İnsan-i, Değerleri koruyabilmek!
Eklenme: 8/13/2011 12:00:00 AM

Sevgili okurlar!.. Bugün, Haftanın son günü olması münasebetiyle.. Biraz, Toplumsal "değerler" ölçeğinde hasb-i hal etmek istiyorum. Ruh halimiz.. Ve insan karakteri açısından.. Tabi, Bu "fikri" hasb-i hali bir ölçüde, "bunaltıcı" atmosferden uzaklaşmak.. Haftanın da, "Yorgunluğunu" zihin açısından atmak için.. Aynı, Düşüncenin "harmanında" bir de, çevremizi irdelemek!.. Ya da, "biz" bu ruh hali içerisinde, nerdeyiz?

* * *

Evet.. Ön yargılı olmak.. Ya da peşin hükümlü davranmak.. İki ucu keskin bıçak misali.. Derin bir ruh erozyonuna sahip.. İnsanın geninden mi, yoksa çevresel faktörden mi geliyor? Bilinmez.. Bu konuda bilimsel bir veriye sahip değilim.. Ancak bilinen gerçek, ruh yapısının' erozyona uğramasının ana arızasıdır.. Ve bu durum, insanoğlunun yaşam' düşmanıdır. Hele bir de, hastalık' halini alırsa.. Yani bağımlılık arz ederse.. Vay haline.. Zihnine sirayet ettiği andan itibaren, artık tehlike' kaçınılmazdır.. Her an hata yapabilir.. Kendisine ve çevresine derin' ve telafisi mümkün olmayan yanlışlar' yüksek bir performansla kendini gösterir.. Maazalah bir durum!

* * *

Evet, Kuşkulu ruh hali.. Zihnine akan bilgiler öyle bir hipnozla hareket eder ki, en yakınındaki kişiden tutun da, hiç tanımadığı kişiye kadar, olup-bitenle alakalı ön yargıya' dayalı kararlar verir.. Bu performansında; onun için doğrular önemli değil.. Hatta yanlışlar bile önemli değil.. Tek ve düşünülen durum onun karar mekanizmasıdır..

Bu da onun için istenilen ve aranan zihnine sirayet eden ön yargısıdır'.. Sonuç onun için farklılık teşkil etmez.. Önem arz eden onun o anki kararıdır.. Durum böyle olunca da, her vaka çözümsüzlük ağında cebelleşiyor. .. Zaten böylesi yaşam karakterine sahip olan kişi için de en kötü durum saplantıdır..

* * *

Bu saplantı, yaşanan ve karşılaşılan mevzu üzerine gelen bilgilerin teste' tabi tutulması imkânı varken, buna eğilim göstermez... Hem doğrunun hem de atılan ve erozyonu oluşturan yanlışın sınama' imkânı varken. bunu paronayak düşünceye kurban ediyor olmasıdır onu ön yargılı kılan.... Dış görünüş veya bir anlık konuşma.. Anlamsız olmasına rağmen bu durum onun için bir veridir... Ve ulaşabileceği kararın gerekçesidir. Bu veri zihnindeki mekanizmada bir anda, ön yargı' karakteriyle, hüküm vermektedir. Yüzeysel ve ezberden..

* * *

Bugün toplum olarak böylesi bir zihniyet' yıkımı içerisinde bulunmuyor değiliz. Gerek günlük yaşanılan vakalar.. Gerekse de yaşanabilecek mevzularla alakalı peşin hükümle' yargısız infazlar yapılmakta.. Sağduyudan uzak, mantıksız bir kurguyla.. Saplantılar kompleksiyle, yık yıkabilirsen.. İftira ve bühtan kaçınılmaz! Onun için dir ki; Bugün toplums al düzeyde "barışık" ve uzlaşıcı değiliz.. Olmadığımız için de, "sürekli" kavga ve şiddet otmasfei içerisinde, birbirimizi boğazlıyoruz.

* * *

Şöyle bir çevremize bakalım.. Ramazan-ı Şerif'te olmamıza rağmen.. Birbirimizin "kuyusunu" kazmıyormuyuz. Ya da, "buhtanlar" sıralamıyor muyuz? Sonuc itibariyle, şunu ifade etmek istiyorum.. İnsan-i, Değerleri koruyabilirsek.. İnanın, Uzlaşı ve barış kaçınılmaz olduğu gibi.. Saplantı ihtiva eden, "Ön yargı ve peşin fikir" denilen, zehir ihtiva edici zihinden arınmış oluruz. Yeter ki, Karşımızdakini "kendimiz" gibi görebilme, erdemliğine ulaşabilelim.