Siyasette! Yine Bahçeli klasiği, rüzgarı esti..
Ki, dün MHP ve AK Partinin grup; toplantısında alev alıcı oldu
Yerelde ittifak yok..
Af.. Andımız.. Ve Bozdağ eksenli; başlıkların karşılıklı, resti nokta atışlı gerçekleşti!!
Yetti diye!?.
***
Aslında!.. Tüm gözler, AK Parti grup toplantısında idi..
Günler öncesi, Erdoğanın beyanatı vardı..
Özellikle, Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili..
Son gelişmelere aktarılacak..
Erdoğan net ifade etti..
Cinayet vahşice işlendi..
Planlı işlendi.. Günler öncesi; kurgusu yapılmış..
İş, ulusal ve uluslar arası bağlantı..
Kraliyet ailesinin içine kadar; 15 artı 3 toplam 18 fail..
Faillerin, Türkiyede yargılanmasını istiyoruz..
Kral Selman!.. Yaşananlardan ayrı.. Ama kraliyet ailesi içerisine, uzanmakta!..
***
Erdoğan!
Cinayetle ilgili bunları açıklarken; iç siyasete dair, üç nokta koydu..
Birincisi; MHP ile yerelde ititfak..
İkincisi, Af..
Üçüncüsü Öğrenci andı
Üç nokta koyucu mevzuya dair aldığım notlar var
çünkü grup toplantısını pür dikkat izledim..
Bazı yerlerde, Erdoğanın hitap şekli, kurduğu cümleler hayli beni etkiledi..
İşte notlar..
***
KİMSEYE KİŞİSEL OLARAK SAYGISIZLIK ETMEYİZ
MHP ile kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor.
Cumhur İttifakına verdiğmiz önem üzerine bu farklılıklara yapıcı bir dil ile ifade etmeye çalıştık.
Kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz.
Esasen bizim siyaset tarzımızda böyle bir uslubun yeri yoktur.
Af gündeme geldiğinde, bu işi tam manasıyla masaya yatırdık.
Teklife sıcak bakmadığımızı çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık.
Burada temel bir ilke var.
Temel ilke bir devlet kendisine karşı işlenen suçlara af yetkisine sahip olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlara karşı devlet af yetkisine sahip değildir.
BUNLARA KADER MAHKUMU DİYE BİLİR MİYİZ?
Af gündeme geldiğinde, bu işi tam manasıyla masaya yatırdık.
Teklife sıcak bakmadığımızı çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık.
Burada temel bir ilke var.
Temel ilke bir devlet kendisine karşı işlenen suçlara af yetkisine sahip olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlara karşı devlet af yetkisine sahip değildir.
Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz.
Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, torbacılık yapanları bir araya getirmek bunu anlamak da mümkün değil.
Biz devlet olarak baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücade ettik, etmeye devam ediyoruz.
Hiçbir dönemde uyuşturucularla mücadelede bizim iktidarımız olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir.
En doğusundan güneydoğusuna kadar nerede ne gibi çalışmalar yapıldıysa hepsini topladık, gerekeni yaptık.
50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var.
Bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz?
Ne demek aldatılmış?
Öbür tarafta can alan katillere mi kader mahkumu diyeceğiz?
Öbür tarafta hırsızlara mı kader mahkumu diyeceğiz?
Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazlasını yapıyor, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz?
Zanilere mi kader mahkumu diyeceğiz?
Biz devlete karşı işlenen suçlarda devlet olarak yapılabilecek ne varsa gayret ederiz.
Bir katili affettiğimiz zaman maktülün ailesine nasıl anlatacağız?
***
Erdoğan, bu satırları grupa aktarırken; alkış tufanı koptu
Tabi, Afla ilgili Erdoğanın bu çıkışı!..
Gösteriyor ki, Parti tabanından da pek sıcak bakılmıyor
Ki, MHPnin Afı dikte etme hali, rahatsızlığın ifadesi olarak yansıdı!
***
ANDIMIZ TARTIŞMALARI
MHP ile AK Partiye yolları ayırtan bir diğer mevzu da; Öğrencilere okunan andımız..
Bu konuda, Erdoğan net idi..
Bahçeliye yahıt verirken, dil ve uslüpta hayli etkileyici oldu..
Vurgulu, konuştu!..
ve şöyle dedi;
***
Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu.
2013te bunu çözmüştük.
Yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir.
Türkiyeyi hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaşadığını gösteriyor.
Tek parti CHPsi döneminde başlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır.
Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır.
Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır.
Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır.
Bunun dışına bir and tanıyoruz, tanımayacağız.
BEN TÜRKÜM AMA TÜRKçÜ DEĞİLİM
Erdoğan, Öğrenci andındaki etkin vurguya dikkat çekti..
Özellikle; Milliyetçilik söylesi üzerinde sürekli eleştiri konusu olan Erdoğan; bu fikirdekileri boşa çıkardı..
Ve şöyle seslendi..
Ben Türküm ama Türkçü değilim.
O başka bir şey, o başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır.
Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir.
Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapmak hakkı doğar.
Asla bunu ırkçılık yapma boyutuna taşımayalım.
Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz.
AK Parti olarak bu yanlışa düşmedik.
Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun ortak devleti olduğuna göre, sembolik unsuların hepimizi kucaklaması gerekir.
Rabiamız budur.
Tek millet. Kökenine, bölgesine bakmaksızın 81 milyon vatandaşımızın tamamını ifade ediyoruz.
Ayrımcılık yok.
Tek bayrak.
Uğrunda dedelerimizin ve evlatlarımızın kan döktüğü istiklalimizin alameti farikasını olan değerini vurguluyoruz.
Tek vatan derken, 780 bin kilometre vatan toprağının hepimize ait olduğunu söylüyoruz.
Tek devlet derken maziden atiye uzanan köprü üzerindeki Türkiye Cumhuriyetinden başka devlet tanımadığımızı belirtiyoruz. *
YOL ARKADAŞIMI FEDA EDEMEM
Erdoğan, yol ardakaşlığı vefalını, Bahçelinin, Bekir Bozdağa dair tehdit söyleminde, gösterdi..
Ve sert bir dille, tepki koydu..
Dedi ki;
Tek tipçi bir metin özentisinin çocuklarımıza her sabah okutulmasının yeri var mıdır?
Anayasa Komisyonu Başkanımızın kökeni ve meşrebi üzerinden eleştirilmesinin kime ne faydası vardır?
Ben ayrımcı değilim diyeceksin, Anayasa Komisyonu Başkanımız benim milletvekilim, bakanlık yapmış arkadaşımıza, bakanımıza hem hakaret, hem tehdit savuracaksın.
Onun arkasında bizler varız.
Bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım.
Bu çok üzücüydü.
Buna yol arkadaşımı feda edemem.
Benim bu yol arkadaşımızın ırkçılıkla alakası yok.
Kökeni Kürt olabilir ama kendisi bu millete hizmet etmenin şuurunda.
Niye hedef saptırıyor, damgalama yapıyoruz.
BAHçELİYE İTTİFAK CEVABI: HERKES KENDİ YOLUNA
Erdoğan!
İttifakla alakalı, Bahçelinin çıkışına, şu anlamlı sözle cevap verdi..
Bir halk deyimi..
Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna..
ve şöyle dedi;
Ülkeyi ve milleti sevmek çocuklarımızı buna uygun bilgi, beceriyle donatmakla olur.
Biz 2053, 2071i inşa etmek için ittifak kurduk.
Bunun için artık bu tür meselelerdeki görüş farklılıklarının Cumhur İttifakına gölge düşürmesine izin vermemeliyiz.
Biz bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız.
Milletimizin emaneti olan Cumhur İttifakını günlük siyasetin üzerinde tutmak istedik.
Gördük ki MHP farklı bir tercih yaptı.
Madem Biz yolumuza diyorlar, biz de Herkes kendi yoluna deriz.
***
BAHçELİ, UZATMAYA GEREK YOK!
Gelelim Bahçeliye
Kendi cephelerinde nokta diye ifade ettiği konuşması..
Özetle şöyle dedi;
Milliyetçi Hareket Partisi teklif metninden asla taviz vermeyecek, ilk gün ne söylemişse, karar anı geldiğinde aynısını cesaretle dile getirecektir.
Oyunbozanlık yapmıyoruz.
Yürüyen tekere çomak sokmuyoruz.
Pişmiş aşa su katmıyoruz.
(...)
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bundan böyle kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız, kararlıyız.
Önemle diyorum ki;
Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, geri adıma zorlanmasıyla, yok sayılmasıyla, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalamayacaktır.
Hiçbir ittifak diğer tarafın tahakküm ve dayatmayasıyla, üstten bakmasıyla, parmak sallamasıyla yaşayamayacaktır.
Hiçbir ittifak pozisyon hatırlatmasıyla, devamlı çatladı çatlıyor ihbarlarıyla, zamana oynamayla, şartların kollanmasıyla varlığını devam ve idame ettiremeyecektir.
SAMİMİYET VE SAFİYET!
Samimiyet, safiyet, fedakarlık ve dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürdürülemeyecektir.
Adalet ve Kalkınma Partisi içinde ittifak çabalarını dinamitlemek için sürekli faaliyet içinde olanlar sevinç taklaları atabilirler, heyetler görüştü görüşmedi, oldu olmadı, yasal zemin vardı yoktu tartışmalarına son vermenin vakti gelmiştir.
Bu kronikleşmiş süreci uzatmanın anlamı ve alemi yoktur.
Parti olarak 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerine yönelik herhangi bir ittifak beklentimiz, ittifak arayışımız, ittifak niyetimiz geldiğimiz bu aşamada artık kalmamıştır.
İşin tadı kaçtığından zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı olmayacaktır.
Oyalanmaya, milleti aldatmaya, sabırları sınamaya, umutlarla oynamaya lüzum da yoktur.
***
ROTA KÜRTLERE Mİ?
Sonuç itibariyle!
Cumhur ittifakı artık eskisi gibi randımanlı olmayacak..
Kırılganlık oluştu.. Tabi bu; gel-gitler taban acısından; yetert artık diye görülürek, herkes kendi yoluna..
Bakalım, bundan sonra Kürtler nasıl bir politika ortaya koyacak..
Hiç kuşkusuz ki, AK Partinin rotası ne olacak?!
Ki dün görüştüğüm bir çok kişi; taraflar 2013 koduna dönebilirler.. Yeni bir sayfa açıyoruz..
Ee, HDPden mesaj geldi Eş Genel Başkanı Sezai Temel.. Gelin masaya otur, biz katkı vermeye hazırız!..
***
GÜZELOĞLU ADAY MI?
Kulis bilgisi.. Kesin değil.. Ama, Şanlıurfada konuşuluyor..
Denilene göre..
Diyarbakır valisi Hasan Basri Güzeloğlu yerel seçimlerde aday..!
AK Parti, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak mış?..
Mümkün mü?..
Tabi, 24 Haziran seçimlerinde de adı sıkça; Milletvekili adaylığında geçiriyordu..
Ama sonra; mümkün olmadı?
Peki, oy noktasında bir artı olur mu?
Eee o da sahada ve seçim minderinde; ortaya çıkar?..
Balık suda pazarlanmaz!?..
***
AFİŞ VE BAYRAK!
İki skandal.. İki algı üretimine yönelik suikast vakıası!..
Garip.. Taraflar işi kabul etti.. Ama kimse ben; kusurluyum demiyor..
Topu taça atma misali..
Herkes, bir başka türlü kulağını göstermeye çalışıyor..
***
Mesela!
Ulu Caminin şuursuzca; klise olarak gösteren afiş rezaleti..
Deniliyor ki.. Kontrolsuz bir zamanda yapıldı..
Her ne hikmetse!..
Yani alelacele olmuş, afiş 1.5 saat askıda kalmış fark edilmiş kaldırılmış!..
Şuuyu vukuundan beter..
Yani kasıt yok muş?! Halk deyimiyle; kullahıma anlat!?.
***
Ya Bayrakların yerdeki hali!
Ona da; binbir türlü kılıf..! Şunu uyardık.. Buna söyledik..
Bakın wassaptan uyarı yazımız; denilip duruldu..
Tıpkı, afiş gibi; kontrolsüz zamana! sığınıldı..
İlginçi..
Şenlik esnasında;
Polisin de, Gençlik organizatörlerinin de; Bayraklar ayaklar altında çiğneniyor diye de, söylendiği ifadesi!..
Velhasıl kelam! Kent sahipsizliğine devam..!
Galiba kabahatli yine biz!..
Niye; yazıp-çizdin!!!