HİÇ DE HOŞ DEĞİL..!
Eklenme: 6/25/2024 12:00:00 AM

Yaşanan ve yaşatılan her hadiseye karşı ortaya konulan demokratik tepkinin, sonuna kadar arkasındayım ve destekçisiyim! Hem de tavizsiz bir şekilde. Ancak kaş yapayım derken göz çıkarma gibi bir keyfiyet ve de zafiyet asla kabul görmez! Tasvip etmek ne mümkündür? Tıpkı üç gün önce Diyarbakır merkez Sur ilçesinde, vuku bulan hadise gibi!

***

Kalabalık bir grup genç, iki yabancı markaya ait şubelerin önünde, eylem yapıyor!.. Maksatları Siyonist İsraili telin etmek, soykırıma maruz kalan, insanlık dışı saldırılar altındaki Filistin ve Gazze halkına da, destek vermek!.. Böyle söylüyorlar. Ancak kameralara yansıyan görüntüler, eylemin hiç de, demokratik, insani bir tepki dozajında, gelişmediğini gösteriyor.

***

Yüzlerce kişi, korku, panik, neye uğradıklarını bilmez halde kaçışıyorlar. çocuk, genç, kadın, erkek, bağırarak, imdat çığlıkları arasında, uzaklaşmanın çaresi içerisinde! Eylemi yapanlar ise, adeta korku yaratıcı bir ruh haliyle, bir şeyler söylüyorlar. Atılan sloganlar var, yapılan yürüyüşte! Nihayetinde, kepenkler indiriliyor!

***

Görüntüler! Yapılan haberler Ve sosyal medya üzerinde, mevzuya mütali olanların, kendilerine özgü, yorumları! Mevzu bir anda kbusa döndü. Bir bütünlük içerisinde, sorguluyorum zihnimde! Hadise de; İsrail ve Filistin mevzusunda yapılan, edilen ve yaşanılanlar noktasında işin neresinde kalıyor? Anlamak zor!

***

Demokratik eyleme eyvallah! Yanınızdayız. İnsani, vicdani ve rahmani söylem ve gösterilere, en büyük alkış. Boykot derseniz, sonuna kadar. Ama velakin, İsraille ortaklığı olduğu iddiasıyla zincir marketlerin yerli işletmecilerin işyerlerini basarak mı, oradaki insanları korkutarak mı, batıracaksın? Ya da, İsrailin zulmüne dur diyebilecek misin?

***

Bilakis, İsrailin barbarlığına, Siyonistlerin şeytani ruhuna, propagandasına hizmet edici oluyorsun! Ve zarar gören, sosyo-ekonomik kayba uğrayan, senin yerli esnafın ve de Diyarbakırlı hemşerin! Daha önce de dikkat çektim, böylesi eylemler Filistin halkına zerre-i miskal ne katkısı olabilir, ne de desteği çünkü maksat, üzüm yemeyi aşıp, bağcıyı dövmeye geliyor.

***

Düşünebiliyor musunuz? Ya maazallah, orada biri karşı çıksa? Ya da işletmeci direnç gösterirse? Veya bir provokatör sinsice bir şiddet atmosferine dönüştürücü, kıvılcım, çaksa! çıkabilecek infak üretici hadiselerin önünü kim alabilir? Aman ha aman; kritik zamanlarda, hoş olmayan mevzulardan ırak olalım! Bu vakıa, kent açısından da, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi yönde, zarar verici! Hele ki, turizm mevsiminde iken!

***

HER BİJİ TÜRKİYE!

Bu mevzuu çok kritik, hassas, bir o kadar da, düşündürücü. İki yazı öncesi, Oktay Kaynarcanın Türkiyeli, ifadesi üzerine, uzun uzadıya, konuşmuştuk! Ulus anlayışı noktasında bir üst kimlik tanımı için; Türkiyeli ifadesi, doğru bir tanım!

***

Ne var ki bu tanım üzerinde; havayı bozanlar oldu. Buna dair de demiştim ki, tekçi, ırkçı, şoven, hizipçi, ötekileştiren, söylem ve eylemlerden, ne olur marjinal zihniyete sahip kişilerden; ırak duralım! çünkü içimizi kanatmak isteyen, çok hasımlar var diye! Özellikle de pusuda, bekleyenler!

***

Ne var ki, bu kez zıt istikamette, ateşi körüklemek isteyenler de oldu! Bir dönem, Türkiyede Milletvekilliği yapmış biri olan Ferhat Encü... Türkiye Milli Takımının mağlup olduğu Portekiz maçı sonrasında, hiç de şık olmayan, zihinleri farklı kulvarlarda zehir akıtıcılığa dönüştüren bir tweet atmış! Diyor ki; Biji Portekiz..

***

Encünün hissiyatları ve hassasiyetleri buldozer gibi, çiğneyip attığı şımarıkça tutum ve tweet üzerinden, bakıyorum ki, sosyal medyada Kürtlere yönelik topyekn, bir linç kültürü, ateşlenmiş vaziyette! Halk deyimiyle vur abalıya misali, Kürtler üzerinde hüküm bina eden edene! Bu tutum kabul edilemez diyorum!

***

Encünün ahlaki olmayan bu tutumuna karşı, Kürtleri topyekn ateşin içerisine koyup, hüküm inşa etmek de bir o kadar ahlaki, değil! Ki ne insani, ne de vicdanidir. Kürtler her zaman altı çizili şekilde vurgulayarak, dile getirdiğim gibi! Bu ülkenin, bu toprakların, bu vatanın, asli unsurlarıdır.

***

Onlar, bu vatanın, bu toprakların ay yıldızlı bayrağını taşıyan, her takımı sahiplenir ve tutar! Onların yürekleri, nasıl Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, hatta Trabzon gibi, Amedsporun, Diyarbakırsporun, Diyarbekirsporun, Vanın, Yüksekovanın! Bunun aksi düşünülemez, üzerinden de keramet üreterek, hüküm bina edilemez! Nokta.

***

DEĞİŞMEZLER, DEĞİŞEMEZLER!

Ne yazık ki öyle! İstedikleri kadar biz değiştik, dönüştük, yenilendik desinler! Değişime dair, makyajlar, botokslar, kodoslar yaparlarsa yapsınlar. Onların hiç bir şekilde; ruhları değişmez!! Bir kere, genlerine nüfuz edip, vücut bulmuştur; İslama ve inanan kesime karşı, alerjik takılmak!?

***

çağdaşlık ve batılılaşmayı kendilerine modernize kültür ve medeniyet inşa eden anlayışın aktörleri, her türlü ahlaksızlığa, sapkınlığına, aşinadırlar! İslam dışındaki tüm dini inançlara, değerlere, hatta ve hatta hurafelere öylesine hoşgörü içerisindeler ki, en büyük özgürlüğü onlara ister ve tanırlar!

***

Bir de değişmez libasları var. O da; laiklik Her türlü, perdelemeyi bununla yaparlar. Hele bir de laf lafa gelince, döktürdükleri enva-i yalan var ki, maazallah! Tanımazsan, bilmezsen, geçişmişlerine vakıf değilsen, dinlediğinde melek sanır, kalırsın karşı mahallenin sol cenahını! Ne de, hayırlı birer dindar kardeştirler deyip durursun onları!

***

Kendilerini, İslamın tek savunucusu ve bekçisi de görürler! Seni öylesine şaşırır ve devre dışı bırakırlar ki; Bizden daha iyi Müslüman yoktur bayrağını açarlar. İktidarları dönemine ahkm kesici olurlar. İnancın önündeki, tüm engelleri kaldıran, prangaları söken, özgürlükleri sağlayan biziz derler. Öyle ki, başörtüsüne, türbana konulan yasağı onlar kaldırdı!

***

Hatta ve hatta, İmam Hatipleri onlar kurdu. Katsayıyı onlar kaldırdı. Kuran kurslarını, onlar açtı. Ayasofyaya Cami olarak ibadete açmayı bile, kendilerinin rızasıyla, olduğunu söylerler. Neyse! Kimin neye inandığı, neye inanmadığı, yaşam modernitesi, neyi hükmediyorsa etsin de

***

Kimse ama hiç kimsenin haddine, değildirdir! çocuklara erken yaşta Kuran-ı Kerimi öğretmek, okutmak, Ortaçağ zihniyetidir demek!.. İşte bu zihniyet, hiçbir şekilde, değişmezdir! Üstündeki libaslar istenildiği kadar, değişsin, dönüşün, eylem ve söylemler gelişsin, ama ruh değişmez!

***

GÜNÜN SÖZÜ

Eğer ki, çıktığın yolda başarılı değilsen, ona buna saldırma sebebine odaklanıp, düşün!

Failed to load the video