'Hakaret' davası açılsın. Tribünlerde Diyarbakırspor'a gönül veren taraftarlar. Ve sahada oynayan Diyarbakırspor'un futbolcuları. Yöneticileri ve teknik heyeti 'PKK'lı mı ki', 'Kahrolsun' sloganları atılıyor diye; hukuki hesap sorulsun. İnanıyorum ki; bu tavır bir milat olur. Alınan karar, Futbol Federasyonu'na 'etkin önlemler' almasını zorunlu kılacak. Yönetmeliklerinde 'değişikliklerde' bulunacak. Gözlemcilerin raporlarına yansıyacak olanlar da 'ciddi bir şekilde', frenleme yapacak.

***

O zaman görürüz Diyarbakırspor'un maçlarında 'tribünlerin' ayrılıkçı sloganların arenası olup olmadığını. Diyarbakırspor gelsin bu açılımı yapsın. Ve öncüsü olsun. Taktir edersiniz ki; 'cezalar' caydırıcılık için vardır. Eğer ceza yok ise, 'sözlerin' caydırıcılıktaki kifayeti de yoktur, yersizdir. Bir de yaşadığımız zaman dilimi önemli, hassas. Özellikle 'Kürt Sorunuyla' alakalı açılımın konuşulduğu bir dönemde. Yani 'duyarlı' bir süreçten geçiyoruz. Ülkede şuan için; 'pusuda' bekleyen, sinir uçları dışarıda olan akımlar mevcuttur. Onların çakmak istediği 'kıvılcımı' aleve dönüştürmememiz gerekir. Bunun için de; hassasiyetler dikkate alınmalı. Ortamlar öngörülmeli ve gelişmelere karşı; hep sağduyu, aklın yolu ve mantığı hareket ederek, duyguya kapılmadan 'çözüm' üretmeliyiz.

***

GELİN TÜRKİYE'DE BİR AÇILIM DA YAPALIM!

Dedim ya; 'her şerde bir hayır vardır'! Şuan için 'oluşan' ortamı lehimize çevirebiliriz. Ki kent ahalisi olarak 'yakaladığımız' bu kenetlenmeyi heba etmeyelim. Ve tüm Türkiye'ye 'pür dikkat'  diyebiliriz. Şöyle ki; Galatasaray maçına 'aslanlar' gibi çıkacağız. Stadyumu da tepeden, tırnağa bir gelin gibi; 'Yeşil-Kırmızılı' bayraklarla donatacağız. Ve herkes te, eline 'Atalarımızın' kanıyla boyanmış 'Al Bayrağı' alıp, 'Kardeşlik' sloganlarıyla; 'İşte Diyarbakır ve Türkiyem' diyelim. Dostu-düşmanı 'mahçup' ederek. İnanıyorum ki; bu hamle öylesi bir 'etki yaratacak ki', Türkiye'nin şu kardeşlik açılımına 'doping' olacak. Diyarbakırspor'u, Diyarbakırlıları ve Kürtleri 'ayrılıkçı' zihniyetle görenler; 'yerin dibine' girecektir. Görün o zaman; Diyarbakır'a 'kötü emeller' besleyen ve pusuda yatmış 'art niyetli' zihniyetlerin; nasıl 'kendi kendilerini' imha ettiklerini. Onun için diyorum ki, bir yanlış bir yanlışı götürmez. Matematiksel olarak, iki yanlış olur. Ancak bir doğru yapacaksın ki, var olan yanlışı giderebilirsin.

***

Şuan için Diyarbakırspor'un, Diyarbakırspor'a gönül verenlerin ve kentin katmanlarının yapması gereken, 'doğru' adım atmaktır. Hadi hep birlikte atalım. Kızgınlıkları, dargınlıkları, öfkeyi, şiddeti ve de birbirimizi 'yermeyi' bir kenara itip, 'kucaklaşalım'. Çünkü bizim Diyarbakır'dan 'estireceğimiz' rüzgâr önemli. Ve Diyarbakır 'ismiyle, misyonuyla ve konumuyla' büyüktür. Bir kez daha 'Biz büyüklüğümüzü' göstereceğiz. Şuan için herkesin beklentisinin  'Diyarbakırspor ve Diyarbakır'da ne olacak? olduğunu da unutmamalıyız. Tüm bunların 'aksine' atılacak adımlar yine bilinmelidir ki; 'birilerinin ekmeğine' yağ sürecek. Bağıra bağıra diyecekler ki; 'Bakın biz haklı çıktık?' diye. Onun için; 'ellerine' koz vermeyelim, 'her şerde bir hayır vardır' deyip, 'akıl ve mantıkla' hareket edelim. Yani 'yapılması gerekeni yapalım'!.