Elbette ki!
7 Haziran'ın doğurduğu sonuçla "bir hükümet" kurulacak.
Ama nasıl?
Alakalı bir dizi "formül" ve öğütler var.
Deniliyor ki;
AK Parti-CHP.
AK Parti-MHP.
AK Parti azınlık; HDP dış destekli.
Ya da; CHP-MHP dışarıdan; HDP destekli.
Veyahut "üçlü" ittifak…
***
Lakin.
Her formül "ön şartlı".
Yani "eğer ki" bu şart kabul edilirse; "olabilir?"
Yoksa.
Yoksa başka kapıya bakmak zorunda olunacak.
İlk gün ifade ettim.
Sandık.
Partilerin;
Toplumda yarattığı "hizipleşme" haline dur dedi.
Yeter artık; "uzlaşın".
Bir çatı altında "toplanmanın" yolunu bulun uyarısını yaptı.
Bunun dışında; "size abı-hayat" yok.
***
İşte bu sonuç koalisyonlu dönemi; "başlattı."
En sağlıklı.
En uzun soluklu…
Sorunların; "çözümünde" sandalye sayısı…
Demokratik; "tavır".
Ve çoklu temsiliyet noktasında kurulacak hükümet olursa AK Parti-CHP ittifakı olmalı.
Eğer ki.
Daha farklı bir koalisyon düşünülürse…
Kısa ömürlü olur.
Ve tüketilen zaman da; "ülkenin" geleceğinden gider.
Heba…
***
Niye mi diyeceksiniz?
Buyurun size.
Konuşulan formüller.
Bizden de; "iki kelimelik" formüllerin, verimsiz olacağına dair, fikir.
Şimdi.
MHP diyor ki; HDP'li hiç bir oluşuma yokuz.
Yani; HDP varsa biz yokuz.
İçerde olsun ya da dışarıdan destekli olsun; "kabul" değil.
Elbette ki; HDP de aynı çizgide.
***
O zaman!
HDP ve MHP'li; "formülleri" çöpe atıyoruz.
MHP-CHP'nin ittifakıyla; "hükümet" kurulamayacağına göre.
Sayı yetersiz, geriye ne kaldı?
İlla ki, AK Parti'nin içerisinde yer alacağı bir "koalisyon?"
Bir de; AK Parti "azınlıklı" hükümet.
HDP'nin "dışarıdan" desteğiyle.
Olabilir mi?
Pek "istikrarlı" ve uzun soluklu, görünmüyor.
Kandil'in, tavrı ortada…
Ama bir olasılık; "O da" İmralı "siyasi tabloya" ne diyor?
***
Ki olasılık konuşuluyor?
Hükümet kilitlenmesi olursa…
İmralı.
Çözüm sürecinin akamete uğramaması.
Ülke yeniden; gerilimli ve çatışmalı" sürece girmemesi.
Hele ki, Suriye'deki "gelişmeler" orta yerde iken; HDP destekli AK Parti hükümetine "omuz" verebilir.
Yani.
Öcalan bir kez daha; AK Parti'ye "hayat" vermiş olacak.
Tabi böylesi bir durum…
Muhalefetteki "tepkiyi" nasıl doğurur.
Özellikle.
MHP açısından irdelenirse.
Kızıl-kıyamet kopar.
CHP de "mevzuları" ganimet görerek, bindirme yapacak.
Özetle; "olabilir.
Ama çok riskli…
Yani en son “çare"
***
Söylenen şu…
Ki, havuz medyasının manşetlerine bakılırsa…
AK Parti-MHP hükümeti kurulmuş.
8 Bakanlık, MHP'ye verilmiş.
Hatta Bayram'da ülkeye çifte bayram (!) yaşatılacakmış.
İyi güzel de.
Bahçeli'nin şartları var.
Diyor ki.
17–25 Aralık yolsuzluk dosyaları açılacak.
Erdoğan.
Bulunduğu makam seyrinde; "anayasal" sınırlara çekilecek.
Beştepe'yi bırakacak. Gelip Çankaya'ya oturacak.
Akla ziyan bir istek de; "çözüm süreci?"
Sonlandırılacak.
***
Şartlar "kabul" edilebilinir mi?
Sanmam.
AK Parti; "Kürtleri" yekûnuyla kaybetmek.
Hele ki, "gözden" çıkarmak…
40 yıldır süre gelen; "çatışmalı" ortamı sonlandırıp; "barışla" kucaklaşma evresinde iken.
Hepsini.
Kısa ömürlü bir iktidara; "heba eder mi?"
Doğrusu; "akıl yoksunu" olmak gerekir.
***
Bir de.
Erdoğan'ı dışlamak.
İpleri koparmak; AK Parti'nin "kendini" inkâr etmesi olur!
Zor göze alınır.
Kısacası; Bahçeli'nin şartlarıyla AK Parti'nin "dokusu" pek uyuşmaz.
Dün, Ahmet Hakan…
Bu formüle olabilirlik; "noktasında" ilginç bir tespit yapmış.
Kapı aralanabilir diye.
"Suriye'de PYD'nin oluşturduğu Kürt bölgesinin önüne geçmek amacıyla Suriye iç savaşının içine dalmak"
***
Bu hamle.
Hal-i hazırdaki mevcudiyetle; "intihar" olur?
Türkiye.
Bu hamleyi, iki jet'inin düşürüldüğü esnada yapacaktı!
O bölgede Tampon" alan oluşturacaktı?
Ama yapmadı.
Ne derler; "Atı alan Üsküdar’ı" geçti.
Böylesi bir girişim.
PYD ile çatışmaya girmek.
Türkiye'de.
"İç savaşın" yekûnuyla, alevlenmesi demektir.
PKK durur mu?
Güneydoğu'daki Kürtler durur mu?
Kobani; "düştü düşecek" sözünün faturası orta yerde duruyor.
Zor.
***
Ama şunda hem fikiriz.
Eğer bir koalisyon olacaksa.
Bu ancak ve ancak; AK Parti ile CHP arasında olacaktır.
Ki bunu.
9 Haziran sabahı; "kaleme almış" ve ifade etmiştim.
CHP.
Mevcut rejimin partisi olduğuna göre.
Ki hala bu rejimle yönetiliyoruz; "o zaman" CHP koalisyonda yer almalı ki "sistem" yeniliklere açık olunabilinsin.
Aksine; her hamle sistem tarafından "çelmelenir?"
***
Bir akıllı diyor ki.
CHP-HDP ittifak kursun.
AK Parti de; "dışarıdan" destek versin.
Olur mu?
Duasına âmin demek; ne mümkün?
Diyelim ki; "olabilir?"
Sahi Erdoğan'ı nereye koyacaksınız?
Hükümet verme; "yetkisini" bu yapıya sunar mı?
Sanmam.
***
Velhasıl.
Kavgasız-gürültüsüz.
Karnından konuşmasız.
Şeffaf ve huzurlu, istikrarlı bir gidişat isteniyorsa…
Koalisyonlu hükümet yönetimlerinin…
Çağa uygunluğu gösterilmek istenilecekse.
Uzun ömürlü hükümet formülü; AK Parti-CHP'dir.
Sayısal olarak da…
Sistemin; "uygulayıcıları" olarak da…
Almanya'da olduğu gibi…
Merkez sağ,
Merkez sol "ittifakıyla" oluşacak hükümet, "tüm sorunları da" çözebilmeye muktedir olabilir.
Ama yoksa!
O zaman!
En kısa sürede; "Erken" seçim kaçınılmaz olur.
Kasım en doğru takvim.
Ama diyeceksiniz ki.
Mevcut Milletvekilleri; "rıza gösterir mi?"
Çünkü olası böyle bir karar.
Onların; Milletvekili unvanıyla kazanmış oldukları tüm sosyal hakların "üzeri" çizilmiş olacak.
Ki buna rıza göstermeleri de mümkün değil.
***
Evet.
Cevabı belli bir bilmecenin etrafında ha bire "anlamsızlık" icra eden, saçmalıklarla cebelleşiliyor.
Eee. Sonuç bekleyip göreceğiz; "kapalı kapıların" ardından; neyin çıkacağını?
Hükümet mi, erken seçim mi?
Anlayacağınız!
Tüm bu seçeneklerden herhangi birinin seçim sonuçlarının kesin olarak açıklanmasından sonraki 45 gün içinde hayata geçirilememesi durumunda Türkiye’yi erken seçim bekliyor.
Eğer koalisyon kurulamazsa!
O zaman, Türkiye bu 45 günden sonra gelen 90 gün içinde yeniden sandık başına gidecek; yani, Kasım'da erken seçim!